Karar verme önemli yaşam becerilerinden biridir. Yerinde ve uygun verilmiş kararlar bireyin yaşamında olumlu değişmelere neden olurken, hatalı verilmiş kararlar yaşamı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle kararlar yaşamımızda önemli bir rol oynamamaktadır.
Esas konumuz yabancılaşma bağlamında hangi alanlarda kararlarımızın ele alınması bizleri sağlıklı sonuçlara götürecektir. Tabii ki böyle bir süreç ele alınırken sosyal gruplar içerisinde konu daha da açıklığa kavuşturulacaktır. Bu sosyal gruplar içerisinde çalışma gruplarının ayrı yeri ve önemi bulunmaktadır. Bu anlayışa göre okullarda öğretmenlerin oluşturduğu çalışma grupları önem taşımaktadır.
Öğretme-öğrenme sürecinin etkili olması bir ölçüde gerçekleştirilmesi önemli ölçüde öğretmenlerin karar katılması ile mümkündür. Çünkü öğretmenlerin karara katılması söz konusu kararların etkililiğini sağlayacaktır. Ancak ülkemizde genel anlamda öğretmenlerin karara katılımı sınırlı kalmaktadır. Böylece de öğretmenler söz konusu sürece dahil olmadıkları için yabancılaşmanın güçsüzlük boyutu ile karşılaması mümkün olabilmektedir. Bu anlayış bakımından öğretmenlerin kararlara katılımı bir ölçüde yabancılaşamamayı sağlayabilir. Sözün özü okullarda demokratik yönetim anlayışı olmak zorundadır. Başka bir ifadeyle, baş rollerde olduğu öğretme-öğrenme sürecinde karar verme açısından etkin olmaları güçsüzlük yabancılaşmamalarına neden olacaktır.
Karar vermeyi yabancılaşma bağlamında ele almanın bizi sonuca götüreceği umulmaktadır. Bu anlayışla oy verme davranışı ele alınacaktır. Gerçekten ülkemizde oy verme davranışı etkili midir? Yabancılaşma ilgisi nedir? Bu anlayışın tartışılması gerekmektedir.
Maalesef ülkemizde halen oy verme davranışlarının başkalarına ipotek edenler bulunmaktadır. Böyle olunca da seçimler yabancılaşma duygusu ile karşı karşıya kalmaktadır. Çünkü seçimler başkalarına ipotek edenlerden hayatta anlamlı yaşadıklarını beklemek mümkün değil. Yine süreçte pasif bir yapıya sahip olmak zaten yabancılaşma nedenidir.
Diğer taraftan, karar verme sürecinin okul yaşamında sınıfta öğrencileri ile de yakından bağı bulunmaktadır. Öğretme –öğrenme sürecinin etkililiği bir bakıma öğretmenlerin kararlara katılımı ile mümkün iken ülkemiz bu anlayıştan çok uzaktır. Bu anlayış da öğretmenlerin özünü yaşamamalarına dolayısıyla yabancılaşmalarına neden olmaktadır.