Hani bir delikanlı vardı. ATV’ye binen… Oğuz Murat Aci… Hani 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücü ona çarpmıştı… Hani sürücüyü annesi olay yerinden alıp kaçırmıştı… Hani yaralılara yardım etmemişlerdi… Hani cep telefonları alınıp götürülmüştü… Hani anne oğluyla birlikte ABD’ye kaçmıştı…
Oğuz Murat Aci’nin kırkı, Ramazan Bayramı’na denk geldi. Ölüm zor! Gidenin ardında kalmak zor! Ölenlerin mezarını ilk kez ziyaret etmek zor! Ölenlerin mezarlıktaki ilk bayramı zor. Çok zor!
Oğuz Murat Aci öleli 44 gün oluyor.
Sorumsuz bir anne-baba, 17 yaşında çocuklarına lüks bir otomobil tahsis ederek, 29 yaşında, hayatının baharında bir insanı ölüme sürükleyeli 44 gün oluyor.
Bir buçuk yaşında bir bebek yetim kalalı 44 gün oluyor.
Suçlular adalete teslim olmayalı, ülkeden kaçalı 44 gün oluyor.
Kırmızı bülten çıkarılan, iadesi istenen Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur’dan ne bir ses var ne de bir haber.
Evladının mezarı başında bir anne, bir baba, bir eş, onlarca dost-akraba ağladı. Böyle bayram mı olur?
Oğuz Murat Aci’nin babası Özer Aci’yi utana sıkıla aradım. Nasıl bayramlaşılır ki böylesine derin acı çeken insanlarla?
İlk kez sabrının taştığını gördüm. Ağladığını gördüm. İsyan ettiğini gördüm.
Hiçbir haber, hiçbir gelişme olmadığını gördüm.
Oysa bende yeni haberler vardı. İstemediğim halde önüme düşen haberler…
MISIR’DA PR ŞİRKETİ ARAMIŞ
Kendine yazar süsü veren Eylem Tok, kazadan hemen sonra oğlunu Mısır’a kaçırmıştı. Oradan bir TV yayınına bağlanarak Türkiye’ye döneceklerini söylerken meğer bir yandan oğlunun vatandaşı olduğu ABD’ye kaçış planları yapıyordu. Diğer yandan ise bir kriz olarak gördüğü ölümlü kazayı birkaç iletişimciden yardım alarak çözebileceğini sanıyordu.
Daha önce çeşitli vesilelerle çalıştığı PR (halkla ilişkiler) ajanslarını arayıp “Bülent bu işleri beceremez. Onu hazırlayın. Neler söyleyecek, neler söylemeli ona öğretin” demiş.
Her şeyi parayla çözebileceğini sanan bir zihniyetin ölümlü kazaya, insan hayatına ‘kriz’ gibi bakmasından daha doğal ne olabilir ki?
İyi ve etkili iletişim ile krizi çözebileceğini, hatta kimi gazetecileri satın alabileceğini düşünen Eylem Tok’un suratına bütün telefonlar kapanmış.
İNGİLTERE’DE DOLANDIRILAN SANATÇILAR
Öte yandan günler önce aralarında illüstratör, çevirmen, grafik tasarımcı ve editörlerin bulunduğu birkaç İngiliz benimle temasa geçti. Eylem Tok’un İngiltere’de kurduğu Sintiyapera London Books isimli şirketin kendilerine çeşitli işler sipariş ettiğini ancak kimseye ödeme yapmadığını anlattılar.
Belirtilen adreste şirketi bulamadıklarını, iletişim bilgilerinin geçersiz olduğunu, durumu avukatlarına ilettiklerini söylediler.
Eylem Tok’un Londra’da şirket kurmanın yanı sıra konut sahibi olduğu da iddialar arasında.
Sintiyapera London Books, sadece Eylem Tok’un kitaplarının İngilizce versiyonlarını basmış görünürken, çocuk kitapları bastığı ileri sürülen Stellarkids ise Eylem Tok’un kitapları yanı sıra oğlunu Timur Cihantimur’un iki kitabına yer vermiş.
Bakalım olayların İngiltere ayağında nasıl gelişmeler olacak?
Sayın Eylem Tok, Bülent Cihantimur ve Timur, bayramınız nasıl geçti?
Sarıyer’de Aci ailesi bayramı acı içinde geçirdi.