Canlı yayında görevini yapmaya çalışan kameraman Ahmet Demir’i tokatlayan gazeteci Muharrem Sarıkaya...
İnsanın, bir zamanlar yakından tanıdığı, sempati duyduğu, sonradan düş kırıklığına uğratıldığı kişiler hakkında yazı yazması zordur. AKP yöneticisi Şamil Tayyar ve Muharrem Sarıkaya’yı, 1980 sonrası, boyunlarında fotoğraf makineleriyle anımsıyorum. Turgut Özal’lı yıllarda ikisi de foto muhabiriydi. Belleğim beni yanıltmıyorsa, o yıllarda, Şamil Tayyar , Milliyet’te; Muharrem Sarıkaya , Hürriyet’te foto muhabiriydi.…
Yazımızın konusu, ‘’Tokatçı’’ gazeteci arkadaşımız Muharrem Sarıkaya, Nevşehir, Hacıbektaş doğumluydu. Sempatik, güler yüzlü bir arkadaştı. Her karşılaşmamızda mutlaka ayaküstü kısa sohbetler eder, birbirimizin hal, hatırını sorardık. Yanılmıyorsam, 15-20 yıl önce babasından kısa bir süre sonra feci bir trafik kazasında kardeşini ve kardeşinin ailesini kaybettiğinde; İsveç’ten, telefon numarasını, ileti adresini bularak başsağlığı dilemiştim. ‘’İncinse de incitmeyen’’ bir kültür ve aile yapısından gelen güler yüzlü can arkadaşımın içinde beslediği şiddet eğilimini besleyip
büyüterek günün birinde kameraman tokatlayan bir canavara dönüştüreceğini nereden bilebilirdim. ‘’Demek ki, bulunduğu yeri hazmedememiş.’’ diyerek avunmaya çalıştım.
Bu satırları yazdığım sırada Muharrem Sarıkaya’nın Ciner Medya Grubu Ankara Temsilciliğinden istifa ettiği haberi geldi. Kadim Anadolu kültüründe yere düşene vurulmaz. Bu kadar eleştiri yeter. Şaşkınım, düş kırıklığı içindeyim, üzgünüm...