İdlib Mart 2015 de Türkiye sınırından geçen cihatçı terör güçleri tarafından kontrol altında tutulmaya başladı.
O tarihten bu yana cihatçı güçlerin şeriat kuralları yönettiği kentin önemli bir kısmı Nusra terör örgütü tarafından yönetilmektedir. Yeni adıyla HTŞ (Hareketi Tahriri
Şam) terör örgütü dışında türevi örgütlerinde bulunduğu İdlib kenti cihatçı katillerin üssü durumundadır.
Sayıları yaklaşık olarak 60 bin civarında tahmin edilen cihatçı katillerin bulunduğu İdlib’e dönük Suriye ordusunun ve Rusya özel birliklerinin başlattığı operasyon Hama güney kırsalı ile Lazkiye kırsalından İdlib merkezine doğru sürdürülmektedir. Operasyonların öncelikli hedefinin Cısır El Şugul kasabası olduğu ve Hama Halep ve Halep Lazkiye otobanının
açılması olduğu belirtiliyor.
Geçtiğimiz hafta Kefer Nubuda kasabası çevresinde yoğunlaşan çatışmalar sonrasında
Suriye ordu birlikleri kontrolü ele geçirdi. GAB ovasında bulunan bu stratejik konumda ki kasabanın kaybedilmesi sonrasında Türkiye’nin kontrolündeki güçlerin Azez, Cerablus ve Afrin’den İdlib’e nakledildiği belirtiliyor.
Nusra ve türevi örgütler (Ahrar El Şam, Şuhade Şarkiye ve Ahrar el Şerkiye) ile birlikte Türkiye tarafından Suriye ulusal Ordusu adıyla örgütlenen silahların gruplarında bölgeye gelerek çatışmalara katıldıkları belirtiliyor. Ayrıca İdlib kentinde sıkışan Cihatçı güçler Türkiye tarafından güdümlü füzeler, silahlar ve motosikletler verildiği iddia ediliyor.
Türkiye’nin cihatçı terör örgütlerine verdiği bu destek Rusya’nın tepkisine neden oldu. Rusya İdlib konusunda artık sabrının kalmadığı her fırsatta ifade etmeye, Türkiye’yi bu konuda ikna etmeye çalıştığı belirtiliyor. Ayrıca Suriye generallerinin İdlib konusunda Türkiye’nin Rusya üzerinden kendilerini sürekli durdurmasından rahatsız oldukları belirtiliyor. Türkiye’nin Astana ve Soçi anlaşmalarına uymadığını, silahsızlandırılmış bölgeden kendilerine dönük sürekli saldırılar olduğunu belirten Suriyeli askeri yetkililer, terör örgütlerinin bu süreci silahlanma ve güçlerini toparlamak için kullandıklarını ifade ediyorlar.
Türkiye İdlib ’den ne bekliyor? Neden Cihatçılara dönük operasyonu sürekli engelliyor?
Türkiye’nin İdlib’de ki ve Suriye’de ki asıl derdi ne?
Türk yetkililer ne zaman İdlib için Suriye ve Rusya harekete geçse büyük bir çaba göstererek bu operasyonları hep durdurmaya çalışıyor. Özellikle Rusya üzerinden baskı oluşturarak,
tavizler vererek İdlib mevcut durumunu sürdürmesini sağlamaya çalışıyor. Gerekçe olarak da sürekli orada bulunan sivilleri ortaya koyuyor. Yaklaşık iki yıldır benzer gerekçelerle İdlib operasyonlarını engellemeye çalışıyorken, sivillerin kent dışına çıkartılması içinde hiçbir şey yapmıyor. Bu defa kafalar karışıyor. AKP iktidarının amacı gerçekten sivilleri korumak mı
yoksa orada yuvalanmış cihatçı terör guruplarını korumak mı? Bu cihatçı katillerden ne bekliyor? Türkiye’nin yanı başında ki bir kentteki bu cihatçı yuvalanma Türkiye için hiç mi
tehdit oluşturmuyor. İdlib cihatçılara ait bir kent olarak kalsın mı istiyor. Bunun olamayacağını düşünmüyor mu?
Amaç İdlib kentinde yaşayan sivilleri koruma telaşı ise, Afrin tarafına güvenli kapılar oluşturarak operasyon süresince sivillerin bu bölgeden çıkması sağlanabilir. Ancak böyle yapmak yerine sivillerin kalkan olarak kullanılmasının önü sürekli açık tutuluyor. Suriye devleti sivillerin kenti terk etmesi için iki güvenli kapı oluşturarak, kenti terk etmelerini istedi.
Aynı şeyi Türkiye neden yapmaz?
Orada ki sivilleri cihatçı terör guruplarına kalkan oluşturulmak için tutuluyor. Sivillerin kenti terk etmeleri cihatçı terör örgütleri tarafından engelleniyor. Türkiye bu duruma müdahaleederek, sivillerin kent dışa çıkması sağlamalıdır. Bunun en iyi yolu Afrine geçmelerinin yolunun açılmasıdır. Türkiye gözlem noktalarını cihatçı katillerin sığınağı olarak değil de
sivillerin güvenli olarak kenti terk etmeleri için kullanmalıdır.
AKP iktidarının İdlib’de ki cihatçı terör gruplarına silah desteğinde bulunduğu iddiası hızla yayılıyor. Özellikle Rusya’nın bu duruma ciddi tepki gösterdiği, Astana ve Soçi anlaşmalarını
hatırlatarak, Cihatçı terör örgütlerini güçlendirmekten vazgeçmesini istediği belirtiliyor.
Rusya daha fazla Suriye ordusunu tutamayacaktır. Suriye ordusu İdlib kırsalında ki operasyonlarını stratejik hedefleri doğrultusunda sürdürmektedir. İdlib kent merkezine kırsal
temizlendikten sonra topyekûn bir operasyona girişilecektir. Tüm hazırlıklar bu eksende yapılmaktadır. Özel birlikle bölgeye sevk edilmiş İdlib tam anlamıyla abluka altına alınmış
durumdadır.
İdlib her geçen gün biraz daha ısınıyor. Suriye ordusu İdlib’in temizlenmesi konusunda kararlıdır. Bu yaz bitmeden genel operasyon başlatılacak ve İdlib kenti cihatçı katillerden
temizlenerek halkın huzur içinde yaşamaları sağlanacaktır. Bu durum kaçınılmadır.
Türkiye Suriye politikasını yeni baştan gözden geçirerek, şimdiye kadar yaptığı hatadan vazgeçerek, altına imza attığı Astana bildirgesine uygun davranarak Suriye devletinin egemenlik
hakkına saygı göstermeli ve istikrarını sağlaması konusunda destek olmalıdır. Bölgede barışın ve güvenliğin sağlanmasının tek yolu budur.