Her sporcu kritik maçlara çıkmadan önce karnındaki kelebekleri hisseder. Beşiktaşlı futbolcuların bu duyguyu sadece maça çıkmadan önce değil maç boyunca hissettikleri kesin.
Bunu görmek için, Göztepe takımıyla oynadıkları son puan maçında 2-1 önde olmalarına rağmen sanki yeniliyormuşçasına oynadıkları futbola bakmak yeterli.
İzlenen maçta önde olmalarına rağmen futbolcuların maç boyunca oyunu yavaşlatmak, zamanı ve topu kontrol etmek düşüncesiyle maçın herhangi bir diliminde hareket etmedikleri çok net görülebilir. Elbette bunun nedeni hep kazanarak ilerledikleri yolda, bir anda kazandıklarını bir bir kaybetmeye başlamalarının endişesi yatıyor. Futbolcular da, kenar yönetimi de zihinlerinde ve ruhlarında yaşadıkları bu kaybetme korkusuyla yüz yüze gelmemek için topa sadece hücum etmek için sahip olmak arzusuyla hareket ettirler ve hep daha çok gol yolları aradılar. Bu arayış maç boyunca amansız bir şekilde, kimi zaman da kaotik olarak sürdü. Amaç futbolcuların ruhlarını bu korku duygusundan arındırmak, diğer taraftan kazanmış olmanın haz duygusuyla simgesel düzlemde yeniden itibar ve prestijle ödüllendirilmekti.
Yani tam bir tragedyaydı sahada yaşanan, televizyondan izlenen.
Arınma ise hakemin galibiyeti resmileştiren bitiş düdüğüyle başlamıştı bile.
Futbolcular, Sergen Yalçın ve ekibi kazanarak korku ve endişelerden arınmanın getirdiği o mükemmelleşme halini göz yaşları içinde kutluyordu. Beşiktaş’ın efsane futbolcusu bu kez teknik direktör olarak karşılaşmaya katılmış, kendini ifade etmiş ve kanıtlanmanın yolunu bulmuştu.
Ligin en keyifle izlenen futbolunu oynayan bu kolej takımı, sezonun son maçlarına doğru, siyahla beyazın keskinliğinde sürprizler yapsa da final maçını tüm bu duyguları yaşayarak ve yaşatarak kupayla tamamlamayı bildi.
Müsabakaya katılanlar içinde en iyisi olarak altın madalya gibi bir ödül, onur ve prestijle ödüllendirilecek olmanın hazzını yaşayan futbolcular ve taraftarlara bu şampiyonluk kutlu olsun.
Bilinir!
Her takım taraftarının ikinci takımıdır Beşiktaş.
Rakipleriyle her zaman saygı içerisinde kurduğu diyaloğu, herkesin sempatiyle baktığı, kolej takımı dediği, sadece elde ettiği skorlarla değil efendiliğiyle, dürüstlüğüyle, sempatikliğiyle kendine has özel bir kulüp olmasındandır bu her takım sevdalısının ikinci takımı olma sevgisi.
16. şampiyonluğun kıymeti
Üç yıl aradan sonra (2016-2017) kazanılan şampiyonluğun kıymetli olmasının nedenlerine bakalım.
Kulübün bir önceki başkanı tarafından ekonomik çıkmazda bırakılması.
Takım kadrosunun pandemi süreciyle yaşadığı sorunlar.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun, geçen lig sezonunda düşen takımları düşürmemesi nedeniyle oluşan maç fazlalığı, sporcu sakatlanmaları ve takımın oyuncularından eksik kalması
Adeta:
Zorluklara göğüs geriyorsak aşkımızdan.
Mücadele ediyorsak aşkımızdan.
Emek veriyorsak aşkımızdan.
Sabrediyorsak aşkımızdan, diyen taraftar yönetim ve futbolcular milyonlarca insan için gündelik hayatın sıkıntılarından bir nebzede olsa kaçışı sağladı.
Kovid-19 salgını nedeniyle evlere kapandığımız, ekonomik sorunların yaşandığı, mutsuzluğun ağırlığıyla birimize yabancılaştığımız, hatta kendimize yabancılaştığımız bireyselleşmiş yaşamda; daha az şikayet eden, iç kavgası dışarıya yansımayan, izleyenlere sıkıntı vermeyen bir takımın kazanmış olması da özellikle önemli oldu.
Çünkü insanların büyük çoğunluğu için takım tutmak zevk aldıkları bir şeydir. Hayatlarında önemli bir kaçış mekanizmasıdır. Bazıları için yoksulluktan kurtulmanın yolu olabilir. Diğerleri için futbola katılım, hayatlarına saygınlık kazandırır.
Twitter: @Hulya__Coskun
Instagram: hulyacoskun