Pes dedirtecek açıklama pek çok ilişkiyi, ahlaki yapıyı ve sporu anlama biçimini gözler önüne serdi.
Hakem üzerinden başkalarına ses yükseltilirken ortaya konan öfke hali, tiyatrovari kıvamdaydı.
Ses yükseltenin kulübü ise tiyatronun dışardan birilerince oynandığını ve izlediklerini söylüyordu.
…
Süper Lig’den düşen Kayserispor yöneticisi ve basın sözcüsü Mustafa Tokgöz’den bahsediyorum. Önceki güne kadar ses çıkartmazken, Trabzonspor maçı sonrasında küme düşmeleri kesinleşince futbolun kirli yüzünü saçıverdi ortaya.
Süper Lig oynansın diye hangi ilkelerin yok sayıldığını birinci ağızdan duyurdu.
Sanki kendilerine verilen söz tutulmadı ve sonuçta “öfke sözle iletişime” geçti.
Dedi ki;
“Önemli olan bu maçın nasıl oynandığı ve nasıl yönetildiğidir…
Gün geldi sportif ekibimizde gün geldi idari ekibimizde -ilk defa açıklıyorum bunu buradan- korona virüs tespit edildi, ligi sabote etmemek adına, endişe vermemek adına hiç bir şey açıklamadık. Sırf Süper Lig oynansın diye.
Bugün burada Cüneyt Çakır maçı katletmiştir…”
Yani siz ve kulübünüz lig oynansın anlaşması içerisinde hareket ederken, son derece önemli bir konuyu gizlediniz. Kulübünüzde ve takımınızda test sonucu pozitif olan varken, yok dediniz ve ulusal ve uluslarası toplumdan gerçeği sakladınız.
Üstelik bunu yapmakla futbolu sabote etmediniz, endişeyi önlediğinizi sandınız. Sizin haliniz insanın kendini bilmeme hali, yani durumunuz tehlikeli.
Halbuki insanın en önemli hakkını, “bilme” hakkını elinden aldınız.
Kendisini, sevdiklerini korumasına engel oldunuz.
İnsan sağlığını, sporcu sağlığını sabote ettiniz.
Sporun içinde bir görev almadan önce bilmeniz gerekirdi; rekabetin içermesi gereken saygı ancak iyiliğe ve doğruluğa yönelmiş insanlar arasında var olabilir.
Karşıtlıklar
Kamuoyundan bilgi saklayarak dürüst davranmazken, hakeme “dürüst, adil yönetim göstermedi” diye bağıra bağıra konuşarak isyan etmek.
…
Koronavirüs tespit edildi yerine, “yoktur” diyerek doğruyu söylemeyen etik dışı zihnin, maçın hakemi Cüneyt Çakır’a sürekli neden “Var’a gitmedi eleştirisi; acaba ‘Var’ dan ne gibi bir beklentisi vardı sorusunu düşündürüyor.
Futbolun Rehabiliite İhtiyacı
2019-2020 Süper Lig’de şampiyonluğa ya da düşmemeye giden katmanlı yolda ilk dört katman önemli oldu.
1- Siyaset
2- TFF
3- Hakemler
4- Bazı kulüpler
Roller dağıtılırken, kollektif şekilde oynanan bu oyunda rasyonel akıl minimum düzeyde.
Futbol dönüşmüş ve özerk yapısı, yerini bağımlılık zincirine eklemlemiş.
Utanan, yüzü kızaran, insanlara karşı nazik, uygar aklın hakimiyetinde olması beklenen sporun içindeki insan; hırslarını aklın hakimiyetinin önüne geçirmiş.
Uygar, medeni ilişkilerin yerini çıkar ilişkileri almış.
Bu ortamdan çıkarılıp rehabilite edecek spor aklı olan kişilere ihtiyaç var. Kim ya da kimler olur bilinmez ama bu haliyle satın alınmayan izlenmeyen bozuk bir ürün olarak kalacak.
Ayağını Yorganına Göre Uzat
Futbol medyası transfer haberlerine başladı. Ama kulüplerde transfere harcayacak para yok.
Hayal satmak yerine, para yok transfer yok haberleri yapmak daha doğru. Kulüplerin de bu yönde açıklamalar yaparak mevcut ekonomik durumu nasıl yönetmeye karar verdiklerini açıklamaları gerekiyor. Yoksa kulüplere kayyum atanacak.
Bir Soru
Arda Turan Galatasaray’da yeniden oynasın diye başkan Mustafa Cengiz ve Abdürrahim Albayrak’a çok yerden telefon gittiğini duyuyoruz. İki senedir olmaz diyorlar. Bu sene pes ederler mi bilinmez ama Galatasaray’da oynaması için uğraşan gizli menajer kim?