15 Kasım 1983’te ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41’inci yılı kutlanıyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu lideri Rauf Denktaş aramızdan ayrılalı 12 yıl oldu.
Denktaş’ı yakından tanıma imkanım oldu. Müzakereci olarak ABD'de katıldığı Kıbrıs görüşmelerinin hemen hepsini gazeteci olarak takip ettim. 
Richard Haas, Nelson Ledsky,Tom Miller,Thomas Weston ve Richard Holbrooke gibi ABD Başkanlarının Kıbrıs Özel temsilcileriyle yaptığı ‘kıran kırana’ müzakereleri izledim. 
Danışmanı Prof. Mümtaz Soysal’la geldiği New York’ta gazetecilerin içinde ‘Karen Fogg çocukları’ diye adlandırdığı bazı isimlerin! yüzlerine karşı haykırdığını gördüm. 
BM Genel Sekreteri Javier Perez De Cuellar’a ‘ ne rakı içmeyi ne de küvette oturmayı sevmem’ diye imalı bir mektup yazdı. 
Bosna- Dayton anlaşmasıyla ünlenen ‘Dayton Kaplanı’ lakaplı Başkan Clinton’ın özel temsilcisi Holbrook’a tam adını sorup ‘ne yapacaksın’ dediğinde elindeki rulo kağıdı açıp bugüne kadar ‘gelip-geçen’ isim listesine ekleyeceğini söyledi. 
Denktaş’a kumpaslar kuruldu. Entrikalarla başkanlıktan uzaklaştırılmak istendi. 
Suikastler düzenlendi. Londra'da zehirlenerek  öldürülmek istendi. Suikast son anda önlendi. 
İngiliz-ABD ortak yapımı bir operasyonla Amerikalı Koordinatör Ledsky'nin  Londra'da yaşayan Kıbrıslı iş adamı Asil Nadir'i Denktaş'ın yerine getirme çabaları Nadir'in reddetmesiyle boşa çıktı. 
Akraba ihanetine uğradı! Karalanmaya çalışıldı. 
BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın bir planla Kıbrıs Türk'üne kurduğu tuzağa karşı bir avuç yurtseverle direndi. 
AKP Hükümeti, iş çevreleri, yandaş basın ve KKTC'deki iş birlikçilerle yürütülen  'Yes be annem' politikasına karşı amansız bir mücadele verdi. 
Davasını anlatmak için Türkiye'ye gelmesine izin verilmedi. Emperyalizme baskısına boyun eğmedi, halkını satmadı, onurlu bir devlet adamı olarak tarihte yerini aldı. 
Atatürk önderi oldu. 
Kıbrıs’la ilgili kitabımın ön sözünü yazan Sayın Denktaş’ın tarihi satırları şöyle: ‘Rüyamda Atatürk'ü Kıbrıs'ta görmüştüm. Atatürk'e yalvarıyorum. ‘Aman bizi kurtar, artık dayanamıyoruz.' Atatürk gözlerini gözlerime dikerek, 'Konjonktüre dikkat et Denktaş! Konjonktür çok önemlidir’ dedi ‘Galiba 17 Temmuz'du. Sayın Ecevit'ten kısa bir mesaj geldi. Sayın Denktaş endişe etmesin, hükümet konjonktürü hazırlamaktadır. Mesajı okuyunca ayağa fırladım. 'Bu iş tamamdır, müdahale yapılacaktır' dedim. (Barış için Oradaydılar/ Yılmaz Polat/2007) 
Rauf Denktaş'la son kez Kıbrıs’ta 2009 yılında başlatılan ‘20 Temmuz ‘Şafak Nöbeti’nde Yavuz Çıkarma Sahili’nde kutlamalarda beraberdik. 
Ankara’da hastanede ziyaret ettiğim  Sayın Rauf Denktaş'ın Kıbrıs'la bütünleşen ismi tarih boyunca Kıbrıs Türk'ünün özgürlük anıtı olarak daima hatırlanacak.
Umarım Kıbrıs’a da Cumhurbaşkanlığı Sarayı yaptıranlar KKTC’nin  Kurucu Başkanı Rauf Denktaş’ın Lefkoşa’daki Anıt Mezarını bitirebilmişlerdir!