Muharrem İnce olayı
‘Nevi şahsına münhasır bir vakıadır’.
Aktroller’in desteğiyle 100 bin imzayı toplayarak aday olacak.
Şimdiye dek yaptığı gibi kampanya sürecinde yandaş medyanın desteğiyle Millet İttifakı’na saldırıp duracak.
Ondan istenen şey Kılıçdaroğlu’nun birinci turda kazanmasını engellemektir.
Fatih Altaylı’nın programında konuşan İnce’nin nasıl bir kafa yapısına ve kıt matematik bilgisine sahip olduğunu herkes gördü. Buna benzer bir kaç programa katılırsa gerçekler daha fazla ortaya çıkar ve ‘havasını bastığı’ oyların belki de yüzde birini bile alamayacak ve sonsuza dek ortalıktan kaybolacak.
Ona inanan ya da türlü türlü oyunlarla inandırılan gençlere yazık olacak.
Şimdilik böyle bir olasılık yok ama Erdoğan kazanırsa belki de onu Metin Feyzioğlu gibi bir yerlere elçi ya da konsolos yapar.
Örneğin Erbil’e.
Sonuçta orada Erdoğan’ın ‘dost ve müttefiği’ Barzaniciler var.
Haberlere bakılırsa ağır hasta olduğu söylenen Mesut Barzani’nin ölümünden sonra Erbil’de kanlı bir iktidar kavgası bekleniyormuş.
Suudi Arabistan ile İran’ın barışması sonrasında bölgede esen ‘yumuşama’ rüzgarlarının Irak Kürdistanı’nı nasıl ve ne kadar etkiler henüz belli değil ama Kılıçdaroğlu’nun kazanmasıyla bölgede bir çok şey değişebilir.
HDP’nin aday çıkarmayarak Kılıçdaroğlu’na destek vermesi seçimin sonucunu belirleyen en önemli etkendir. Millet İttifakı bileşenleri arasında yeni bir kavga olmaz ve Muharrem İnce benzeri başka vakıalar yaşanmazsa bu seçimin kazananı kesinlikle Kılıçdaroğlu olacaktır. Kamuoyu yoklamalarının hemen hemen hepsi bunu söylüyor. Belki de bunun için Fatih Erbakan Cumhur İttifakı’na katılmaktan vazgeçmiştir. Belki de babası Rahmetli Necmettin Erbakan’ın Erdoğan ve AKP ile ilgili ‘Siyonizm ve emperyalizm’ bağlantılı söylemlerini hatırlamıştır.
Suriye, Libya ve başka yerlerde Ankara’nın desteklediği bazı ılımlı-radikal İslamcılar Erdoğan’ı hâla ‘ümmetin lideri’ olarak görüyor ama olsun!
Yakında yani seçim günü yaklaştıkça Türkiye içinde olduğu gibi onlar da gerçeği görecek ve Erdoğan’ın BOP ve ‘Arap Baharı’nın devamı olarak Türkiye ve bölgeyi ‘İslamlaştırma’ projesi çökecek ve yeni bir Türkiye ile bitlikte yeni bir coğrafyanın temelleri atılacak.
Türkiye içinde sağlanacak toplumsal barış hızla tüm bölgeye yayılacak ve Kürt sorunu başta olmak üzere bölgenin tüm sorunları çözülecek.
İçte bunun için HDP’nin Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’na vereceği samimi ve etkin destek çok önemli.
Böyle bir destek Türkiye ve Suriye başta olmak üzere bölgesel Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayacak.
Kılıçdaroğlu’nun OBİT ( Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı) projesi ile.
Bu proje BOP’e benzemez.
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığında Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin birlikteliği tek tek ve tüm ülkelerin ortak sorunlarının çözümü için yegane doğru, gerçekçi ve sonuç alıcı yoldur.
Önemli olan samimiyet ve karşılıklı güvendir.
HDP; Kemal Bey’le Kemal Bey de HDP ve Emek ve Özgürlük İttifakı partileriyle dayanışma içinde olmalıdır.
Böyle bir dayanışma ve birlikte mücadele kararlılığı seçimi kazanmasının garantisidir.
İşte bunun için iktidar bu gerçeği vurgulayan muhalif medyayı susturmaya ve gerektiğinde sosyal medyaya kilit vurmaya çalışıyor.
Bunun için iktidar önümüzdeki dönemde çok daha çılgın, karanlık ve tehlikeli yol ve yöntemlere başvurabilir.
Gazetecinin altıncı hissi ve çok sevdiğim telepatik alışkanlıkla söylüyorum :
İktidar; kaybetmenin çaresizliğini yaşıyor.
İçeride ve dışarıda herkes Erdoğan’ın kaybedeceğini konuşuyor ve ona göre hesap yapıyor.
Özetle psikolojik üstünlük Kılıçdaroğlu'nda.
Olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa 15 Mayıs’ta hep birlikte güzel bir Türkiye’ye uyanacağız.
Dört koşulla;
1-Önümüzdeki günlerde iktidarın ve satılmış trollerinin hiç bir yalanına ve komplo teorilerine inanmayın.
2-Kazanmaya olan inancınızı asla kaybetmeyin.
3-Mutlaka ve mutlaka sandığa gidin.
4-Oyunuzu demokratik, laik, özgür, şeffaf, temiz ve çağdaş bir Türkiye’de hep birlikte dostça ve kardeşçe yaşamak için kullanın.
Göreceksiniz sonrası çok kolay.