Son olarak Muğla'da Dalaman Belediyesi binasına asıldı. Geçmiş dönemden bu döneme devreden borçların listesi. Herkesin uzaktan da olsa göreceği büyüklükte hazırlanan afişle. Yerinde mi yerinde. Gerekli mi gerekli. Bunu tartışmam. Kamuoyu bilgilendirme açısından oldukça güzel ve şeffaflık ilkesinin hakkını veren bir karar.
Yalnız nedense parti değiştiren belediyelerden yayıldı bu gelenek.
"Tamam da neden sadece parti değiştiren belediyelerde görüyoruz bunu" derken AKP'de olup yine AKP'de kalan belediyeler bile benimsedi bu geleneği. Mesela; Kavaklıdere Belediye Başkanı Mehmet Demir bu adıma sahip çıktı. Borçsuz bir belediye olduğunu bu formda belediye binasına astığı afişle ilçe sakinlerine ilan etti.
Eski Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün gitmeden son meclis toplantısında bütçe hesabını verdi. Eskişehir'de eski Başkan Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı gibi. Ancak başta Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere CHP'li Belediye Başkanlarının başlattığı bu düzene halk tüm belediyelerin dahil olmasını talep ediyor.
Bana gelen maillerde sıklıkla bu durum ifade edilmeye başladı: " Canan Hanım neden CHP'den yine CHP'ye devreden belediyeler bu konunun dışında kalıp, geçmiş dönem hesaplarını binalarına asmıyorlar? " diye soruyorlar.
Şimdi bu soruda bir art niyet ya da haksızlık bir var mı? Soruyorum; seçilmiş belediye başkanlarımıza. Mesela ilk ay maaş ödemekte sıkıntı yaşayan belediyeler oldu. Nasıl bir bütçe devraldı ki peşinden bu sıkıntı yaşandı? Halk merak ediyor.
Geçmiş dönemde "Büyükşehir'den payımızı alamıyoruz" diye yakınan turizm ilçeleri vardı. Haydi yine Muğla'dan verelim örneği " Marmaris, Milas, Bodrum, Fethiye" alamadıkları paylara rağmen hangi şartlarda ve kimlere borçlu kalarak halka hizmet etti? Gelinen noktada son durum ne? Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, "Marmaris'in 650 Milyon TL borcu var" dedi. Marmarisli ne kadar geliri var onu da merak etti. Bu borcun durumunu analiz edebilmek için. Boyunu mu aşıyor yoksa bütçesi ile çevrilir bir halde mi? Bilmek istiyor.
Şeffaflık ilkesinin uygulanma şartında "ancak parti değiştirirse mümkündür" diye bir ibare yokmuş demek ki pekala tüm belediyeler bunu yapabilir nitelikteymiş.
Melih Gökçek'ten Ankara Büyükşehir Belediyesini devralan Mansur Yavaş ne kadar borçla aldı? Şimdi Ankara'nın ne kadar borcu var? Ya da İstanbul Büyükşehir'de Ekrem İmamoğlu yapılan hizmetlerde bütçe yönetimini nasıl bir ekonomi grafiği üstünde gerçekleştirdi? Dün neydi bugün ne oldu yarın neye gebe?
Bu başlatılan geleneğin düzenli hale gelmesinin seçmen için somut bir gösterge ve tercih meselesi olacağı gitgide daha çok dile getirilmeye başladı.
Sefalet Endeksinde 5.sıraya yükselmiş ülkem için ciddi bir rant kapısı ve gelir kaynağı görülen belediyelerin hesap verebilir ve şeffaf olmasının yanında, geçmiş dönemden gelinen döneme hangi ekonomi yönetimi ile geldiği, yarın yapacakları veya yapamayacakları için sizce de doğru zemin oluşturmaz mı?
Zira pek çok Büyükşehir'de ve önemli ilçelerde seçim vaadi olarak sıralanan birçok madde sadece sözde kalıyor. Bütçe yönetimindeki bu sağlam veri zemini vaatlerin gerçekleşir ya da gerçekleşmez olduğunu da gösterir bir done oluşturmaz mı dersiniz ?
Bildiğim kadarıyla belediyecilikte şeffaf yönetim ilkesi kriterleri şu şekilde sıralanıyor:
*Dürüstlük, güvenilirlik ve tarafsızlık
*Kamu ve toplum yararı gözetmek
*Vatandaş memnuniyet bilinci
*Bilgide erişilebilirlik
*Halk tarafından denetlenebilirlik
*Kişi hakkına riayet
*Hesap verebilirlik
Dolayısıyla asılan afişlerde "biz şeffaf belediyecilik yaparız devraldığımız ilk günden itibaren bu ilkeye sahip çıkarız " iddiası varsa Türkiye'de bütün belediyelerden bu duruma sahip çıkmasını ve afişleri belediye binalarına asmalarını bunu da tüm dönemler için bir arşiv ile internet sitelerinde yayınlamalarını talep ediyoruz.
Velhasıl, harcanan para milletindir. Bu paraların nerelere, hangi sebeple harcandığını bilmek de milletin hakkıdır.
Cumhuriyet Halk Partili belediyelere bu konuda bizler için bir işaret fişeği oldukları için teşekkür eder, şeffaflık ilkesinin daha sağlıklı uygulanması yönünde tüm belediyeleri milletin göreve çağırdığını hatırlatmak isterim.
Unutulmamalıdır ki, herkes kendi yaptığına karşılık rehindir.
Haydi esenlikle güzel günlere...