Kılıçdaroğlu’ndan yargıda rüşvet iddialarına tepki: İlk defa bir savcı çürümüşlüğü ortaya çıkardı

Yayın tarihi: 17 Ekim 2023 Salı 1:35 pm - Güncelleme: 17 Ekim 2023 Salı 2:29 pm

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, gazeteci Timur Soykan’ın haberiyle gündeme gelen İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar’ın iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, “İlk kez devlette görev alan bir savcı, dilekçe vererek, yargıdaki çürümüşlüğü ortaya koyuyor. Belge tutanaklar da var” ifadelerini kullandı.

Sözlerine devam eden Kılıçdaroğlu “Diyor ki savcı, yargı içinde çeteler oluştu. Kanserli hücreleri yok etmek için, bu çeteleri yok etmek için kemoterapi uygulamak gerekir diyor. Bu savcı ve hakimlerin, FETÖ’cü hakim ve savcılara rahmet okutur duruma geldiğini söylüyor. Uyuşturucu gibi bir melaneti hoş gören, uyuşturucu liderlerini serbest bıraktıran bu çeteyi çökertmeliyiz diyor.” dedi

Meclis’e gelen tezkere hakkında açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu “Terörle mücadele ayağı altında burada onların bazı müdahalelere bulunmalarına izin vermek açık ve net söylüyorum vatana ihanettir. ” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır başları şu şekilde:

İsrailli aydınlardan Harez gazetesi yazarı şunları yazıyor  “Bütün bunların arkasında İsrail’in kibri yatıyor istediğimiz her şeyi yapabilir. Yaptıklarımızın da bedelini ödemeyiz diye düşünüyoruz. İstediğimizi yaparız da hiç rahatsız edilmeden hayatlarımıza devam ederiz diye düşünüyoruz. Filistinli insanları öldürüyoruz. ” Bu kadar açık ve net şekilde İsrail’i eleştiren bir aynını kutluyorum.

BM Genel Komiseri de dünya insanlığını kaybetti diyerek bu faciaya dikkat çekiyor. Biz Filistin halkının kendi topraklarına kavuşmasını istiyoruz. Biz Mesci-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekanlara saygı istiyoruz. Biz akan kanlara son verilmesini istiyoruz. Biz CHP olarak Ortadoğu’ya barışın gelmesi için Ortadoğu işbirliği Teşkilatı’nın kurularak Türkiye’nin bu bölgeye barış getirmesini istiyoruz.

BİZ TOPRAĞIMIZDA YABANCI ASKER POSTALI İSTEMİYORUZ

Meclis’te bir teskere görüşülüyor. Terörle mücadele teskeresi olduğu kamuoyuna sunuluyor. Biz CHP olarak ve terör örüğünün saldırısına uğrayan bir kişi olarak. Teröre her zaman karşı çıktım. Terörle mücadele kaçınılmazdır. Bizden ne istiyorlarsa eyvallah. Bize bir teskere getirdiler. O tezkerede şunlar yazıyor ” TSK’nın gerektiği taktirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkeleri gönderilmesi.”  Hiç itirazımız yok. Yani güvenlik güçlerimiz giderler müdahale ederler. Uluslararası hukuk da izin veriyor. Ama cümle şöyle bitiyor. “Ve aynı amaçlara matıf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması” Yani yabancı bir silahlı kuvvet Türkiye’ye gelecek ve belli olaylara müdahale edecek buna izin verin diyorlar. Cumhuriyeti kuran bir parti nasıl olur da yabancı askerin Türkiye’ye gelmesine izin verir akıl tutulması gibi bir şey. Biz kendi ülkemizde kendi ülkemizin mübarek toprağında yabancı asker postalı istemiyoruz.

VATANA İHANETTİR

Terörle mücadele ayağı altında burada onların bazı müdahalelere bulunmalarına izin vermek açık ve net söylüyorum vatana ihanettir. Bu kadar açık ve net söylüyorum. Terörle mücadele ise kahraman ordumuz var polislerimiz var uzman çavuşlarımız var koruyucularımız var bunlar 30-35 yıldır mücadele ediyor. Kimisi elini kolunu bıraktı. Ve onlar basın toplantısı yapıyorlar ve diyorlar ki yabancı askere davet işgaldir biz bunu istemiyoruz. Görev verilirse ayağım yok kolum yok gözüm yok cepheye giderim. Bunu söyledim ve Erdoğan ve Bahçeli’den yanıt istedim.

BİZİ KANDIRACAKLARINI SANIYORLAR

Erdoğan’dan tık yok Bahçeli konuşmuş. Şöyle diyor” Türkiye’ye gayrimeşru postalların ayak basması diye bir şey yoktur. Şayet olursa verilecek sadece bir canımız vardır. Bizleri kandıracağını sanıyorlar. Türkiye’ye gayri meşru yabancı postalları. Yani meşru yabancı postalları istemiyorum kardeşim. Ben ülkemde yabancı asker postalı istemiyorum. Meşru ne demek ben el kaldırılacağım yabancı asker isteyeceğim böylece meşru olacak.

SİZ EVLATLARINIZI PARAYLA PULLA ASKER YAPTIRDINIZ BEN PARASIZ YAPTIRDIM

Teröristler bana saldırdı size saldırmadı. Siz evladınız parayla pulla askere gönderdiniz ben evladımı parasız pulsuz askere gönderdim. Bir de efeleniyor ABD’nin insansız hava aracımızın düşürmesinin hesabı er geç hesabı sorulacaktır. Papazı teslim ettiklerinde bunların sesi çıktı mı?

Kuzey Irak’ta bizim askerimizin başına çuval geçirdiler, ne dedi: Ne notası müzik notası mı vereceğiz, demedi mi? 20 milyon dolara Mavi Marmara’yı sattılar. Biz bunları bilmiyor muyuz? Sen yabancı askerleri davet ettiğinde bütün CHP’liler olarak onların karşısına dikilip, onları bu ülkeden göndereceğiz.

‘HAKLI OLANLAR MAHKEMEDE, HAKSIZ OLANLAR DIŞARIDA’

Haklı olanların mahkemede, haksız olanların dışarıda olduğu bir süreci yaşıyoruz. Osman Kavala, Selaattin Demirtaş, Can Atalay, Çiğdem Mater… bunlar içerideler. Uyuşturucu baronları, bunlar dışarıda…

YARGIÇIN RÜŞVET İDDİALARI

Bu ülkede aklı başında olan her vatandaş adaletin olmadığını biliyor. Adaleti eğer Saray’dan beklerseniz, adalet adalet olmaktan çıkar. Adaleti sağlayacak olan yargıçtır. Eğer yargıç birilerinin telkinleriyle, rüşvet aldığı için karar veriyorsa o zaman yargıda ciddi sorunlarımız var demektir. Çürümeyi bizzat görüyoruz ve yaşıyoruz. Adalet dağıtanlar adaletsizlik dağıtıyorsa, tercihini güçten yana yapıyorsa, siyasi nüfuzlu birinin emrindeymiş gibi karar veriyorsa, orada adalet ölüyor demektir.

KADIYI SATIN ALDIĞIN GÜN ADALET ÖLÜR

Yargıçlar tercihini güce göre yapıyorsa orada adalet ölüyor demektir. Fatih Sultan Mehmet yüzyıllarca önce demiş: Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adalet öldüğü gün de devlet ölür. Bunlar Fatih Sultan Mehmet Han diyordu. Hakim mahkemeden mahkemeye değişiyor. Mafya, siyaset iç içe geçerse devlet büyük yara alır.

Birgün gazetesinde atılan imza çok önemliydi. Atar topar yayın yasağı getirdiler. Timur Soykan’ı kutlamak lazım. Daha sonra biz belgelerin tümüne ulaştık. Bir savcı, devlette görev alan bir savcı. Bir çete ve rüşvet olayını bir dilekçeyle bildiriyordu. 6 Ekim 2023 tarihinde bir dilekçe veriyor ve yargı sistemindeki çürümüşlüğü belgeleriyle ortaya koyuyor. 15 ayrı savcının imzaladığı belgeler tutanaklar da var.

İLK DEFA BİR SAVCI DİLEKÇE VEREREK YARGIDAKİ ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ ORTAYA KOYUYOR

Zindaşti’yi serbest bıraktıran bir milletvekili vardı. Hakim, çok telefon edildiğini, baskı altında kalıp serbest bıraktığını söylemişti. Timur Soykan, gazeteci bir haber yaptı ve cezaevine gönderildi. Biz onun yazılarını araştırdık. İlk kez devlette görev alan bir savcı, dilekçe vererek, yargıdaki çürümüşlüğü ortaya koyuyor. Belge tutanaklar da var.

Diyor ki savcı, yargı içinde çeteler oluştu. Kanserli hücreleri yok etmek için, bu çeteleri yok etmek için kemoterapi uygulamak gerekir diyor. Bu savcı ve hakimlerin, FETÖ’cü hakim ve savcılara rahmet okutur duruma geldiğini söylüyor. Uyuşturucu gibi bir melaneti hoş gören, uyuşturucu liderlerini serbest bıraktıran bu çeteyi çökertmeliyiz diyor. 125 kilo uyuşturucu maddeyle yakalanan kişiyi para karşılığı serbest bıraktılar diyor. Çete lideri yurt dışına çıkarken yakalanıyor ama serbest bıraktılar diyor.