Türkiye bir yandan, 2001 yılında yaşananlarla karşılaştırılabilecek nitelikte, sert bir ekonomik kririzin içinden geçerken, diğer yandan da toplumsal huzursuzluk, içeride ve dışarıda yaşanan siyasal sıkışmışlık hali ve çıkış arayışlarındaki belirsizliğin yarattığı karamsarlık içinde kıvranıyor. Bu huzursuzluk ve karamsarlığı yaratan en önemli etmen belirsizliktir. Çünkü, bireysel olduğu kadar toplumsal ölçekte de insanları en çok tedirgin eden şey, belirsizlik halidir. Bu tarihsel dönemeçte, birey ve toplum, hem tekil yaşamında hem de ülke ölçeğinde yaşanan bir belirsizlik halinin huzursuzluğu içinde deviniyor.
Bu belirsizliği derinleştiren etmen ise, muhalefet güçlerinin yön duygusunu yitiren topluma yeni bir rota çizme konusundaki becereksizliği, programsızlığı ve harekete geçme konusundaki cesaretsizliğidir. Çünkü, dinci-faşizan iktidar bloku, rejimi değiştirme sürecini tamamlamak, geri dönüş eşiğini aşmak ve toplumsal muhalefeti baskı altına alarak etkisizleştirmek için harekete geçmiş görünüyor.
İKTİDAR GÖRÜNMEZ AKŞAMIN UFKUNDADIR
Son bir haftadır aka arkaya gelen iktidar hamlelerinin anlamı budur. İslamcı hareketin siyaset tarzı bakımından belirleyici olan takiyye yapma kapasitesi daralınca, iktidar, içeride ve dışarıda kimin ne diyeceğine bakmaksızın kendi ajandasını uygulamaya, açık-seçik adımlar atmaya başladı...