2023 yılının sözcükleri ve dilin ekonomi-politiği

Yayın tarihi: 5 Ocak 2024 Cuma 9:54 am - Güncelleme: 5 Ocak 2024 Cuma 9:54 am

Prof. Dr. İ. Melih Baş

Dünyaca ünlü sözlükler (Webster, Cambridge, Collins, Oxford) bir gelenek oluşturdular. Her yıl o yılın sözcüğünü seçiyorlar. Onlara koşut olarak The Economist dergisi de bir sözcük belirledi yılın sözcüğü olarak. Bu sözcüklerin hoş bir söylemle zamanın ruhunu yansıttıklarını ve bu anlamda o yılın sosyo-ekonomi-politik eğilimlerini söylemek abartılı olmayacaktır. En azından bu konuda bir fikir edinmeye yaradıkları bir gerçektir.

Gelelim sözcüklere, bunlar Tablo-1’de sıralanmıştır.

 

Biraz ek bilgi verelim.

Webster sözlüğüne göre 2023 yılının diğer popüler sözcükleri ise çekicilik, karizma anlamına gelen “rizz” (charisma), coronation (taç giyme töreni), dystopian (distopik) , indict (itham etmek) ve doppelgänger (görsel ikiz) olmuş.

Cambridge sözlüğüne göre, yılın en çok aranan kelimeleri arasında (Titan denizaltısının patlamasının ardından) dilimizde içe doğru patlama anlamına gelen ‘implosion’ ve İngilizce ‘tüm zamanların en iyisi’ kısaltması olan GOAT (Greatest of All Time: Tüm zamanların en iyisi) sözcüğü de yer almış.

Collins sözlüğüne göre, AI kısaltması da Artificial Intelligence kadar çok ilgi görmekteymiş. Ayrıca bu yıl yapay zeka dışında, Collins Sözlüğü’nün “yılın sözcüğü” olmak üzere belirlediği diğer seçenekler şunlarmış:

Bazball – adını Baz olarak bilinen İngiltere baş antrenörü Brendon McCullum’dan alan heyecan verici ve agresif bir kriket oynama tarzı

Canon event (Kanonik olay) – bir bireyin karakterinin veya kimliğinin oluşumu için gerekli olan bir olay

Debanking – bir kişiyi (Nigel Farage gibi- İngiliz sağ kanat siyasetçi ve eski emtia komisyoncusu.) bankacılık olanaklarından mahrum bırakma eylemi

Deinfluencing – sosyal medya takipçilerini belirli ürünlerden veya yaşam tarzı seçimlerinden kaçınmaları için uyarmak

Greedflation – şirket kârlarını artırmak amacıyla fiyatları yapay olarak yükseltmek için yüksek enflasyonun bahane olarak kullanılması

Nepo baby – kariyerlerinde başarılı olan ünlülerin genellikle ünlü ebeveynleriyle aynı veya bitişik kariyere sahip (nepotizmden yani kayırmacılıktan yararlanan) çocuklarına yollamada bulunan bir terim

Semaglutide – iştahı bastırmak ve yüksek kan şekerini kontrol etmek için kullanılan bir ilaç

Ultraprocessed (Ultra işlenmiş) – genellikle besin değeri çok az olan veya hiç olmayan bileşenler de dahil olmak üzere, birden fazla bileşenden karmaşık endüstriyel yöntemler kullanılarak hazırlanan gıda

Ulez – ultra düşük emisyon bölgesinin kısaltması – sadece düşük kirliliğe sahip araçların ücret ödemeden girebildiği bir kentsel alan

Oxford sözlüğü popüler olan sözcüğü seçerken, sözcükler halk oylamasına açılmış ve sonunda “rizz”, Swiftie (Time dergisince yılın insanı seçilen Amerikan şarkı yazarı ve şarkıcı Taylor Swifth’e yollama)”, “prompt (yapay zekâ araçlarına verilen komut ve yönlendirmeler)” ve “situationship (durumdaşlık)”’ten oluşan 4 finalist belirlenmiş. İpi göğüsleyen rizz olmuş.

The Economist dergisi, yılın sözcüğü seçiminde farklı yörelerdeki temsilciliklerinde çalışan yöneticilerine anket yapmış. Örneğin Afrika’dan gelen seçim coup (darbe), Hindistan’dan gelen öneri vishwaguru (teacher to the world) olmuş. Bunların yanısıra öne çıkan öneriler decoupling (ayrıklaştırma) , de-risking (riski almama), large language models (LLMS) (geniş dil modeli), ChatGPT (bir yapay zeka programı adı) olmuş. İpi göğüsleyen generative (üretken) olmuş.

Bir de internetteki aramalara bakalım.

Google’da en çok aranan sözcükler ise şöyle olmuş:

Haberler (Gazze ve İsrail’deki savaşlar) ; Müzisyenler (Shakira); Sporcular (Damar Hamlin); İnsanlar (Damar Hamlin); Filmler(Barbie); Vefatlar (Matthew Perry)

Vikipedi’de en çok ziyaret edilen sayfa ChatGPT olmuş, ardından 2023’teki ölümler, 2023 Kriket Dünya Kupası gelmiş.

TÜRKİYE’DE EN POPÜLER SÖZCÜK(LER) ?

Ülkemizde bu konuda çalışma yapan bir sözlük yok. Aslında Türk Dil Kurumu’na böyle bir işi üstlenmek çok uygun gözüküyor. Maalesef herhangi bir çaba görünmüyor.

Oksijen gazetesinde okurlar ve seçkin kişilerle küçük çaplı yapılan çalışmada şu sözcükler öne çıkmış: kriz (yüzde 30), yapay zekâ (yüzde 28), kaygı (yüzde 28), ve kutuplaşma (yüzde 14). Doğrusu ülkemizin durumunu çok güzel yansıtıyor. Bu gazetenin aynı zamanda yazarı olan (Bilgi Üniversitesi’nden akademisyen) Levent Erden’in 2024’ün sözcüğüne ilişkin bir kestirimi var: immersive (bütünüyle içine alıcı, sarmalayıcı). Gazetenin okurlarından gelen sözcükler arasında ilgi çeken sözcükler de var: love buddy (resmi olarak sevgili olmadan ilişki ve sevme durumu), cringe (başkası adına utanmak), erbilmişlik (kadınların herhangi bir alanda uzmanlaşamayacaklarını, günlük yaşamlarının gerekliliklerini kendilerinden her bakımdan daha güçlü ve akıllı bir erkeğin yardımı olmadan yürütemeyeceklerini ifade eden bir terim), kabuğa çekilme, hınç, periferi vb.

Türkiye’de Google’da en çok hangi aramalar yapıldığına da bir bakalım: Sinan Ogan, Dilan Polat, Deprem Nerede Oldu, Yalı çapkını, Aşure tarifi, Teravih namazı nasıl kılınır, Meteor yağmuru ne zaman? Bu manzara da ülkemiz durumunu çok net biçimde yansıtıyor.

SONSÖZ YERİNE

Dilin ekonomi-politik perspektifi, dilbilimsel felsefe, anlambilim ve politik iletişim boyutlarından oluşur. Bu bağlam, kelimelerin ve kavramların (örneğin sömürgecilik, emperyalizm ve küreselleşme) sosyo-ekonomik tarihsel aşamalara göre anlamsal evrimini içerir.

Merkez ülkeler ve çevre ülkeler farklı söylemleri yeğlemektedir, örneğin merkez ülkeler küreselleşmeyi “üniseks” bir kelime olarak kullanırken, çevre ülkeler bunun için iki kelime kullanarak, aktif olan “küreselleşen” ve pasif olan “küreselleşen” sözcüklerini tercih eder.

Piyasa bu anlamda çok önemli bir konudur. Pazar oluşturmak için bir dil tercih edilir (örneğin SSCB’de Slav dili). Her alt pazarın farklı bir jargonu vardır, örneğin Wall Street jargonu. Bir meta olarak dil, dil endüstrisi adı verilen farklı bir pazarda popülerlik kazanıyor. Oxford gibi yeni doğan dil pazarları da var.

Belki dilin bir üstyapı kurumu olup olmadığı tartışılabilir. Eğer öyleyse bir alt yapıya (ekonomik sistem alt yapısına) dayalı olması gerekir.

Stalin’e göre dil bir üstyapı kurumu değildir. Elbette ki, ekonomik sistemlerden de (kapitalizm, sosyalizm vb.) bağımsız değildir. Kimi sözcüklerin anlamları değişmektedir. Kimi sözcükler kullanım dışı kalırken, yeni sözcükler gündeme girmektedir. Teknolojik gelişime göre yeni jargonlar oluşmakta ya da eski mesleki jargonlar gelişim göstermektedir. Kimi çalışmalara göre de konuştuğumuz dil uygulamada ideolojimizi etkilemektedir.

Gabrielle Hogan-Brun Dilbilime ekonomik bir bakışla yaklaştığı Linguanomics adlı yapıtında dile ekonomik bir bakış açısı kazandırmış, dil çeşitliliği ekonomisi ve dil endüstrisini incelemiştir. Bunu ele almayı da bir başka yazıya bırakalım

Kaynak: TELE1