Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında harekete geçen Ermeniler 1992’de nüfusunun büyük bölümü Ermeni olan Karabağ’la birlikte Azerbaycan’ın bir çok kasaba ve köyünü de işgal etmişti.
İşgal 28 yıl sürdü.
Eylül-Kasım 2020’de Türkiye ve İsrail’den aldığı destekle operasyon başlatan Azerbaycan ordusu işgal edilen topraklarının tümü ile Karabağ’ın da bir bölümünü geri aldı. O sıralar ABD ve batıya yanaşmaya çalışan Ermenistan Başbakanı Peşinyan’dan gıcık alan Ruslar Azerilerin askeri operasyonuna ses çıkarmadı ve sonunda iki taraflı masaya oturtarak ateşkesi sağladı ve geçici de olsa Ankara’nın da katılımıyla bir barış anlaşması imzalattı.
Şimdi ülkesi yoksulluk ve sefalet içinde olan Ermenistan Başbakanı Paşinyan Azerilerin bu anlaşmaya uymadıklarını söylüyor ve bölgede gerginliği tırmandırıyor. Bu da yetmeyince ABD ile askeri tatbikat hazırlıklarına başlıyor ve Batılı liderleri tek tek arayarak destek istiyor. Bununla yetinmeyen Paşinyan eşini Kiev’e gönderiyor ve Ruslara karşı savaşmak için gönüllü topladığı söyleniyor.
Gelişmelerden endişe duyan Ermenistan ve Azerbaycan’a komşu İran; Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayacak Zengezur Koridoruna kaşı olduğunu söylüyor ve sınıra asker yığıyor. Tahran’a göre ‘Ermenistan’ın güneyinden geçmesi planlanan bu koridorun İran’ın Ermenistan’la olan kara sınırını kapatacak’. İran tarafı iki hafta önce Tahran’a giden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a endişelerini anlattı ve İran Cumhurbaşkanı Reisi önceki gün Ermenistan Başbakanı Peşinyan’ı telefonla arayarak son gelişmeleri konuştu. Bu görüşmeden hemen sonra Hakan Fidan ‘İran’ın Azerbeycan’a yönelik herhangi bir askeri operasyonu durumunda Türkiye hemen karşılık verecektir’ anlamında bir açıklama yaptı. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ise Erivan’ın kendilerine yönelik suçlamalarını reddederek ‘Rusya Karabağ’ı Azerbaycan’a vermemiştir’ dedi ve ‘Ermenistan’ın ABD ile askeri tatbikatına’ sert tepki gösterdi. G-20 toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan Başkan Biden’le görüşme fırsatını bulamadı ama konuşmasında Ermenistan-Azerbeycan gerginliğine değindi ve bugün Ermenistan Başbakanı Peşinyan’la telefonla görüşeceğini söyledi.
Savaşı izlemek üzere Karabağ’a giden ilk gazetecilerden biri olarak Kafkaslar’ı çok yakından izlerim. Başkent Bakü ve Erivan başta olmak üzere her iki ülkenin (ve Gürcistan) hemen hemen her tarafına giden, bu ülkelerin liderleriyle çok kez oturup konuşan ve bölgenin karmaşık yapısını çok iyi bilen biri olarak şimdiki durumun çok gergin ve tehlikeli olduğunu söyleyebilirim.
Kanlı Arap Baharı sürecinde kârlı çıkan tek ülke olarak İsrail’in Azerbaycan’dan yana legal ve illegal tavır sergilemesi olası gelişmelerin ne denli kanlı olabileceğini yeterince gösteriyor.
Haberlere bakılırsa İsrail Bakü ile imzaladığı askeri ve istihbarat işbirliği anlaşmalardan yararlanarak İran’ın askeri faaliyetlerini yakından izlemek için Azerbaycan’ın güneyinde askeri ve istihbarat üsleri kurmuş ve buralardan İran’ın kuzey batı bölgesinde yaşayan Azeri kökenlileri İran devletine karşı kışkırtmaktadır.
2012’de Malatya-Kürecik’te kurulan ABD-NATO üssünden de yararlanan İsrail ve müttefiki
ABD ve batılı ülkelerin amacı Kafkaslar'daki olası savaşı fırsata çevirip Türkiye ile İran’ı birbirine kırdırmaktır.
1980’de Saddam yönetiminde Irak’ın sekiz yıl süreyle İran’la savaştırdıkları gibi.
Bir milyon insan öldü ve sakat kaldı.
Yüz milyarlarca dolarlık yıkım oldu.
Sekiz yıl sonra savaş bittiğinde iki taraf kendi sınırlarına çekildi.
Savaştan iki yıl sonra yine batının tezgahı ile bu kez Sünni Saddam; Şii İran’la savaştığında kendisine yardım eden Sünni Arap Körfez ülkelerini tehdit etti ve gidip Kuveyt’i işgal etti. ABD ve müttefikleri bölgeye geldi, Saddam’ı Kuveyt’ten çıkardı ve 2003’de Irak’ı işgal etti.
İşgalden dört ay önce AKP Ankara’da iktidar oldu.
Bir yıl sonra da Erdoğan’ın övünerek Eş-Başkan olduğunu söylediği BOP ilan edildi.
BOP çerçevesinde bölge İslamcılarına “Müslüman ve laik Türkiye’de demokratik seçimlerle iktidar olan AKP gibi olun” diyen ABD ve batılı müttefikleri Erdoğan’a ‘bu işin başında sen ol’ diyerek Türkiye’yi bölge bataklığına itti.
Bölgede ve Türkiye içinde geldiğimiz nokta ortada.
Anlaşılan emperyalistler için BOP ve ‘Arap Baharı’ yetmemiş. Şimdi herkes yeni türden ama çok daha kanlı bir “Kafkas Baharı” peşinde.
Ukrayna yenilgisinin intikamını almak için herkes tezgah peşinde.
Kanlı Arap Baharı’dan ders almayanlar her zaman kendilerine göre gerekçelerle oyuna gelir ve getirilir.
Din, iman, vatan, millet, tarih ve Mehter Takımı her zaman işe yarayan malzemelerdir.
Yeter artık.
Büyük Tiyatro’da figüran olmaya son.