Kemal Kılıçdaroğlu’nun girişim ve çabasıyla kurulan Altılı Masa’nın seçim öncesinde ve sonrasında partisini bırakıp giden Meral Akşener’in özel çabasıyla nasıl dağıldığını hep birlikte gördük. Kılıçdaroğlu’nu CHP’deki koltuğundan eden Masa yeni formatıyla devam ediyor.
AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşan ve boş sandalye krizini sessizce atlatan Özgür Özel, siyasal geçmişi çelişkilerle dolu MHP lideri Bahçeli’yi ziyaret etmesi herkesi şaşırttı ve bir o kadar tedirgin etti.
Muhalefet partilerinin bir araya gelmesi anlaşılabilir bir durum ama son seçimlerde zafer kazanmış ana muhalefet partisinin lideri gidip de herkesin bildiği Bahçeli ile bir araya gelmesi olsa olsa bir ‘üst akıl’ telkiniyle olmuştur.
Bu üst aklın içeride mi yoksa dışarıda mı olduğu sorusu
hiç önemli değil.
Yoksa İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu durduk yerde Hamas için neden ‘terör örgütü’ desin! Benzer şekilde Erdoğan Toprak dış politika kendi alanı olmamakla birlikte neden Türkiye’nin BM Uluslararası Adalet Mahkemesi’de İsrail aleyhine açılan soykırım davasında müdahil olmasına karşı çıksın.
31 seçimlerinden sonra televizyondaki programlarda ve tele1.com.tr’deki yazılarımda CHP yönetiminin ve seçilen belediye başkanlarının hata yapma lüksünün olmadığını ısrarla söyledim. Seçimden daha bir ay geçmesine rağmen CHP ile ilgili tartışmalar toplumu rahatsız edecek şekilde giderek yayılıyor.
CHP lideri Özgür Özel’in emeklilere, emekçilere, öğretmenlere, demokrasiye, özgürlüklere ve insan hakları mücadelesine sahip çıkması elbette çok önemli ama toplumun duyarlı olduğu bazı konuları da dikkate almak zorunda.
Örneğin seçilen bazı belediye başkanlarının ‘torpilli’ atamalarını.
Örneğin Bahçeli buluşmasıyla ilgili tepkileri.
Örneğin CHP başta olmak üzere muhalefete ve muhaliflere yönelik saldırgan tutumu ve kamuoyu tarafından “troll” olarak bilinen Taha Karagöz’ü ağırlaması ile ilgili tartışmaları.
Toplumsal barış iyi ama bu kadarı galiba fazla.
‘Yurtta Sulh Cihan’da Sulh’ diyeceksek o zaman iktidar olacaklarını söyleyen Özgür Özel komşulardan başlayarak yabancı ülkelere de gitmeyi planlamalıdır.
Örneğin Suriye, Irak, İran, Lübnan, Yunanistan, Rusya başta olmak üzere Türkiye’yi yakından ilgilendiren ülkeler.
Ağustos 2013’de dönemin CHP lideri Kılıçdaroğlu benzer bir amaçla Bağdat’ı ziyaret etmiş ama Erdoğan’ın tepkisinden korktuğu için Kahire’ye gidememiş ve yerine yardımcıları Faruk Loğoğlu ve Osman Korutürk’ü yollamıştı. Benzer korkularla Kılıçdaroğlu planında olmasına rağmen Şam, Tahran hatta Moskova’ya gidememiş ve dış politika söylemlerinin tümünde haklı olmasına rağmen eylemsel bir adım atmamıştı.
Örneğin 2018’de Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı(OBİT) projesinden söz etti ama projenin diğer üç ayağı Suriye, İran ve Irak’a gitmedi.
Özgür Özel şimdi gidebilir çünkü Erdoğan’ın Suriye hariç bölgenin tüm ülkeleriyle arası iyi artık.
Örneğin Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Suudi Arabistan Veliahttı Muhammed Bin Selman, BAE Başkanı Muhammed Bin Zayid, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve son zamanlara kadar İsrail Başbakanı Netanyahu.
31 Mart seçimlerinde zafer kazanan ve ilk genel seçimlerde iktidar olacağını söyleyen Özgür Özel ilk fırsatta dışa açılmalıdır. Kendisi gitmeyecekse mutlaka yardımcılarını bu ülkelere göndermeli ve oralarda olup bitenleri yakından görmeli.
Elbette iç politika ve ülke içi sorunlar daha önemli ve öncelikli ancak unutulmamalıdır ki iç sorunların büyük bölümü dış kaynaklıdır.
Örneğin Suriye ve diğer ülkelerden gelen mülteciler ve bu mültecilerin neden olduğu güvenlik ve maddi sorunlar.
Örneğin Kanlı Arap Baharı sürecinde Erdoğan’ın ideolojik yani İslamcı söylemleri ve bu söylemler temelinde beraberinde büyük mali yükler getiren bölgesel müdahaleleri.
Örneğin ciddi ekonomik problemlere neden olan dış politikanın bildik tüm çelişkileri.
Örneğin ülkede hak, hukuk, adalet ve demokrasi olmadığı için yabancı yatırımcıların gelmemesi.
Özetle Bahçeli ile bir araya gelen ve Erdoğan’la buluşan Özel; Erdoğan’ın eski düşmanı ve yeni dostu Sisi ve Erdoğan’ın eski dostu ve şimdiki düşmanı Esad’ı da ziyaret edebilir.
Dün gece Habertürk televizyonuna konuşan Özel Erdoğan’la buluşmasını değerlendirirken “ Yurt dışına gitmeden önce Dışişleri Bakanlığı’ndan brifing almam lazım. Dönüşte de bizim bilgi vermemiz gerek. Dış politikada yüzde 85 benzer şeylerde birleşiyor olmamız lazım. Sayın cumhurbaşkanı pozitif yaklaşıp talimat verdi” dedi.
İşlem tamam!