İslamcı parti ve iktidarı için artık durdurulamayacak bir çözülme sürecinin başladığı gözleniyor. Türkiye’yi yönetme gücünü hızla yitiren AKP, bu nedenle yeniden ABD ve Batı’ya yaslanarak siyasal ömrünü uzatma arayışına giriyor. Tıpkı, 2003-2008 ilk iktidar döneminde AB sopası ile muhalefeti sindirdiği gibi, yine benzer bir yöntemi denemeye çalışıyor. Ancak, kendisini iktidara taşıyan bütün iç ve dış dinamiklerin değiştiğini göremeyen AKP, yaptığı hesap hatasının ağır sonuçlarıyla yüzleşeceği bir döneme giriyor.
AKP’nin propaganda aygıtı ve yandaş medya, yorum, çıkarsama ve çarpıtma gibi, görece daha ince yöntemlere başvurmak yerine, artık açıkça yaylana sarılmaya, sahte haber üretmeye yöneliyor. Ülkeyi yönetememe durumunun bir dışı vurumu olan bu yöntem, bir tükenişe işaret ediyor. Hızla bir açmaza sürüklenen AKP iktidarı, ülkeyi psikolojik harp yöntemleriyle yönetmeye çalışıyor.
Bu durum bir yandan esaslı bir meşruiyet kirizine işaret ederken, diğer yandan da daha baskıcı, daha totaliter ve daha gerici bir dönemine girileceğini gösteriyor. Toplumsal tabanı eriyen, ittifak ilişkileri çözülen, ideolojik-siyasal onay üretme yeteneğini yitiren AKP, artık sadece devletin zor aygıtlarına dayalı bir iktidar sürdürüyor.
Hitler’in Propaganda Bakanı Göbels yöntemleriyle toplumu yönlendirmeye çalışan saray yönetimi tam bir şaşkılık yaşıyor. Çünkü, ortada ne “darbe” yaygarasıyla yel değirmenlerine saldıran liberaller bulunuyor ne de üretilen bu büyük yalanlara inanacak geniş toplum kesimleri… Üçüncü sınıf dönekler ile ulusalcı yetmaz ama evetçilerin desteği ise iktidarı sürdürmek için yetmiyor.
Öyle ki, ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’in seçildikten ancak üç ay sonra Tayyip Erdoğan’ı telefonla araması bile, -ki olay tam bir skandaldır- neredeyse bir dış politika başarısı gibi sunuluyor. Daha bu gelişmenin rantını devşirmeye fırsat bulamadan ardından ağır bir Amerikan darbesi geliyor ve Biden yönetimi “Ermeni soykırımı” tezini benimsediğini ilan etmeye hazırlanıyor. Çünkü, AKP Türkiye’sinin hiçbir caydırıcılık gücü bulunmuyor.