Her yıl 18 Mayıs günü veya yakın bir gün Uluslararası Müze Günü (UMG) olarak kutlanır. Bu özel gün, Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) tarafından eşgüdümlenir ve her yıl bir özel tema belirlenir. Elbette genel amaç, müzelerin toplum yaşamındaki yeri ve önemi konusunda toplumdaki farkındalığı arttırmaktır. Bunun yanısıra müzeciliğin genel sorunlarının kamuoyuna anlatılması da söz konusu olmaktadır. Müzeler insanlığın somut ve somut olmayan kültürel mirası konusunda koruma, araştırma, eğitim ve iletişim gibi işlevlere sahiptir.

ULUSLARARASI MÜZE GÜNÜ TEMALARINA TOPLU BAKIŞ

Her yıl kutlanılan UMG ilk kez kutlandığı 1977’den bu yana giderek artan bir ilgiye sahne olmaktadır. Önce ikili rakamlarla başlayan katılımcı ülke sayısı giderek üçlü rakamlara ulaştı. UMG’nin son yıllarda hangi temalarla kutlandığına bakmak müzeciliğin gelişimi konusunda da bir fikir verecektir. Bakalım.
  • 1992: Müzeler ve çevre
  • 1993: Müzeler ve yerli halklar
  • 1994: Müzelerde perde arkası
  • 1995: Yanıtlama ve sorumluluk
  • 1996: Yarın için bugünü toplamak
  • 1997-1998: Kültürel varlıkların yasadışı trafiğine karşı mücadele
  • 1999: Keşfin zevkleri
  • 2000: Toplumda barış ve uyum in müzeler
  • 2001: Müzeler ve toplumun oluşturulması
  • 2002: Müzeler ve küreselleşme
  • 2003: Müzeler ve arkadaşlar
  • 2004: Müzeler ve somut olmayan (kültürel) miras
  • 2005: Kültürleri birbirine bağlayan müzeler
  • 2006: Müzeler ve genç insanlar
  • 2007: Müzeler ve evrensel miras
  • 2008: Toplumsal değişim ve gelişimin aracıları olarak müzeler
  • 2009: Müzeler ve turizm
  • 2010: Sosyal uyum için müzeler
  • 2011: Müzeler ve bellek
  • 2012: Değişen bir dünyada müzeler yeni güçlükler ve yeni esinler
  • 2013: Müzeler (bellek + yaratıcılık=toplumsal değişim)
  • 2014: Müze koleksiyonları bağlantılar kurar
  • 2015: Sürdürülebilir toplum için müzeler
  • 2016: Müzeler ve kültürel manzaralar
  • 2017: Müzeler ve çekişmeli tarihler: söylenemeyeni müzelerde söylemek
  • 2018: Hiper bağlantılı müzeler yeni yaklaşımlar yeni topluluklar
  • 2019: Kültür merkezi olarak müzeler geleneğin geleceği.

UMG 2020 ANA TEMASI : EŞİTLİK İÇİN MÜZELER ÇEŞİTLİLİK VE KAPSAYICILIK

ICOM bu yıl ana tema olarak seçtiği “eşitlik için müzeler” başlığıyla hem toplumda hem de müze personeli için bu konuya dikkat çekmek istemiştir.  Elbette UMG’nin  bu yıla özgü olarak (IMD 2020) dijital ortamda kutlanması planlanmıştır. Müzelerin toplumdaki değerlerin oluşum ve gelişimindeki anlamlı rolleri düşünüldüğünde toplumun siyasal, sosyal ve kültürel gerçeklerine bu bağlamda katkıda bulunabilecekleri açıktır. Özellikle de kapsayıcılık ve kutuplaşma sorunlarının çok arttığı günümüz koşulları gözönüne alınırsa. Müzeler bu işlevi yerine getirmede sergiler, konferanslar, performanslar (icralar), eğitim izlenceleri ve inisiyatif oluşumları gibi araçlar kullanabilmektedir. Bu konuda müzelerin içinde, müzeler arasında ve onların ziyaretçileriyle olan iletişiminde bilinçsel ve bilinçaltısal güç dinamiklerinin uyum sorunlarına yol açabilmesi tabiidir. Bu uyumsuzluklar birçok konuda olabilir, örneğin etnisite, cinsiyet ayrımcılığı, sosyo-ekonomik geçmiş, eğitim düzeyi, fiziksel yetenek ve siyasal aidiyet ve dinsel inançlar. İşte tüm bunların üstesinden gelinmelidir.

MÜZELER KÜLTÜR ENDÜSTRİSİNİN BİR PARÇASI MI?

Müzeler ekonomik anlamda yaratıcı endüstri ve/veya kültür endüstrisi başlıkları altında ele alınabilmektedir. Kimi ülkelerde müzelerin istihdama oldukça ciddi katkıları olabiliyor, örneğin yüzde 8 dolaylarında. Bu bizde çok düşük. Müzeler çok çeşitli türlerde olabilmektedir. Sayalım, temalı (örnek: sanat) müzeler, meskene dayalı (örnek:saray) müzeler, kapalı veya açık hava müzeleri, yaşayan müze, son yıllarda özel bireysel koleksiyoncuların açtığı ‘egoseum’lar.

MÜZECİLİĞİN FAYDA-MALİYET ANALİZİ

Yararları da maliyetleri de parasal ve parasal olmayan olarak iki alt öbekte ele alabiliriz.
  1. Parasal ve parasal olmayan yararlar

Müze ziyaretçilerinin yaşam, sanat, bilim ve merak ettikleri konuda bilgi sahibi olmaları / somutlaştırma için kuramsal eğitime destek olarak kullanılması / ziyaretçilerin giriş ödemeleriyle ve müze mağazaları satışlarıyla oluşan parasal gelirler / turistlerin gelmelerini ve hatta daha uzun kalmalarını sağlayarak doğrudan veya dolaylı (yan kesimler) turizm gelirlerinin artmasına katkıda bulunması / yeni kuşakların bilim ve sanata ilgi duymalarının sağlanmasına katkıda bulunulması / ülkelerinin saygınlığını arttırmaya katkıda bulunulması / dünya uygarlığının geçmişinin sergilenmesine olanak sağlamaları / toplumun güzel duyusal bilincin yaygınlaşmasına ve yükselmesine katkıda bulunmaları / doğa tarihi üzerinden kitlelerin ekolojik aydınlanmalarına katkıda bulunmaları / eğlence olanakları sağlamaları.
  1. Parasal maliyetler

Başlangıçta kuruluş giderleri yüksek / Giderek gelir fazlası veren işletme dönemi gelir-gider yapısı / Kimileyin yüksek yenileme (restorasyon) giderleri / Müze ekonomisinin bir de suç ekonomisi bölümü vardır, müzelik yapıtların yasa dışı ticareti! Bu kalemi toplumsal maliyet olarak sınıflayabiliriz. Müzelerin ekonomiye katkılarını arttırmak için dünyada değişik kent kartları, müze kartları vb. uygulamalar (örnek Londra ziyaretçi kartı) mevcuttur. Bu kartlar, müze ziyaretlerinin yanısıra kimi kültürel etkinlikleri izleme ve toplu ulaşımda kullanılma gibi olanaklar da sunmaktadır. Türkiye’de de pek diğer işlevleri olmayan müzekart, müzekart+, yabancılar için museumpass kartları mevcuttur.

SÜRDÜRÜLEBİLİR MÜZECİLİK

Müze ekonomisinde fayda-maliyet analizinin bir sonraki evresi de ‘sürdürülebilir müzecilik’ anlayışıdır. Müzeciliğin sürdürülebilir gelişme bağlamında (ekonomiklik, ekolojiklik, toplumsallık) ilke ve kurallarına uygun yapılması olarak tanımlayabiliriz. Yeşil müze (green museum) adı da verilen bu tür müzelere dünyadan örnek olarak şunları sayabiliriz: California Academy of Sciences  (United States), Natural History Museum of Utah (United States), Jeongok Prehistory Museum (South Korea), Salvador Dalí Museum (United States), Exploratorium (United States), Grand Rapids Art Museum (United States), Cité de l’Océan et du Surf (France),  Children’s Discovery Museum (United States), Museum of Liverpool (United Kingdom).

SALGIN HASTALIK DÖNEMLERİNDE MÜZECİLİK

Salgın hastalık (Korona) döneminde ziyaretçilerin müze gezme olanakları dijital ortamda zaten eskiden beri olagelen bazda ve de bu döneme özgü genişletilmiş olanaklar bazında mevcuttur. Teknolojik olanaklar da bu sanal ziyaretleri oldukça gerçekçi hale getirebilmektedir. Örnekse,  müzelerde 3D sanal turlar, 360 derece sanal turlar vd. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın şu bağlantısında sanal gezi olanakları çizelgesi mevcut: https://www.ktb.gov.tr/TR-96599/sanal-gezinti.html Elbette başka özel siteler de mevcut bu hizmet için tasarlanmış, örnekse https://sanalgezinti.com/tr/index.html. Yabancı ülkelerdeki müzeler için de aynı olanaklar bulunabilmektedir. Örneğin şu aşağıdaki bağlantılara bakabilirsiniz: https://www.businesstraveller.com/business-travel/2020/04/02/these-museums-are-offering-free-virtual-tours/ https://www.timeout.com/travel/virtual-museum-tours

SONSÖZ : BİR ÖNERİ

Çok farklı temalarla müzeler açılıyor. Bir tane de “İktisat Müzesi” açılsa fena mı olur? Burada iktisat tarihimizle ilgili dönemler anlatılır ve o dönemlere ilişkin görseller (kuyruk fotoğrafları, patates stokçularının depolarının basılmasına ait fotoğraflar vb.) ve malzemeler (bol sıfırlı paralar, kumbaralar, hortumlanan bankalarda kullanılan hortumlar vb.) sergilenir, videolar konur, konferanslar düzenlenir. Bu iktisat müzesi aynı zamanda mizah müzesi olarak da tasarımlanabilir. Şaka yapmıyoruz. Bakın bir kitap salık verelim tam bu konuda. Economix : How Our Economy Works (and Doesn't Work), in Words and Pictures, Michael Goodwin, 2012. (Ekonomiyi mizah ve resimlerle ele alan bir kitap. Neyse, müzesiz ve mizahsız kalmayın derim!)