Akşener: Marmaris’te felaket yine uçak hazırlığı yok!

Yayın tarihi: 22 Haziran 2022 Çarşamba 10:32 am - Güncelleme: 22 Haziran 2022 Çarşamba 11:46 am

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Akşener Marmaris’te başlayan orman yangınına değinerek “Daha dün akşam Marmaris’ten felaket haberi geldi. Gelen bilgilere göre yine uçak, hazırlık yok. Yine kontrol odası pozları ve bol miktarda hamaset var” dedi.

Bugün Türkiye’de bir psikopatın 14 yıl sonra sokaklarımızda gezebilmesine göz yumuyorlar. Kadın katillerine cesaret veriyorlar. Yazıklar olsun. Bu kararda onayı, imzası olan herkesi bugün Allah’a havale ediyorum ama yarın iki elimde yakalarında olacak. Umarım bir gün bu katillerin, vicdansızların sadece başkalarının çocuklarını, kardeşlerini değil. Bu karara imza atanlar size sesleniyorum. Sizin de kardeşinizi, eşinizi bulabileceğinin farkında varırsınız.

Akşener’in açıklamalarının satır başları şu şekilde:

AK Parti iktidarının beceriksiz ellerinde bugün maalesef gittikçe daha da derinleşen bir devlet krizinin tam ortasındayız. Bugün Türkiye’de özgürlüğü, hakkı ve vicdanı mumla aratıyorlar. Hukuku ve adaleti kirli emellere alet ediyorlar. Bugün Türkiye’de kadınları sahipsiz bırakmaya çalışıyorlar. Bugün Türkiye’de bir kadını, evladı acısı hala yüreğimizde sızlayan Pınar kızımızı vahşice aramızdan alan bir katile haksız tahrik indirimi uyguluyorlar.

“PSİKOPAT 14 YIL SONRA ARAMIZDA”

Bugün Türkiye’de bir psikopatın 14 yıl sonra sokaklarımızda gezebilmesine göz yumuyorlar. Kadın katillerine cesaret veriyorlar. Yazıklar olsun. Bu kararda onayı, imzası olan herkesi bugün Allah’a havale ediyorum ama yarın iki elimde yakalarında olacak. Umarım bir gün bu katillerin, vicdansızların sadece başkalarının çocuklarını, kardeşlerini değil. Bu karara imza atanlar size sesleniyorum. Sizin de kardeşinizi, eşinizi bulabileceğinin farkında varırsınız.

Varile koyup yakmıştı! Pınar Gültekin’in katiline 23 yıl ceza

“O SANDIK GELECEK BU KİRLİ ZİHNİYET ÇEKİP GİDECEK”

Bizi yok sayarak unutturacaklarını, bizi yaralayarak bastıracaklarını sandılar. Bizi öldürerek eksilteceklerini sandılar ama çok yanıldılar. Çünkü her ne kadar iktidar kadınları her fırsatta hor görse de bu kirli zihniyete her fırsatta yol verse de, kadınlara yönelen şiddete her fırsatta göz yumsa da biz biliyoruz ki artık günleri sayılı. Çok yorulduk, yara aldık, can kaybettik ama artık çok az kaldı. O sandık gelecek bu kirli zihniyet çekip gidecek. O gün geldiğimizde yaralarımızı birlikte saracağız.

Adaleti, özgürlüğü ve güveni birlikte sağlayacağız! Ölümleri, tacizleri, tecavüzleri değil, artık başarılarımızı konuşacağız! İYİ Parti iktidarında; İstanbul Sözleşmesi yeniden yaşatacak! Kadınlar yeniden konuşacak! Milletimiz yeniden huzur bulacak! Emin olun, çok az kaldı!

 

Geçtiğimiz hafta, 9’uncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in, aramızdan ayrılışının, 7’inci yıl dönümüydü. Mustafa Kemal Atatürk’ün, milletle bütünleşen cumhuriyet anlayışında; Eğitimde fırsat eşitliği vardır. Devlette liyakat vardır. Milletin vergileriyle yapılan her işte, titizlik ve tutumluluk vardır. Bu bilinçle yetişmiş devlet insanları da, her şeyden önce, devletini ve milletini; gözetir, yüceltir ve korur.

“EMİN ADIMLARLA İKTİDARA YÜRÜYORUZ”

Nitekim Süleyman Demirel de, Genç cumhuriyetin millet olma idealiyle yetişmiş, ve bu memleketin ona sunduğu her bir imkanı; “Önce millet, önce memleket.” diyerek yaşamış, “Önce devlet, önce cumhuriyet” diyerek yaşatmıştır. Türk demokrasisi adına verdiği, büyük mücadeleyi, Türk devleti için öne koyduğu, ortak aklı, meşvereti, Millete rağmen değil, milletle beraber yürüyen siyaset anlayışını, Ve milletimizin gönlündeki sarsılmaz yerini, hiçbir zaman unutmayacağız. Nitekim bugün, ondan aldığımız ilhamla, siyasetimizin merkezine, milletimizi alarak; memleketimizi il il, ilçe ilçe, karış karış geziyoruz. Milletimizle el ele, kol kola, kalp kalbe, emin adımlarla iktidara yürüyoruz.

Ve biliyoruz ki; Çok az kaldı! Türk devletinin, cumhuriyet değerlerimizle, yeniden canlanmasına Çok az kaldı! Türk demokrasisinin, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile yücelmesine, Çok az kaldı! Türk milletinin, hak ettiği huzura, mutluluğa ve refaha kavuşmasına, Çok az kaldı! Allah’ın izni, milletimizin desteğiyle, demokrasi tarihimizin üzerindeki, bu kara günlerin lekesini çıkarmamıza, Çok az kaldı! Bu vesileyle, İslamköy’den çıkıp, barajların kralı, gariplerin de babası olan, Cumhuriyetimizin önemli başarı hikayelerinden Süleyman Demirel’i, saygı, özlem ve rahmetle anıyorum. Ülkemiz için yaptıkları, her birimizin hatırasında yaşayacak.

KUR KORUMALI MEVDUAT SİSTEMİ’NİN HAZİNEYE YÜKÜ

Ülkemizde geçen her saati; Yeni bir krizin eşiğinde tedirginlikle bekliyoruz. Her geçen günü; Yeni bir zamla açıyor, Yeni bir kaygıyla bitiriyoruz. Her geçen haftayı da; Bay Kriz ve Nebati Bakan’ın, saçma sapan açıklamalarını dinleyerek geçiriyoruz. Bildiğiniz üzere, geçtiğimiz hafta, bütçe verileri açıklandı. Ve biz de, bu vesileyle, Ak Parti iktidarının; KOBİ’lerimize, esnaflarımıza, ihtiyaç sahiplerine bakışını, bir kez daha görme fırsatı elde ettik. Bay Kriz’in bütçesinde; ülkemizdeki tüm çiftçilere ve öğrencilere ayrılan paranın, “Kur Korumalı Mevduat Sistemi’ne” ödenen paradan, daha az olduğuna, ibretle şahit olduk. Yanlış duymadınız. Sözüm ona “Yeni Ekonomi Modeli’nde”, Türk Lirası çakılmasın diye icat ettiği, “Kur Korumalı Mevduat Sistemi” ucubesi için ödenen para; tarıma ve öğrenci burslarına ödenen paranın, toplamından daha fazla. Hatta bu sisteme ödenen para, sosyal yardımların, iki katından bile fazla! Maalesef bu gidişle, “Kur Korumalı Mevduat Sistemi’nin” ülkemize maliyeti, 230 milyar lirayı bulacak. Bu parayla, ülkemizin birçok problemini, rahatlıkla çözmek varken, Bay Kriz ve arkadaşları, sırf fantastik fikirleri, bir gün daha yaşayabilsin diye, bu ülkenin kaynaklarını, heba ediyor. Ne diyeyim, Allah akıl fikir versin. Bu arada, biliyorsunuz, bir de Nebati Bakan’ın üstadı, Damat Bakan vardı… Hatırlarsınız, o da, affını istemeden önce, yine dahiyane bir fikirle, bu ülkenin hazinesini, dolar ve altın üzerinden borca sokmuştu…

710 MİLYAR LİRA MALİYET

Peki, bu muhteşem borçlanma stratejisinin maliyeti, ne kadar oldu biliyor musunuz? Bugün itibarıyla, 710 milyar lira. Yanlış duymadınız. Bir Damat Bakan kolay yetişmiyor. Nebati Bakan’ın daha gideceği çok yol var… Bu 710 milyar liranın, 110 milyar lirasını ödedik, Bugünün parasıyla, ödeyeceğimiz 600 milyar lira daha var. Yani Kayınpeder, Damat ve Nebati’den oluşan, ve artık pek de güldürmeyen, bu komedi dans üçlüsünün, dahiyane fikirlerinin, ülkemize maliyeti, en az 940 milyar lira. Bu para, ülkemizin vatandaşından, şirketlerinden, bir yıl boyunca toplanan vergilerin, neredeyse yüzde 90’ı. Yani vatandaşımız ve şirketlerimiz, hiç durmadan çalışıyor, çabalıyor. Bu fantastik üçlü de, bu parayı, eşsiz ekonomi vizyonlarıyla saçıp savuruyor.

Kur Korumalı Mevduat hesabı üç ayda para yuttu

SANSÜR YASASINA TEPKİ

Tüm bunlar olurken de, olan milletimize ve memleketimize oluyor. Türkiye’nin CDS puanı, son 19 yılın en yüksek seviyesine çıkmış, 800 puanı aşmış. ama bu arkadaşların rahatı, pek bir yerinde… Enflasyon milletimizin belini bükmüş, Bay Kriz, maaşına zam peşinde… Ekonomi rayından çıkmış, bunlar sosyal medyayı kontrol etme derdinde… Biliyorsunuz önümüze, “Sosyal Medya Yasası” adı altında, yeni bir yasak getirdiler. Neymiş? Yalan habere karşı önlem alacaklarmış. Neymiş? Dezenformasyonla mücadele edeceklermiş. Neymiş? Sosyal medya yalancıymış. Çünkü onlara göre yolsuzluk yok; haberi yapanlar yalancı. Aslında sığınmacı sorunu da yok; var diyenler yalancı. Ekonomide her şey tıkırında; ekonomi kötüye gidiyor diyenler yalancı… Değerli dava arkadaşlarım; Bu yasa, internet sitelerini hizaya çekme yasasıdır. Bu yasa, televizyon ve gazeteler üzerinde kurulan baskıyı, internete taşıma sevdasıdır. Bu yasa, yeni bir RTÜK oluşturma çabasıdır. Ez cümle bu yasa, bir istibdat yasasıdır!

Gazeteciler ‘sansür yasasına’ karşı bir araya geldi

“KAPI ARKALARINDA DÖNDÜRDÜKLERİ DÜMENLERİN, AÇIĞA ÇIKMASINDAN KORKUYORLAR”

Peki neden böyle bir yasaya gerek duydular biliyor musunuz? Çünkü korkuyorlar. Gerçeklerden korkuyorlar. Adaletten korkuyorlar. Milletin özgürce konuşmasından, herkesin doğruları öğrenmesinden korkuyorlar. Uğruna her şeyi verecekleri o koltukları, kaybetmekten korkuyorlar. Kurdukları rant düzeninin dağılmasından korkuyorlar. Maskelerin düşmesinden, saraydaki sefanın bitmesinden korkuyorlar. Ne kadar beceriksiz olduklarının yazılmasından, Ülkemize ne büyük kötülükler ettiklerinin çizilmesinden, Kapı arkalarında döndürdükleri dümenlerin, açığa çıkmasından korkuyorlar. Artık öyle bir panik halindeler ki; Havuz medyasındaki düzeni, sosyal medyaya da taşımak için uğraşıyorlar. Varsın olsun. İstedikleri kadar uğraşsınlar. Biz; “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” demeye, devam edeceğiz. İstedikleri yasağı getirsinler. Biz; “Kahrolsun zulüm, yaşasın adalet!” demeye, devam edeceğiz. İstedikleri kadar gerçeklerden kaçsınlar. Biz; Her türlü haksızlığın, adaletsizliğin ve yasağın karşısında; Sözü milletimize vermeye devam edeceğiz!

Nitekim bu hafta, yine özel konuklarımız var. Basın örgütlerinin, başkan ve yöneticileri aramızda. “Basın hürdür, sansür edilemez” ilkesine olan tüm inancımla, görevini onuruyla yapan gazetecilerimizi selamlıyorum.

“NE KADAR KADERSİZİZ”

Ne kadar kadersiziz. Dön baba dönelim hala ‘Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet’ diyoruz. Kaç yıl evvel söylenmiş, bugün aynı şey söyleniyor. Bunu değiştirmeye az kaldı. Hakların askıya alınışını alkışlayan bir müessese kendi lüzumsuzluğunu da ilan etmiş olur. Milletin haber alma hakkına göz dikenleri unutmayacağız. Emanete ihanet edenleri unutmayacağız. Yüce Meclis’imizi lüzumsuzlaştırmaya kalkanları unutmayacağız.

“DÜN AKŞAM MARMARİS’TEN FELAKET HABERİ GELDİ. GELEN BİLGİLERE GÖRE YİNE UÇAK, HAZIRLIK YOK.”

Yaz aylarının gelişi ile birlikte iklim krizinin yol açtığı görüntüleri izliyoruz. Geçen sene yaşadığımız korkunç günlerin, bir daha tekrar etmemesi için dua ediyoruz. Ancak uzmanlar, Akdeniz’den gelen sıcak hava dalgasının Türkiye’yi de etkisi altına alabileceğini söylüyor. Bu durumun yangınlara ve orman yakan hainlere davetiye çıkaracağı aşikar. Nitekim daha dün akşam Marmaris’ten felaket haberi geldi. Gelen bilgilere göre yine uçak, hazırlık yok. Yine kontrol odası pozları ve bol miktarda hamaset var. Bu nedenle iktidarı bir kez daha uyarmak istiyorum. Geçtiğimiz sene günlerce yüreğimizi yakan, nefesimizi kesen ve canlarımızı alan yangınlarını unutmadık.

13 makam aracınız olmasına rağmen ‘Yangın söndürme uçağımız yok’ diyen kepazeliği unutmadık. Siz de unutmayacaksınız. Ağacına, ormanına, cennet doğamıza sahip çıkan milletimizin nasıl yalnız bırakıldığını unutmadık, siz de unutmayacaksınız. Bu sefer çok daha geç olmadan gereken önlemleri alacaksınız. Bu seferde beceriksizliğiniz, ihmaliniz, hatanız yüzünden aynı felaketi yaşarsak bizimde, milletimizin de iki eli yakanızda olacak.

Marmaris’teki orman yangını ‘büyük ölçüde’ kontrol altına alındı

“MARMARA GÖLÜ KURUDU”

Geçtiğimiz hafta Manisa’daydık. Salihli’de tatlıcı dükkanında çalışan bir kardeşim, ‘Evim kira. İki asgari ücretli zor geçiniyor. Eti zaten alamıyordum da en azından 30 liralık kıyma alıyordum ama artık onu da alamıyorum. Artık ayda bir yemek içine koymak için 50 liralık kıyma alıyorum’ diyor.

Manisa ziyaretimizin acı tablolarından biriyle Göl Marmara’da karşılaştık. Bir gölün ne hale geldiği. Marmara Gölü kurumuş, çiftçilerimiz perişan. Bölgedeki vatandaşlarımız durumu Göl Marmara oldu çöl Marmara diyerek tarif etti.