AKP iktidarı ve siyasal İslamcı hareketin, artık durdurulamayacak bir çözülme sürecine girdiği gözleniyor. Başta Ortadoğu olmak üzere, bütün dünyada yüz kızartıcı bir iflas yaşayan İslamcı hareketin Türkiye’de başarılı olması için bir neden de bulunmuyor. İslamcı hareketin Türkiye’de hala iktidarda olmasının nedenini ise, ülkenin liberalizmle lekelenen ilerici, demokratik ve sol muhalefet güçlerinin, karşıtının çekimine kapılan siyaset tarzlarında aramak gerekiyor.
Türkiye’yi yönetme gücünü ve yeteneğini hızla yitiren AKP, yeniden ABD ve Batı’ya yaslanarak siyasal ömrünü uzatma çalışıyor. Ancak, söz konusu girişimin bu kez başarılı olması imkansız görünüyor. Ancak, değişen bütün iç ve dış dinamiklere karşın AKP iktidarı bırakmak istemiyor.
Nedeni açık; AKP klasik bir merkez sağ veya muhafazakâr bir rejim ya da sistem partisi değil. Tersine, cumhuriyetin temel ilkeleri ve ima ettiği bütün ilerici değerlere karşı olan siyasal İslamcı bir hareket. Bu nedenle AKP, “kutlu dava” dediği hedefe ulaşmadan, yani cumhuriyeti bütünüyle tasfiye edip, düşük yoğunluklu da olsa bir şeriat rejimi kurmadan iktidarı bırakmayacağını bilmek gerekiyor.
Ancak, toplumsal desteğini yitiren, uluslararası alanda tecrit edilen, ülkeyi ağır bir ekonomik krize sürükleyen, kurduğu yağma düzeniyle halkı yoksullaştıran, gelir adaletsizliğini büyüten, kadını ikinci sınıf yurttaş durumuna iten AKP iktidarı, tükenmiş durumda. Artık anlatacak bir hikayesi ve kandırıcı tek bir sözü yok. İktidarının ilk yıllarında egemen sınıflar arasında sağladığı uzlaşma da, kendi ideolojik kurucu programını (ajandasını) uygulamaya başlayınca bozulmuş durumda.
Artık AKP, ne “kutlu dava” dediği “ideolojik” hedeflerinin gereğini yapacak bir kudrete sahip ne de iktidarı bırakmaya niyeti var. İşte bu durum, siyaseti kilitlemiş durumda. Dolayısıyla siyasal İslamcı hareket, derin bir çaresizlik ve açmaza sürüklenmiş görünüyor. Bu açmaz, AKP iktidarını daha saldırgan, baskıcı, totaliter ve kıyıcı bir çizgiye taşıyor. Hızla yıkıcı bir çaresizliğe sürüklenen AKP iktidarı, ülkeyi psikolojik harp metotlarıyla yönetmeye çalışıyor.
TOPLUMSAL ANKSİYETE
AKP, iktidarı kaybettiği taktirde, rejim değişikliği için yakaladığı tarihsel fırsatın bir daha eline geçmeyeceğini görüyor. Bu nedenle fırsatı kaçırmamak için her yola sapmaya, hatta kontrollü ya da düşük yoğunluklu bir iç savaş çıkarmak gibi akıl dışı bir hamle yapmaya bile hazırlanıyor. Çünkü, kendi rejimlerinin kuruluş süreci önünde engel olarak gördükleri güçleri sindirmeden, dahası imha etmeden başarılı olamayacaklarını seziyor.
YAZININ TAMAMI İÇİN
TIKLAYIN