Başlayacak, başlıyor başladı derken tarihinde ilk defa sezon ortasında oynanan Dünya Kupası, tarihinin en iyi final mücadelesi sonrası Arjantin’in kupayı kaldırmasıyla sona erdi.

Daha turnuva başlamadan tüm dünya üç isme odaklanmıştı.

Son defa Dünya Kupası’nda izleyeceğimiz Cristiano Ronaldo, Messi ve Neymar…

Neymar’lı Brezilya’nın kupadan elenmesi Ronaldo’lu Portekiz’in elenmesi kadar konuşulmadı çünkü 20 yıldır herkesin dahil olduğu “Ronaldo mu Messi mi” tartışmasının nihayete ermesi bekleniyordu.

Hiç şüphe yokki Ronaldo için çok zor bir yıl oldu. Önce oğlunu kaybetti, sonra efsanesi olduğu kulubün duvarlarından fotoğrafları silindi ve sözleşmesi feshedildi. Dünya Kupası sırasında yedek bırakıldı ve en son da kupanın flaş takımı Fas’a çeyrek finalde elendiler.

Bir basın toplantısı sırasında FIFA’nın en büyük sponsorlarından olan asitli içecek markasının şişelerini kaldırması sonrası federasyonun Ronaldo’ya karşı aldığı tavır da çok net ortaya çıktı. 5 Dünya Kupası’nda gol atma başarısı gösteren tek futbolcu olma unvanını alan Ronaldo hakkında sosyal medya hesaplarında tek bir paylaşım dahi yapmadılar. Bunun üzerinde dünya basınında çıkan saçma sapan haberler de cabası.

Messi ise geçen sezonki kötü PSG performansını geride bırakmış eski Barcelona günlerine geri dönmüş bir şekilde kupaya geldi ve kariyerindeki eksik parçayı tamamlayarak Dünya Kupası’nı kazandı.

Ve bazı kesimler yıllardır süre gelen anlamsız “Ronaldo mu Messi mi” tartışmasının nihayete erdiğini ve Messi’nin kazandığını söyledi.

Bu tartışmaları yapanlar şu konuda yanılıyorlar günümüz futbolunda en iyisi olamaz, zaten bu tartışma başlı başına anlamsız.

Futbol 80’lerdeki gibi oynanmıyor. Ronaldo’nun mu, yoksa Messi’nin mi daha iyi olduğunu anlamak için tüm şartları eşitlemek gerek yani bunu yapmak imkansız.

Portekiz daha önce Dünya Kupası almış bir ülke değil ve Ronaldo bunu ne kadar istese de kendisi için bu çok büyük bir eksiklik değil. Şöyle örneklersek, Erling Haaland forvet olarak kırılmamış tüm rekorları kırma ihtimalini çok yüksek. Kariyeri bitmeden Şampiyonlar Ligi’ni en çok alan ve ya orada en çok gol atan futbolcu olabilir. 8 defa Ballon d’Or’u kazanabilir, futbol tarihinde en çok gol atan futbolcu unvanını alabilir fakat şu an bile söyleyebilirim ki Haaland Dünya Kupası’nı hiçbir zaman kaldıramaz çünkü Norveç Milli Takımı’nın oyuncusu ve günümüzde futbol 80’lerdeki gibi oynanmıyor.

Diego Maradona bir daha görülmeyecek bir efsane…

Diego Maradona takım oyunundan bağımsız Napoli’yi defalarca şampiyon yaptı. Evet Maradona bunu tek başına yaptı, çünkü o dönem futbolda henüz bu denli takım oyunu kurulamıyordu.
Bunun için 86’da Arjantin’in Dünya şampiyonluğunda sadece Maradona’nın ismi konuşuluyor. Çünkü kulüp takımlarında olduğu gibi Milli Takım’da da tüm yükü omuzlarına aldı. Takım içinda Maradona gibisi olmadığı için ona, onun gibi yardım edecek kimse de yoktu.

Messi’de ise işler farklı…

Xavi ve Iniesta faktörüyle Messi ortaya çıktı. O dönem konuşulanlar çabuk unutuluyor. Messi için “Barcelona’da yaptıklarını Arjantin’de yapamıyor, Xavi ve Iniesta gibi futbolcular olunca oynayabiliyor” deniliyordu. Ama bu da Messi’nin bir eksiği değil günümüz futbolunda Messi olabilmek için sana o oyunu oynatabilecek o alanı sağlayacak gerekli noktada sana o pası atabilecek futbolcular lazım. Yani tam olarak takım futbolu lazım.

Ronaldo ile beraber Neymar o takımı bulamadı Messi son şansında o takımı buldu ve kupayı kaldırdı.

Yani “GOAT kim?” tartışmasında kazanan çıkmaz bilinen tek gerçek Ronaldo ve Messi’nin bu jenerasyonun en iyisi oldukları fakat buna rağmen ikisinin de Maradona’nın yaptıklarının yapmasının mümkün olmadığıdır.

Bu durum Ronaldo için çok problem değil çünkü o tartışmasız kendi ülkesinin Figo, Rui Costa, Deco gibi efsanelerini geride bıraktı.

Ama Messi her zaman Maradona’nın gölgesinde kalacak fakat elinde bir Dünya Kupası ve kazanmadığı kupanın kalmadığının gururuyla o gölgede duracak.

Angel Di María için de bir parantez açmak istiyorum. Onun da kazanmadığı kupa kalmadı ama Şampiyonlar Ligi’nde Ronaldo’nun Dünya Kupası’nda Messi’nin gölgesinde kaldı.