Bir önceki yazımda dile getirmiş ve “Süper Lig yasal olarak iptal edilmeli” demiştim. Yasal kelimesine vurgu yapmıştım. Yani, Süper Lig kişisel beklenti ve kararların bir kenara bırakılıp yasalara uygun bir şekilde lig iptal edilmeli. Aslında o yazının meselesi, pandemi ciddiyetini henüz kavrayamamış futbol yöneticileri, medyası, teknik adamları ve sporcularla ilgilidir. Yazım yayına girdikten iki gün sonra da arayan bazı teknik adamlar “Hocam o kadar emek verdiler; mesela Trabzonspor ve Sivasspor için şampiyonluk, tarihleri için önemli. Ya da Hatayspor alttan Süperlige çıkacak takım, emekleri  boşa mı gitsin, maçların oynanması daha doğru olmaz mı?”  diye sordular. Riski anlattım ve futbolculara bunun yapılamayacağını belirttim. Futbolcuların çoğu maçları oynamanın tehlikeli olacağını, kendilerini güvende hissetmeyecekleriyle ilgili demeç veriyor. … Fransa hükumeti ligini iptal etti. Ardından da İtalya hükumeti de ligleri iptal edebileceği üzerine bir açıklama yaptı.  İngiltere ve Almanya ligini iptal eder ve Eylül’de lig başlasın kararı alırsa bu Şampiyonalar Ligi ve UEFA Ligi’nin oynanıp oynanmayacağını etkileyecektir. Süper ligin iptal edilmesi gerektiğini ifade ettiğim yazı yayınlanınca gördüğüm, Trabzonsporlu bir kaç genç taraftarın şampiyon olacaklarına inanmaları ve maçların oynanması ya da kendilerinin şampiyon ilan edilmelerinin doğru olacağına ilişkin inançlarıydı. Maçların oynanmasının salgından daha önemli olduğu düşüncesi oyuna yüklediğimiz anlamları yeniden gözden geçirmemizi gerekli kılıyor. O bir kaç genç taraftarı yazıma konu etmem elbette ki eğitimciliğimin yansıması olarak değerlendirebilir. Herkesin düşüncesi benim için kıymetli. Taraftarlar, futbol yazar ve yorumcuları tuttukları takımlara ilişkin yoğun duygularını kritik zamanlarda bir kenara bırakabilmeli ve süreçleri nesnel bakış açısıyla değerlendirebilmeliler. …. Covid-19 ilgili haber ve makalelerde, pandeminin bireyleri bir araya getirmek yerine mümkün olduğunca birbirlerinden uzak tutmanın gerekliliğine vurgu yapılıyor. Ve “rehavete kapılmayın” deniyor. Buna rağmen, gündelik yaşamda salgının ciddiyetinin kitlesel anlamda ne yazık ki farkında olunmadığı görülüyor. Elbette sözünü ettiğim, bu zor süreçte, geçimlerini sağlamak için çalışmak durumunda olup da dışarı çıkmak zorunda kalanlar ile işlerini kaybettikleri için ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklarının korunması için gerçek bir sosyal devletin sorumluluğunda olan insanlarımız değil. Sözünü ettiklerim, “Of çok sıkıldım”,  “ Salgın geçti bir şey olmaz”, “Maçlar oynansın, evde meşgul oluruz”, “Maskeyle oynarlar”, “Bizim şampiyonluğumuz engellenmek isteniyor”, “Yayıncı Beinsports kulüplere ödemeyi maçlar oynanırsa yapacak, bu para bize lazım oynayalım” ya da  “Lige çıkmak için mücadele vermiş Hatayspor’un emeği şimdi boşa mı gitsin?” diyenler. … Yıllarca profesyonel basketbol oynamış, takım kaptanlıkları yapmış, basketbolcu yetiştirmiş bir sporcu olarak, bir yarışmanın sonuçlanmadan galibinin ilan edilemeyeceğini söylemem gerekir. … Spor, kurallı düzenlilikler ve tekrarlara dayalı bir süreçtir. Kurallar oyunun adil bir şekilde oynanmasını, devamını ya da durmasını sağlar. Galibiyet ise ancak ötekine karşı oynandığında mevcuttur. Ve bütün bunlar,  belirlenen bir takvim içerisinde gerçekleşir. Şimdi futbol pendemiyle karşı karşıya… Futbol önemli bir eşikte… Organizasyonlar, davranışlar, düşünceler, kararlar da öyle… Bu eşik, futbolun yaşamını değiştiren dönüm noktasını işaret ediyor. Yeni kararlar ve yenilenmelere yol açıyor… Süreci senin, benim takımım yerine bu şekilde görmek, değerlendirmeleri sporcuların sağlığını riske atmayacak bir biçimde yapmak gerekiyor. … Bu yeni uğrakta, Nihat Özdemir ve Kulüpler Birliği’nin eski ezberlere dayanarak maçları oynatmak istediği açık ve bir o kadar tehlikeli. Onların bir türlü görmek istemediği, bir çok spor insanın gördüğü, yapılması gereken iki şey var. Ya, oyunun/futbolun doğasına aykırı olmasına rağmen, 8 maç oynanmadan averaj dikkate alınarak Trabzonspor şampiyon ilan edilecek. 2.Başakşehir.  3. Galatasaray olacak. Süper Lig’den üç takım düşürülerek, alttan üç takım çıkarılacak. Ya da Süper lig, devam edemediği ve karşılaşma hakkı takımlara verilemediği için oynanmamış sayılacak. Her iki seçenekte, uluslararası organizasyonlara gidecek takımların da şu an mevcut sıralamaya göre ilan edilmesi gerekecek. Trabzonspor sevdalıları süreci bir de böyle değerlendirmeli ve kararlarını vermeli. Dizi Önerim.

 “THE  ENGLISH GAME”

Seyretme ve taraftarlık kültürü üzerinden var ettiğimiz futbolun doğasını anlamak. Kadının sporun/futbolun içindeki zihnini kavramak. Amatörlükten profesyonelliğe geçiş, endüstriyel futbolun doğuşuna tanıklık etmek. Sınıf mücadelesinin ruhuna inmek için, izlemenizi tavsiye ediyorum. Okuyucuma Not: Yazıma nokta koyup TELE1’e yayına alınması için göndereceğim sırada, telefon ekranıma “TFF: ‘Futbola dönüş öneri protokolü hazırlandı’” mesajı geldi. Şöyle bir baktım, detaylı okuyup görüşlerimi sizlerle en kısa sürede paylaşacağım.