Bugün 6 Mayıs yani siyasal yelpazenin solunda yer alan bireyler, demokratik kitle örgütleri ve siyasal partiler için üç devrimci gencin (diğer deyimle üç fidanın) idam edildikleri gün. Her yıl 6 Mayıs’ta, Deniz Gezmiş ve arkadaşları Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, idamlarının yıl dönümü bağlamında gelirler kamuoyunun gündemine.
1972 yılında bu üç gencin idam kararını veren 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Ali Elverdi’nin kendisi de 2010 yılında bir gün yemek yerken yediği yemeğin nefes borusuna kaçması nedeniyle solunum yetmezliği sonucu boğularak öldü.
Kaderin garip bir tecellisi!
Bir başka garip rastlantı da değerli avukatları Halit Çelenk’in de 2011 yılında ama 5 Mayıs gününde ölmesi ve 6 Mayıs günü toprağa verilmesiydi. 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece Hıdrellez’dir ve Hızır ile denizlerin hakimi İlyas yeryüzünde buluşurlar inanışa göre.
Refik Durbaş’ın“Anıt” şiirini bilir misiniz? (Kimi harfleri ben koyulaştırdım-İMB)
“
Halkın ulusu, rüzgârın kardeşiydi onlar/ ateşin övündüğü üç alınteri nebisi/ bir şafak vakti zulmün dehlizinde/ yiğitlik anıtı süsledi bedenleri/
Biri engin denizlerle arkadaş/ biri inancın cömert efendisi/ biri sabrın korkusuz aslanıydı/ onurun mescidi şimdi cesetleri /
Halkın ulusu, rüzgârın kardeşiydi onlar/ ölüme taviz vermedi hiçbiri”
TÜRKİYE SOLU VE EKONOMİK KALKINMA
İktisadî kalkınma sorunsalının Türkiye sosyalist solunda nasıl ele alındığı konusunda çalışma çok az sayıdadır. Bunların arasında Zeynep Bursa’nın “Türkiye Solunda Kalkınma Düşüncesi” adlı kitabı göze çarpanlardan biridir. Gerçi bu kitapta Halkın Kurtuluşu ve TDKP var ama, THKO ve Deniz Gezmiş yer almamış nedense!
DENİZ GEZMİŞ VE ARKADAŞLARININ EKONOMİYE BAKIŞLARI
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının iktisadî konuda ne düşündükleri ve yazdıklarını bilimsel bir titizlikle ele almak, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya kadar kolay olmasa gerek. Çünkü Mahir Çayan’ın basılı olarak ulaşılabilen bir Toplu Yazılar kitabı vardır THKP-C savunmasından ayrı olarak. Yine benzer biçimde İbrahim Kaypakkaya’nın da yazılarına TKP/ML savunmasından ayrı olarak Seçme Yazılar ya da Bütün Eserler olarak basılı olarak ulaşılabilmektedir,.
Ne yazık ki, Deniz Gezmiş’in böyle bir kitabı yok elimizde. Erdal Öz’ün Deniz Anlatıyor adlı kitabından sonra başka kitaplar da çıktı ama bizim ele aldığımız bağlamda pek işlevsel değil bu çalışmalar.
KAYNAK OLARAK THKO SAVUNMASI
Bu nedenle en ya da tek temel kaynak kuşkusuz
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) Savunması adlı yayındır. Bu çalışma 68’liler Birliği Vakfı vd. başka yayıncılar tarafından kitap olarak bastırılmış olupulaşılabiliyor.
EKONOMİK BAĞIMSIZLIK
THKO Savunma adlı çalışmada bakın bir ekonominin önemli niteliklerinden biri olan bağımsızlık konusunda, geçimbilimsel (iktisadî) durum nasıl saptanmış:
‘
Amerikan emperyalizmi yurdumuzda var oldukça bu talan devam edecektir. Türkiye’nin kalkınması için tek ve zorunlu şart Amerika’nın yurttan atılmasıdır. Hem Amerika hem kalkınma olmaz. Kalkınma toplumsal bir sorundur. Türkiye’de Amerika var oldukça, toplum kalkınamayacak, fakat büyük zenginler, komisyoncular ve uşaklar olacaktır. Amerika yurdumuzda var oldukça, kalkınma değil, tam tersine açlık ve sefalet var olacaktır….Bağımsızlığımızı kazanmadan kalkınmak mümkün değildir….(Savunma, s.206-207)
EKONOMİK CEPHEDE DÜŞMANIN TANIMI
Stratejik yönetimde düşmanını, kendini, araziyi tanımak önemlidir der kadim Çin stratejisti Sun Tzu. Anılan savunmada geçimbilimselaçıdan düşmanın tanımı ve nasıl bir tavır içinde olduğu ise şöyle ortaya konmuş:
‘…..
Yurdumuzu Amerika’ya peşkeş çeken bir avuç hainin kârı ve teminatı Amerikan Doları’na bağlı olduğu için onların asıl vatanı Amerika’dır, Avrupa’dır…Silahlı kuvvetlerden başlayarak bütün kurumları ve fertleri büyük bir titizlikle Amerikanlaştırmaya çalışıyorlar.’ (Savunma, s. 203-204).
EKONOMİK İŞLEYİŞTE EGEMEN YAPI NASIL?
Mevcut koşullar bağlamında geçim bilimsel olarak nasıl bir işleyiş egemen sorusuna aşağıdaki saptama yapılmış:
‘Ekonomide milli bir ağır sanayi yerine, dışa bağlı yabancı büyük tröstlerle bütünleşmiş, montaj sanayi, lüks eşya fabrikaları kurulmuş ve desteklenmiştir. Bu, ulusal sanayinin canına okuduğu gibi, çıkarları ulusun çıkarlarıyla çelişen gayri millî bir sınıf yaratmıştır. Bu sınıf azınlık olmakla birlikte, korkunç bir şekilde örgütlenmiş ve Türkiye’yi, malî oligarşinin basit bir pazarı haline getirmiştir’. (Savunma, s.198).
GENEL OLARAK NE YAPMALI?
Siyasette ‘ne yapmalı’ sorusu önemlidir! İlgilisi ve meraklısı Lenin’in aynı başlıklı kitabını da anımsamıştır sanırım! THKO Savunması’nda genel olarak “ne yapmalı” sorusuna yanıtı şöyle buluyoruz:
‘Türkiye’yi bu duruma getiren…. ulusal olmayan gayrimillî sınıf ve zümrelerdir….Bir de Türkiye’nin yarı bağımlı ve sömürge durumuna son vermek isteyen güçler vardır. Bu güçler, millî olan, çıkarları ulusun çıkarlarıyla bir olan, ulusal sınıf ve zümrelerdir. Bu sınıf ve zümreler, …aslında gayri millî olan güçlere karşı, birleşip savaşmak durumundadırlar’. (Savunma, s.193-194).
EKONOMİK CEPHEDE NE YAPMALI?
Şimdi de genelden biraz daha özele doğru geçerek, geçimbilimsel bağlamda ne yapılması gerektiği ve kimin yapabileceği konusu nasıl konmuş ona bakalım:
‘Önümüzdeki sorun Amerikan emperyalizmini kovmak için mücadeledir. Ve bu mücadeleyi başaracak tek kuvvet vardır o da; Amerikan ortağı, patron, ağa, tefeci ve bezirgânlar dışında kalan ve ezilen tüm Türkiye halkıdır’. (Savunma s.207).
HANGİ ÇİZGİ İZLENMELİ?
Şimdi de bu doğrultuda hangi çizginin izlenmesi gerektiği konusundaki duruş nasıl vurgulanmış bakın hem de katıksız biçimde:
‘Ulusal varlığımızı yok etmek isteyen emperyalizm ve yerli ortaklarına karşı millîci ve devrimci sınıfların takip etmeleri gereken Millî Demokratik Devrim stratejisi, hareketimizin çizgisidir. Diğer bir anlamıyla, bütün millici sınıf ve tabakaların ortak devrim anlayışıdır, Millî Kurtuluş Savaşı’nın devamı ve tamamlayıcısıdır’. (Savunma, s.202).
SONSÖZ
Belki biraz acıklı ama Deniz Gezmiş’in idamından önce dinlemek istediği müzik parçasının Rodrigo’nun Gitar konçertosu olduğu bilinir. Bu parçanın gitarla değil de nefesli (üflemeli) çalgılarla çalınan bir örneğini buldum youtube’da. Mozart sever misiniz? Mozart, yaşamı boyunca nefesli (üflemeli) çalgılara özel bir ilgi göstermişti. Niye mi? Bunun cevabı rüzgarda dostlar, nasıldı ünlü Bob Dylan parçası (Deniz Gezmiş’in yaşamöyküsüne de uyuyor hani!) :
daha kaç köyden sürülsün insan / adam oluncaya dek? / daha kaç derya dolaşsın martı / bulsam diye bir tünek? / daha kaç toptan atılsın gülle / harp toptan kalkıncaya dek? / cevabı, dostum, rüzgârda bunun, / cevabı esen rüzgârda. / daha kaç yıl kök salsın ağaç / bahar açıncaya dek? / daha kaç yıl kök söksün bu halk / yerin bulsun diye hak? / daha kaç aydın ışığı görüp / görmezlikten gelecek? / cevabı, dostum, rüzgârda bunun, / cevabı esen rüzgârda. / daha kaç can canından geçecek / cana yetinceye dek? / daha kaç el boş açılsın göğe / göğermedikçe yürek? / daha kaç teller kopsun sazlardan / bu ses duyuluncaya dek? / cevabı, dostum, rüzgârda / bunun, cevabı esen rüzgârda. Bob Dylan Türkçe Söyleyen: Can Yücel
Evet şimdi Rodrigo’nun parçasına atlayıp denizlere dalabiliriz. Deniz olunmalı değil mi, bulutuyla, gemisiyle, balığıyla….
İşte youtube bağlantısı:
https://www.youtube.com/watch?v=zo8hIc7DpuE