Osman Kavala’yı hapse atmak, hapiste tutmak ve Gezi Parkı Direnişi’ni mahkûm etmek uğruna:
Tarih değiştiriliyor.
Anayasal Demokratik bir direniş olan Gezi Parkı Direnişi, bir hükümet darbesi diye suçlanıyor ve mahkûm ediliyor.
Hak, hukuk, adalet ihlal ediliyor.
Anayasal ve Demokratik bir protesto hakkını kullandıkları için, kamu yararını savunan insanlar hapse atılıyor.
Analar babalar evlatlarından ayrılıyor, aileler parçalanıyor.
Bir ağır ceza mahkemesinin verdiği tahliye kararı siyasal otorite tarafından sert bir üslupla eleştiriliyor ve alelacele yapılan yeni bir suçlama ile bir tutuklu (Kavala) tahliye edilemeden hücresine geri yollanıyor.
Türkiye İşçi Partisi’nin bir milletvekili, Can Atalay, hapiste tutuluyor ve partinin bunu protesto için Hatay’dan Ankara’ya yürüyüşüne yol açılıyor.
Kamuoyu vicdanında, yargıya karşı olan güven ve saygınlığa büyük bir darbe vuruluyor.
Ayrıca Türkiye’nin, kurucuları arasında bulunduğu Avrupa Konseyi’nden ihraç edilmesi gündeme geliyor:
Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin defalarca verdiği salıverilme kararlarına uyulmuyor ve hem AİHS hem de Anayasa ihlal ediliyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Konseyi’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) koruyan bir mahkemesidir.
Bu mahkemenin kararlarına uymayan, uymamakta ısrar eden ülkeler Avrupa Konseyi’nden ihraç edilir.
Anayasamızın 90. maddesi şöyle diyor:
“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.”
***
Tam bu sırada, iktidarın emrine giren yargı mensuplarının yaptıkları ihlaller, haksızlık ve hukuksuzluklar, yine bizzat yargı mensuplarının yazılı ve sözlü ifadeleriyle ve resmi mahkeme zabıtlarıyla gündemin başına oturuyor.
Sonuç olarak Osman Kavala, içeride siyasal çürümenin, dışarıda ise ülkenin Demokrasi’den, Hukuk Devleti’nden sapmasının ve Avrupa’dan dışlanmasının simgesi haline geliyor:
Özetle, siyasal iktidar Osman Kavala’yı ve Gezi Parkı Direnişi’ni cezalandırmak için, hem ülkeyi hem de dünyayı feda ediyor!
***
Ben de, kulaklarımda “Sen neymişsin be ağbi” şarkısının nağmeleri...
Kendi kendime, “Bir iktidar uğruna ya Rab ne rejimler ne ülkeler ne dünyalar ne güneşler batıyor” diye mırıldanıyor; özellikle içeridekilere ve elbette dışarıdakilere de DİRENME GÜCÜ diliyorum.