Uğur Gürses: Savaş, Türkiye Ekonomi Modeli’nin de sonunu getirdi

Yayın tarihi: 25 Şubat 2022 Cuma 10:38 am - Güncelleme: 25 Şubat 2022 Cuma 10:41 am

Ekonomist Uğur Gürses Rusya’nın Ukrayna’ya harekatının ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ni çökerttiğini yazdı.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı harekat TL’nin değer kaybına neden olurken, ekonomist Uğur Gürses T24’teki yazısında “Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ çöktü. Çöktü çünkü varsayımlara dayanan, hiçbir çerçevesi olmayan uydurulmuş bir ‘olsa olsa’ modeli idi” dedi.

‘TÜRKİYE İÇİN ÜÇ TEMEL ALANDA RİSKLER BAŞLIYOR’

“Rusya-Ukrayna krizi giderek uluslararası ajandada gerilimli bir eşiğe doğru ilerlerken ‘hiç hesapta yoktu’ denilebilecek bir durum değildi” diye yazan Gürses, savaşın olası etkilerini sıraladı ve şunları yazdı:

“Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile Türkiye açısından temel üç alanda riskler gerçekleşmeye başlıyor. Yükselen enerji fiyatları enflasyonu yükseltip halkın geçinme sıkıntısını büyütecek. Türkiye’nin zaten yükselen enerji faturasını daha da kabartacak. Devamında ise ekonomik büyümeyi yavaşlatan bir evreye geçmesi olasılığı var.

İkincisi savaş koşullarının getireceği arz kısıtları, özellikle hububat ve gıdada hem fiyat hem de tedarik sorunlarını Türkiye’de hissedilir kılacak. Hatta un ve makarna gibi ihracatını da etkileyecek.

Üçüncüsü ise belki de bu ‘olsa olsa modelinin’ ana omurgasını kaydıracak unsur, iki ülkeden gelecek olan turist sayısını sert biçimde düşürecek. Zira 2021 sayılarına göre Türkiye’ye gelen turistlerin yüzde 27’si bu iki ülkenin yurttaşları idi. Turizm gelirleri düşecek. Bu tabloda, Ankara’nın cari dengede fazla ve bu ‘olsa olsa modelinin’ çalışması hayali mümkün değil.”

Rusya doğalgaz vanasını kapadığı an Avrupa donar

‘KARA MİZAH DEĞİLSE NE?’

‘Savaş sandığı’ tanımına da dikkat çeken Gürses, yazısını şöyle noktaladı:

“Döviz ve altın rezervleri, genel olarak finansal jargonda şöyle bir tanımlama ile ifade ediliyor: ‘savaş sandığı’ (war chest)… İşte bu ‘sandık’, ‘dünyanın bin bir haline’ tedbir olarak dokunulmadan tutulan bir rezerv. İster egemen bir ülkenin kendi icraatı sonucunda karşılaştığı bir olağan dışı durumla karşılaşması halinde, isterse kendi inisiyatifi dışında doğal felaket ya da üçüncü ülkelerin yarattığı sonuçlarla karşılaşması halinde riskleri aşmak için tuttuğu bir rezerv olarak. Ülkeyi yönetenlerin yanlış politikalarının sonuçlarını saklamak, örtülemek için kullanmak için değil. Kendi parasının faizini enflasyonun üçte birine düşüren bir ülkenin, değer kaybını düzeltmek için döviz satması için değil.

Rusya, girişeceği işgal öncesinde bunun ekonomik sonuçlarını da hesaplamış belli ki. 130 milyar doları altın olmak üzere 640 milyar dolarlık döviz rezervi ile girişti bu askeri operasyona. Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla beraber, Türkiye’de yurtiçinde döviz talebinin artması, dolar kurunun ‘arka kapılı’ satışlara karşın 13.5-13.80 aralığında tutulamadığı, 14 seviyesinin geçildiği, 14.70’e eriştiği gözlendi.

Dünya piyasalarında parası en çok değer kaybeden ülke olarak Rusya birinci sırada iken, hemen ardından Türkiye ikinci sırayı almıştı. İşgale uğrayan ülkenin parasından daha fazla hem de. TL’yi savunmasız bırakan Ankara, bu tablo üzerine kafa yoracağına, Hazine ve Maliye Bakanlığı üzerinden açıklama yapıp, kamuoyuna ‘programımız çok başarılı, döviz almayın, riske girmeyin’ temalı bir açıklama yapıyordu. En büyük riskleri alıp yurttaşlarının geleceğine zimmetlemiş bir yönetimin, ileride bunu ödeteceği yurttaşlarına ‘daha fazla risk almayın’ demesi, kara mizah değilse ne?”

YAZININ TAMAMI

Zelenskiy: Hepsi korkuyor, yalnız bırakıldık

Rusya-Ukrayna savaşında ikinci gün! İşte dakika dakika tüm gelişmeler