Milli Takım, net favori çıktığı Karadağ deplasmanında sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da görenleri şoke eden bir sonuç aldı. 5 maçta sadece 1 gol atabilen Karadağ 3 gol bulup 3 puan aldı.
İster Karadağ çok güzel oynadı çok hırslı oynadı değil, ister bizim takım isteksiz, oynadı değin, ya da Montella ve yönetimi yanlış kadro çıkardı değin. Her birinin kendi çapında doğruluk payı olsa da, maçta Karadağ adına oyuna damga vuran oyuncu saha zeminiydi.
Daha önce Süper Lig'deki Anadolu kulüplerini saha zemini noktasında eleştirmiştim fakat ben Türkiye 1. ve 2. Ligi'nde bile bu kadar berbat bir saha zemini görmedim. Avrupa'nın en üst futbol kuruluşu UEFA'nın organize ettiği Uluslar Ligi'nde oynanan iki ülkenin resmi maçının böyle bir zeminde oynatılmasına nasıl göz yumuluyor anlamış değilim.
İler hattaki en etkili isimlerimiz, Kerem, Kenan, Yunus, Arda ve sonradan oyuna giren Barış, adeta ağır çekimde hareket ediyormuşcasına koşuşları, attıkları pasların zemine takılması topun bozuk zeminde yön değiştirmesi ve en önemlisi oyuncuların sakatlık riski. Net manada anlamlı bir ödülü olmayan Uluslar Ligi mücadelesinde 5 gün sonra Real Madrid, Juventus, Benfica gibi Avrupa devlerinde oynayacak oyuncularımız her an sakatlık riskiyle karşı karşıya kaldılar.
Peki bu kötü zemin koşullarında bile taktiksel hatalar yok muydu? Öncelikle Emirhan ve Samet bu seviyelerin oyuncuları değil, Eren ise şüpheli.
Tarif edilemeyecek büyük bir hayal kırıklığına giden yol daha maç öncesinden önlenebilirdi. Saha zeminin kötü olduğunu görülüyor. demek ki sahada bize daha gücünü kullanacak daha ileride top tutacak oyuncular lazım. Bu karakterde iki isim akla geliyor. Barış, Bertuğ ve Semih. Barış 74'te Semih 82'de, İşte bu maç santrafora ihtiyacımız var dediğimiz bu maçta Bertuğ hiç girmedi. Kötü doldur boşaltlar yaptığımız oyun içinde net bir forvetimizin oyuna dahil edilmemesi nedeniyle 1,76'lık Arda Güler bile kafa golü bulmaya çalıştı.
Ayrıca Zeki gibi bir sağ bekin varken Kaan Ayhan'ın inatla gerçek bölgesi dışında sağ bek oynatılmasını aklım almıyor. Kaan Ayhan kendi takımında bile zorunluluktan o mevkide oynuyor ve Galatasaray o bölge için tüm avrupada transfer edebileceği oyuncu arıyor. Montella ve kurmayları Kaan'ın mevkiini gerçekten sağ bek sanıyorlar diye düşünmeden edemiyorum.
Bununla birlikte takım için Hakan Çalhanoğlu'nun ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Sonuç olarak, risk almadan değişiklik yapan Montella ve yönetimi de sınıfta kalmıştır. Türkiye'nin de play-off kura şansı da pek yaver gitmez tahminimce rakip olarak Belçika gelir.