Baskı grubu, yöneticileri ya da liderleri aracılığıyla hükümeti ya da başka toplumsal grupları etkileyerek, üyelerinin ortak çıkarlarını gerçekleştirmeyi amaçlayan örgütlü toplumsal grup.
Her baskı grubu, çok genel anlamda siyasi ilişkileri etkilemek ister. Başka bir ifadeyle, her baskı grubu amaçları doğrultusunda çeşitli oluşumları ve siyasi iktidarı etkilemektedir. Bu anlayışın bariz örneğini sendikalarda görmek mümkündür. Öyle ki, sendikalar işlevini yitirmiş, bazı grupların veya siyasi partilerin arka bahçeleri durumuna gelmiştir. Bu durumun hem kamu, hem de bu sosyal gruplar için kabul edilmesi mümkün değildir.
Hemen hemen her öğretim sendikası temel işlevini terk edip, belli çevrelerin güdümüne girmişlerdir. Yine, ülkemizde sivil toplum örgütlerinin baskı grubu olarak, bazı siyasi partilerin etkisi altında olduğu da bilinen bir gerçektir. İlginç olan hemşeri örgütlenmelerinin de baskı altına alınmak isten-meleridir.
Tabii ki; bu yüzden kaybeden, demokratik değerler olmaktadır. Başka bir ifadeyle sivil toplumlardan beklenen demokratik değerleri yaşatmaktır. Oysa bazı sosyal örgütlen-melerin baskı altına alınması demokratik değerlerin yaşam alanı bulmasını engellemektedir.
Diğer taraftan, iktidarların kendisi baskı gruplarının etkisi alanına girebilmektedir. Özellikle, çağ dışı düşünceler karşısında bazı iktidarlarının etkisiz kalması tartışma konusudur.
Yine, eğitim sistemimiz bazı sosyal gruplarca baskı altına alınmak istenmektedir. Özellikle, bu sosyal gruplar eğitim sistemimizin amaç boyutunu değiştirmeyi hedeflemektedir.
Her toplumda baskı grubunun olması normal bir durum ve kaçınılmazdır. Ancak, burada tartışılması gereken hususlardan biri, hükümetin ve diğer örgütlenmelerin baskı altına alındığın-da nasıl bir strateji geliştireceğidir. Hükümetlerin amaçları çağdaş yaşamdan bağımsız düşünülemez. Başka bir ifadeyle çağdaş bir yaklaşımla halkın refahını karşılamak, hükümetlerin temel hedefi olmalıdır. Yoksa bazı sosyal grupların etkisi altında kalarak, çağdışı uygulamalara imza atmak değildir.