Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 11 Temmuz’da İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesi ve sonrasında Başkan Biden’le görüşmesinden bu yana Ankara ile Moskova arasında soğuk rüzgarlar esiyor. Anlatılanlara bakılırsa geçen hafta Macaristan’a giden Erdoğan dostu Başbakan Orban’a ‘Sen de engel çıkarma’ demiş
Öncesinde 7 Temmuz’da İstanbul’a gelen Zelenski Erdoğan’la görüştükten sonra Türkiye’de gözetim altında tutulan 5 faşist Azov komutanını uçağına alarak ülkesine döndü. Kremlin Sözcüsü Peskov "Türkiye’yi esir takası anlaşmasını ihlal etmekle suçladı".
Bunun üzerine Erdoğan’ın ısrarlı daveti üzerine Ankara’yı ziyaret edeceği söylenen Başkan Putin olup bitenlere tepki olarak bir türlü gelmedi. Rus medyası ise Putin’i Ankara’da misafir etmekten umudunu kesen Erdoğan’ın Moskova’yı ziyaret etmeye hazırladığını yazıyor.
Elbette Putin davet ederse!
Peki eder mi?
Karadeniz’deki gerginliğin gidişatına bağlı.
Başka!
Amerikan 6. Filo'suna bağlı sancak ve komuta gemisi USS Mount Whitney gemisi üç gün önce Sarayburnu'na demirledi. Bir hafta önce de ABD Uçak Gemisi Görev Grubu Komutanı Albay William McCormack, Gökçeada'yı ziyaret etmişti. İki gün önce de NATO’ya ait Boeing E-3A Sentry gözetleme ve casus uçağı Nevşehir bölgesinde gün boyu tur atıp durdu. NATO ve ABD’nin Türkiye’deki üslerinde başka ne tür hareketliliğin yaşandığı bilinmez ama Rus Savunma Bakanlığına göre önceki gece , Karadeniz üzerinde ve Kırım yarımadasında havadan keşif yapan ABD yapımı MQ-9 Reaper ve Türkiye yapımı Bayraktar Tb-2 tesbit edilmiş ve olası sınır ihlalini önlemek ve İHA'lara karşı koymak amacıyla, 2 Rus savaş uçağı görevlendirilmişti.
Peki Erdoğan ne yaptı?
Dün Ukrayna'nın başkenti Kiev'de düzenlenen '3'üncü Kırım Platformu Liderler Zirvesi'ne video mesaj gönderen Erdoğan
“Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğinden yana tavırlarını muhafaza ettiklerini” hatırlattı ve “Kırım'ın Ukrayna'nın bir parçası olduğunu Birleşmiş Milletler başta olmak üzere her platformda dile getiriyoruz. Kırım'ın yerli halklarından olan Kırım Tatar Türkü soydaşlarımızın güvenlik ve esenliğinin temini de önceliklerimiz arasındadır. Kırım dahil, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne desteğimizi yineliyor, bölgemizin en kısa zamanda barış iklimine tekrar kavuşmasını temenni ediyorum" dedi.
Kime dedi ?
Elbette dostu Putin’e .
Putin nasıl bir yanıt verir ya da ne tür bir tepki gösterir bilinmez ama önümüzdeki yakın dönemin en gergin alanının Karadeniz olacağı kesin. Çünkü ABD ve NATO destekli Ukrayna sık sık bu bölgede provakasyon yapıyor. Karadeniz demek İstanbul ve Çanakkale boğazları demek. Boğazlar demek Türkiye’nin güvenliği demek.
Nisan 2021 bildiri yayınlayan 104 emekli amiral bunu söylemeye çalışmıştı ama başlarına gelmeyen kalmamıştı.
Türkiye; NATO üyesi olduğuna göre Ankara her an kendini çok zor bir durumda bulabilir. Hızlı gelişmelerin yaşandığı günümüzde Cumhurbaşkanı Erdoğan Moskova ile Washington arasında sıkışabilir.
Rusya ile var olan çok boyutlu ve karmaşık ortak çıkarlar bir yana bırakılsa bile Erdoğan’ın Putin’le nasıl kişisel bir ilişki içinde olduğu bilinmez ama Biden’ın da çok doları var. Üstelik Körfez’in kral, emir ve şeyhlerinin sözünü verdiği milyar dolarlar da Biden’ın onayını bekliyordur.
İş bununla kalmıyor.
Suriye, Libya, Irak, Ortadoğu ve Afrika çok karışık.
Kıbrıs’taki KKTC-BM gerginliği ayrı bir hikaye ve bütün bu hikayeler dolaylı-dolaysız Ankara’yı ilgilendiriyor. Ankara’yı ilgilendiren her şey ise Putin ve Biden’ı ilgilendiriyor.
Elma dersem çıksın Putin armut dersen gelsin Biden misali.
Karar alma zamanı yaklaşıyor.
Gerginlikler her zaman Erdoğan’ın işini yarar.
Tam da yerel seçimler yaklaşırken.
Vatan, millet, din, iman…
Mazot, benzin, enflasyon, pahalılık, açlık, yoksulluk, cehalet, yozlaşma ve sefalet kimin umurunda!
Paslanma, küflenme ve çürüme !
İki yüzlü, oportünist ve lümpen olmak çoğunluğun ortak paydası.