Elif Şafak, Mine Kırıkkanat’a tazminat ödeyecek

Yayın tarihi: 25 Ocak 2024 Perşembe 9:03 am - Güncelleme: 25 Ocak 2024 Perşembe 9:03 am

Gazeteci Mine Kırıkkanat, yazar Elif Şafak’a “Bit Palas” romanında, kendi romanı “Sinek Sarayı”ndan intihal yaptığı iddiasıyla açtığı davayı kazandı.

Karar istinaf süreci sonrası kesinleştiği takdirde, Elif Şafak’ın “Bit Palas” romanının yeni basımı yapılamayacak, piyasada olan baskıları toplatılacak. Öte yandan mahkemenin gerekçeli kararı tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde, ilan masrafı davalılardan alınmak üzere yayımlanacak.

Mine Kırıkkanat sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şöyle dedi:

“19 Ekim 2021 tarihinde Elif Şafak’a karşı açtığım intihal davası; lehime sonuçlanmış bulunmaktadır. Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, ilişikteki gerekçeli kararda ayrıntılı biçimde açıklandığı gibi Elif Şafak’ın “Bit Palas” romanının, “Sinek Sarayı” romanımdan intihal olduğuna hükmetmiştir. Hem Elif Şafak, hem Doğan Kitap’a karşı açtığım dava sürecinde adaleti tesis eden Mahkeme heyetine, iki kitap arasında titiz bir karşılaştırma yapan bilirkişi kuruluna; çok değerli hukukçu, müthiş avukatım Murat Teber ile sevgili kızım Av.Aleyna Yürek’e tüm varlığımla, kalbimle teşekkür ederim.”

“KİTAP İSMİ DE DAHİL BENZER”

Mahkemenin gerekçeli kararında şu ifadeler yer alıyor:

“Elif Şafak’ın 2001’de ilk basımı yapılan Bit Palas kitap isminde dahi ilk basımı 1990’da yapılan Sinek Sarayı ile benzerliğinin olması, kitaptaki kurgulama, karakterler, mekân ve zaman birliği, olay örgüsüne bakıldığında esinlenmenin çok ötesinde Mine Kırıkkanat’ın Sinek Sarayı isimli kitabının adından ve içeriğinden fazlasıyla yararlandığı ve bu yararlanmanın intihal düzeyinde olduğu ve Mine Kırıkkanat’ın Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklı haklarının ihlal edildiği kabul edildi.”

“KARARA İTİRAZ EDECEĞİZ”

Doğan Kitap, karara itiraz edeceğini belirterek şu açıklamayı yaptı:

“Tartışmalı bir bilirkişi raporuna dayanarak ilk mahkemenin verdiği hukuk dışı kararı tamamıyla reddediyoruz. Çünkü bu karar ne hukukla ne edebiyatla izah edilebilir. Bu haksızlık karşısında üst mahkemeye gerekli itirazımızı yaptık. Yazarımızın haklarını, edebiyatı ve hakikati sonuna kadar hukuk yoluyla savunacağımızı tüm edebiyatseverlerle paylaşıyoruz.

“Raporun dayandığı “sözcük benzerlikleri” üstünden alınmış bu karar, ne yazık ki Türk edebiyatı ve sanatı adına korkunç bir tehlike içeriyor. “Sokak”, “kedi”, “apartman”, “çöp”, gibi kelimeler ve temalar kimsenin tekelinde değildir. Aksi takdirde her tür kelime benzerliği ve tematik yakınlık rahatlıkla dava konusu yapılabilir. Edebiyatın doğasını, yaratıcılığın ve düşünce özgürlüğünün ufkunu gözetmeden alınmış bu kararı edebiyat adına da kınıyoruz.”

Kaynak: TELE1