9 Ekim 1998’de Suriye’den ayrıldıktan Yunanistan, Rusya ve İtalya’dan sonra gittiği Kenya’nın başkenti Nairobi’deki Yunan Büyükelçiliğinden CİA-Mossad ortak operasyonu ile kaçırılan Öcalan 14 Şubat 1999’da Ankara’ya teslim edildi.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ‘ Amerikalılar durduk yerde bu adamı bize neden verdi’ diye şaşkınlığını gizlememişti ama 18 Nisan 1999’da yapılan genel seçimlerde DSP %22 oy oranıyla birinci parti olmuş ve ikinci olan MHP ve dördüncü olan Anavatan partisi ile koalisyon hükümetini kurmuştu. 3 Kasım 2002 seçimlerine kadar ülkeyi yöneten bu ‘uyumsuz’ hükümet Devlet Bahçeli’nin ani erken seçim çağrısıyla Ağustos 2001’de kurulan AKP’ye iktidar yolunu açmıştı.
Son 25 yılda bu ülkede ve dolaysıyla bölgemizde yaşanan hemen hemen TÜM gelişmelere bu çerçevede bakmayanlar her zaman yanıldı ve yanılacaktır.
Öcalan’ın Ankara’ya teslim edilmesinden 5 hafta sonra yani 21 Mart 1999’de Gülen yine CİA’nin bir operasyonu ile ABD’ye götürüldü. Gülen’i ABD’ye götüren planın baş aktörü dönemin CİA’nin Ankara İstasyon Şefi Graham Fullar ‘ Gülen’le birlikte Türkiye’de ve dolaysıyla bölgede Amerikan yanlısı ılımlı bir İslamcı hareketin oluşturulması” için çok çaba harcadı. Planda görev alan Gina Haspel 2018’de Trump tarafından CİA Başkanı yapıldı.
Son 25 yılda bu ülkede ve dolaysıyla bölgemizde yaşanan TÜM gelişmelere bu çerçevede bakmayanlar her zaman yanılmış ve yanılacaklardır.
Her iki olay yani APO ve FETÖ konuları farklı formatlarla da olsa ABD tarafından planlanmış ve uygulanmıştır.
Şii İran’da Humeyni’nin İslamcı ideolojisine karşı Sünni Türkiye’de Amerikancı ve hatta İsrail’ci bir yapılanmayı amaçlayan CİA son 25 yılda bu ülkeye ve dolaysıyla bölgemize korkunç hikayeler yaşattı ve hala yaşatıyor.
Öncesinde ise Marksist- Leninist bir söylemle yola çıkan PKK 20 yıl sonra kendini emperyalist ABD’nin koruması altında buldu ve ABD; koruması altına aldığı PKK-PYD-YPG ile Türkiye ve bölgeyi dizayn etmeye çalışıyor.
FETÖ öldü ama APO yaşıyor.
Tiyatro devam ediyor ve edecek.
ABD artık TÜM planlarını AKP üzerinden uyguluyor.
Son 25 yılda yaşadığımız HER ŞEY’in özünde bu gerçek var ve geri kalan her şey ‘teferruattır’.
Hikaye aralık 1999’da dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell tarafından dillendirilen ve haziran 2004’de Başkan Bush tarafından resmen ilan edilen BOP dedikleri ‘kanlı eğlence’ ile başladı, devam ediyor ve edecek.
Umarım bir 25 yıl daha sürmez!