Ülkemiz futbolunda denizin bittiği yerdeyiz. futbolun yağdanlığı olmaya devam eden bazı spor yazarları Tv ekranlarında, medyada, hala balon şişirmeye devam ediyor.
Kütahya Altıntaşlı Rasim, Çakar Ahmet, Söver Erman, Kağıttan Pehlivan Alp, Teneke Turgay, Geyik şef Üründül, Uzun hava Zeki gibi futbola en ufak bir katkı sağlamayan bu sanal adamlar, Tv programlarında hala itibar görüyor. Yazık!
Goygoycular yüzünden başarısızlığı 12'den gonglayan futbol yelkovanının, gerçeğin gözlerinde neden geri saydığı şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Karanlığa açılan spor programlarında bu haybeciler içi boş programları bölüşmüşler, sahte pozlarla kendi yalanlarına çerezlenirken, avantadan para kazanmanın da icabına bakıyorlar... "Tanıdıklarımız var, hallederiz" misali...
Takımlar bazında, milli takımlar statüsünde, UEFA'da, FİFA'da dip yapmış durumdayız, "susun ulan yeter artık" diyen yok!
İtalya milli takımının teknik direktörü Roberto Mancini'nin duruş farkı, takımını zarafetle nasıl yönettiği, teknik-taktik anlayışı, futbol bilgisi, futbola hizmet etmenin, üretmenin en önemli göstergesiydi.
Avrupa ile rekabet edemeyen futbolumuzda futbolun 3 İstanbul markası, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'nda büyüklüğü de bir işe yaramıyor.
Futbolumuzun kuraklığında ülkemizin vizyonsuz hocalarının palavralarından başka hiçbir başarı yok.
Son oynanan PSV maçında görüldüğü gibi!
PSV Eindhoven'in donanımlı, bilgili vizyoner teknik adamı Roger Schmidt ve genç dinamik oyuncuları Galatasaray'a 5 atıp geri gönderiyor. Gelinen durum bu!
Ülkemize gelen oyunculara bakıyorsun, jübile yapmaya hazırlanan futbolcular, Katar'a Çin'e gitmeden son durak olarak Türkiye'de, boğaz manzarasında demleniyorlar, hovardalığın şerefine!
Zihinleri değiştirmeden gelişmek imkansızdır.
Yıllarca hiç bir ilerleme göstermeksizin futbolumuzun kayboluşunda futbolseverler "bizim çocuklar, biz bitti demeden bitmez, Biz vazgeçmedik,vazgeçmeyiz" gazıyla uyutulmaya çalışılıyor. Büyük marketlerde daha fazla alışveriş yapılması için arka planda çalan müzikler gibi!
Bizim fon'da da futbolumuzu süslemek için çalan asansör şarkısı hep aynı parça, Frank Sinatra'dan, My Way'!!!
Evvelce, sahile vurmuş futbolun şişe içinden çıkan bir başka mektubunda, Başakşehirspor'u da gördük...
Halkın parasıyla belediyelerin futbola akıttığı paraları... Sonradan da son 3 yılda şirketleştiği söylenen! Dünyanın başka ülkelerinde belediyelerin futbolun içinde olduğunu bilen biri varsa bana söylesin. Mantıklı bir izahını da anlatsın...
Seyirci yokken, forma satışı yokken, kombine geliri yokken, Başakşehirspor'un şampiyon oluşunu! Değirmenin suyunun nereden geldiğini anlamak mümkün değil! 3 büyükler ve diğer kulüpler borçlarla savaşırken!
İstanbul'lulardan İgdaş,İett, İsfalt, İspark, İski, İhe, vs gibi hizmetlerden alınan paralarla, İstanbul'un üç büyüklerine kafa tutmak anlamsız yersiz bir anlayış değilmiydi? Geçti,gitti.
Bir de 4. büyük olarak gösterilen aldanış, Trabzonspor! var. Futboldan başka önemli branşı olmadan! Basketbol yok! Voleybol yok! Amatör spor dalları etkinlikleri mevcutken 4. büyük!!! Goygoycu spor yazarlarının reyting uğruna söyledikleri konuşma balonları.
Kazanınca "dört 4'lük fırtına", kaybedince "fırtına dindi" manşetleri! Ne fırtınası kardeşim burası Florida'mı!, ne aslanı kardeşim Amazon mu burası?
Süper lig'de Avrupa ile baş edebilecek futbol mu oynanıyor. Bırakın palavra sözleri!
Futbolumuz 3. sınıf mevkiide yoluna devam ederken, 12'den GONGlayan futbolun yelkovanı hızla geri sayıyor iken;
kravatlı beyler, kameralar karşısında ceketini düzeltenler! bırakın paraşütçülüğü,uçmayın, kendinize gelin lütfen!.
Bahçıvanız biberimiz yok, dibe vurmuşuz haberiniz yok! uyanın artık!