Obezite arttı, diyetisyenler iktidara seslendi! ‘Atama yapın’

Yayın tarihi: 23 Ocak 2023 Pazartesi 6:15 pm - Güncelleme: 23 Ocak 2023 Pazartesi 6:15 pm

Özel Haber: Egehan Erkün

Diyetisyenler Platformu, 2023 Yılı Mesleki Raporu’nu yayımladı. Taleplerini dile getiren platform, diyetisyenliğin göz ardı edilmemesi gereken bir meslek olduğunu belirterek, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmeyi talep etti.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2022 yılını kapsayan Avrupa Bölgesel Obezite Raporu’na göre, Türkiye obezitede Avrupa’da birinci sırada yer alıyor. DSÖ, obezitenin Avrupa ülkelerinde ‘salgın’ boyutuna ulaştığına dikkat çekerken, Türkiye’de yetişkin nüfusun yüzde 66,8’inin fazla kilolu, yüzde 32.1’inin ise obez olduğu belirlendi.

OBEZİTEDE KANSER TEHDİDİ

Öte yandan obezitenin, senede en az 200 bin kanser vakasına sebep olduğu raporlanırken, bunun yanı sıra çeşitli kalp sorunlarına ve tip 2 diyabet gibi hastalıklara yol açtığı da belirtildi. Raporda “Avrupa bölgesi genelinde, obezite yüksek ihtimalle yılda en az 200 bin yeni kanser vakasının oluşumuna neden oluyor ve bu rakamın gelecek yıllarda yükselmesi bekleniyor” ifadeleri yer aldı.

Diyetisyenler Platformu, ‘Ocak 2023 Diyetisyen Mesleki Raporu’nu yayımladı. Raporda, Türkiye’deki obezite verilerine dikkat çekilirken, diyetisyenlerin kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilmesinin ise önemli olduğu vurgulandı.

“TÜRKİYE’DE 100 BİN KİŞİYE 5 DİYETİSYEN DÜŞÜYOR”

Türkiye’de yeterli sayıda diyetisyen kadrosunun bulunmadığına dikkat çekilen raporda, şu tespitler yer aldı:

“Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre; Türkiye, obezite de Avrupa’da 1. sırada, OECD ülkeleri arasında ise Suudi Arabistan ve ABD’den sonra 3. sırada, dünyada ise 4. sırada yer almaktadır. AB ülkelerinde 100 bin kişiye düşen diyetisyen sayısı 16-24 arasındayken, Japonya’da 100 bin kişiye düşen diyetisyen sayısı 28-40 arasında değişmekte, ülkemizde ise 100 bin kişiye 5 diyetisyen düşmektedir. Kamu hastanelerinde yeterli sayıda diyetisyen bulunmamaktadır ve bu nedenle hastanede çalışan diyetisyen; yetişkin poliklinik, çocuk poliklinik, yoğun bakım, yatan hasta servisi ve hastane mutfağı arasında seçim yapmak zorunda kalmakta ve sadece bir alanda hizmet vererek diğer alanlara vakit ayıramamaktadır. Yetersiz diyetisyen istihdamı, diyetisyeni sadece poliklinik hizmeti vermek zorunda bırakmakta, yoğun bakım hastalarının enteral ve parenteral beslenme düzenlerinin ayarlanmasını doktorlar; yatan hastaların diyetlerini ve beslenme eğitimlerini hemşireler; menü planlanmasını mutfak personeli (aşçıbaşı, aşçı) ayarlamaktadır.”

Obezite’de Avrupa’ya göre iki kat daha hızlıyız

İSTİHDAM EDİLMEYİ TALEP EDİYORLAR

TELE1’e yaptıkları açıklamada istihdam edilmek istediklerini belirten diyetisyenler şu talepleri sıraladı:

*KPSS’de en başarılı meslek gruplarından biri olan diyetisyenlerin 90 üstü puanlarla atanamamasının önüne geçilmeli, atamalar artırılmalı, diyetisyen istihdamı sağlanmalı.

*Kamu hastanelerine yeterli sayıda diyetisyen istihdamı sağlanmalı, tıbbi beslenme tedavisini doktor/hemşire değil diyetisyen uygulamalı.

*Toplu beslenmenin olduğu hastane mutfakları, kredi yurtlar kurumu, kreşlerin ve üniversitelerin mutfaklarında yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması amacıyla diyetisyen görevlendirilmesi zorunlu tutulmalı, menü planlanması sadece diyetisyen tarafından yapılmalı.

*Koruyucu sağlığın geliştirilmesi ve obezitenin önlenmesi adına halkın kolay ve ücretsiz bir şekilde ulaşabileceği aile sağlığı merkezlerine diyetisyen ataması yapılarak Aile diyetisyenliği hayata geçirilmeli.

*Halkımızın diyetisyene erişimini kolaylaştırmak için hastanelerde diyetisyene direkt randevu alınması düzenlenmeli

*Obezite ile mücadele kapsamında belediyelerde diyetisyen istihdamı sağlanmalı.

*Geriatri Merkezlerinde ülkelerin gelişmişliğini gösteren yaşlı nüfusumuzun sağlığının korunması, geliştirilmesi ve hastalıklarının tedavisi için diyetisyen istihdam edilmeli.

*Ruh sağlığı ve beslenme arasındaki pozitif ilişkinin araştırmalarla ispatlanmış olması göz önünde bulundurularak ÇÖZGEM’lerde diyetisyen istihdamı sağlanmalı.

*Spor faaliyetleri gösterilen Gençlik ve Spor Bakanlığı, TOHM, SEM gibi kurumlarda sporcularımızın sağlıklarını, performanslarını ve başarılarının desteklenmesi için bu kurumlarda diyetisyen istihdamı sağlanmalı.

*MEB bünyesindeki okullarda sağlıklı beslenme alışkanlıklarının küçük yaşta kazandırılması, oluşabilecek hastalıkların önlenmesi ve beslenme tedavisi gerektiren hastalıklara sahip çocuklarımıza beslenme danışmanlığı verilmesi kapsamında okullara diyetisyen istihdamı sağlanmalı.

*Çocukluktan itibaren sağlığın geliştirilmesi, sağlıklı beslenme bilincinin oluşturulması, okul kantinlerinin denetlenmesi ve okullarda sağlıklı beslenme derslerinin gerçekleştirilmesi amacıyla İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde diyetisyen istihdamı sağlanmalı.

*Fast food tarzı hazır gıda tüketiminin en yaygın olduğu üniversite öğrencilerine sağlıklı beslenme ve diyet hizmeti sunmak adına üniversiteler tarafından yeterli sayıda diyetisyen istihdamı sağlanmalı.

*Üniversitelerde bulunan Beslenme ve Diyetetik bölümlerinin kontenjanları düşürülmeli, taban puanları yükseltilmeli ve ihtiyaca göre mezun verilmeli.

*Diyetisyenlere branşlaşma hakkı tanınmalı ve diyetisyenler KPSS yerine TUS gibi kendi alanlarından oluşan soruların olduğu uzmanlık sınavına girmeli.

*Akademik kadro bakımından eksik kalan ve yetersizliği bulunan üniversitelerin Beslenme ve Diyetetik programları kapatılmalı.

*Diyetisyenlik meslek etiğini ve itibarını korumak, istismarı önlemek ve etik değerleri çiğneyenleri cezalandırmak amacıyla meslek yasası çıkarılmalı.

*Diyetisyen olmayıp mesleki yetki ihlalinde bulunan ve insanların sağlıklarıyla oynayıp haksız kazanç sağlayan kişiler için hukuki yaptırımlar uygulanmalı.

*Meslek tanımı daha ayrıntılı olarak yenilenmeli ve “diyetisyen sadece zayıflatır” algısı kırılarak diyetisyenlerin meslek sınırları içerisindeki uygulamalarda mesleki sorumluluklarını yerine getirebilmesi sağlanmalı.

*Televizyon programlarında beslenme ile ilgili konularda sınırlamalar getirilmeli, sadece
yetkili kişilerin bilgi vermesi sağlanmalı ve insanların yanlış bilgilendirilmesinin önüne
geçilmeli,

*Sosyal medya platformlarında beslenme ile ilgili paylaşımlara düzenlemeler getirilmeli ve yanlış bilgininin yayılmasının önüne geçilmeli.

*Düzenlenen “beslenme koçluğu” gibi birkaç saatlik eğitimler sonucu alınan sertifikalar düzenlenmeli bu kişilerin diyetisyenmiş gibi davranışlarının önüne geçilmeli.

*Beslenme alanıyla ilgili hangi kurum, kuruluşun düzenlediği belli olmayan eğitimlerin sırf ticari kazanç için düzenlenmesinin önüne geçilmeli, bu eğitimlerin denetimi sağlanmalı.

*Kamuda ve özel sektörde çalışan diyetisyenlerin mali ve özlük hakları düzenlenmelidir.