Futbolda hakikatın yok olduğu bir uçurumla karşı karşıyayız. Yok oluşu simgeleyen hoca, maç kaybetme mütehassısı Şenol Güneş!!! Yıllardan beri boş futbol bilgisiyle başarıya vakit kaybettiren adam. Yok olan her şey var, bizim hocada!!!
Taktiksel oyun planı var mı yok, zor anlarda oyunu lehine çevirebilecek creative düşünceler var mı, yok. Savunma düzeni, ofansif üretkenlik adına bilgi, donanım vizyon var mı peki? yok, saha kenarından oyunu okuma anlayışı, strateji, geleceğe dair bir resim çizme özelliği, hayalleri gerçeğe dönüştürme kapasitesi var mı? O da yok!
Ne var peki? Boş! Hiçbir şey!!!
"Bizim hoca” Şenol Güneş, sahada hiç bilmediği şeyleri oyunculara yaptırmak istiyor. Boşu!!! Boş olmadığını düşünerek. Korkunç olan da bu zaten! “Senden bizden yıllarımızdan çalıyorlar, kalk artık, uyan artık!” diyen de yok! Futbolda geleceğe aydınlık bakmanın formülü Şenol Bey’in soyadında değil! “Bizim çocuklar, aslanlar, kaplanlar, biz bitti demeden bitmez” gb, şişirilmiş balon sözlerde hiç değil. Bir takımın kalbi orta sahadır, Şenol bey! Ansızın göbekten iki oyuncu birden alırsanız bir turnuvaya daha veda eder siniz. Evvelce beden öğretmeniydiniz, öğreniniz.
Umut bazen tehlikeli olabiliyor. Belki bir gün patlar diye boş tüfekle daha ne kadar atış yapılacak, daha ne kadar karavana nişanlanacak. Yorgun “Bizim hoca” ile, beyhude var oluşlara daha ne kadar uyanılacak, bilinmez!!!
Saha kenarından clark çeken artistik pozlarla;
Galibiyette başarıyı kendine, mağlubiyette kabahati futbolculara yükleyen “bizim hoca”Şenol Güneş’ten teknik direktör olmaz...