Akşener’den Erdoğan’a yanıt: Milleti tehdit ettin, hangi yüzle helallik istiyorsun?

Yayın tarihi: 1 Mart 2023 Çarşamba 10:31 am - Güncelleme: 1 Mart 2023 Çarşamba 11:22 am

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘helallik‘ konusunda tepki gösteren Akşener “Enkaz altındaki yakınlarının gün geçtikçe azalan seslerini dinleyenlerden, helallik alamazsın. Kimsesiz kalan çocuklardan helallik alamazsın. Evladını kurtarmak için, yüzlerce kiloluk betonları, tek başına kaldırmaya çalışanlardan, helallik alamazsın, dondurucu soğukta, bir çadır peşinde günlerce koşanlardan, helallik alamazsın.” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İYİ Parti grup toplantısında gündeme ilişkin açıklama yapıyor. Akşener, Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine değinerek başlarken, “Başkent’in göbeğinde Sinan Ateş’e kıyılmasının üzerinden 61 gün geçti. Devleti yönetenlerin mafyalara, simsarlara, uyuşturucu kaçakçılarına bir kez daha boyun eğen acizliğiyle 61 gün geçirdik. 61 günde adaletsizlik daha da derinleşti” dedi.

Kızılay’ın çadır satmasına da tepki gösteren İYİ Parti Lideri “Düşman diye kötülenenler yardıma koştular. Eloğlu dediklerimiz milyarlarca yardım parası topladılar. Ama bu ülkenin Kızılay’ı vatandaşına çadır sattı. İnsanlarımız geceleri -18’e varan soğukla mücadele ederken milletimizin uykuları kaçtı ama bu ülkenin Kızılay’ı vatandaşına çadır sattı.” ifadelerini kullandı.

Akşener’in açıklamalarının satır başları şu şekilde:

Başkent’in göbeğinde Sinan Ateş’e kıyılmasının üzerinden 61 gün geçti. Devleti yönetenlerin mafyalara, simsarlara, uyuşturucu kaçakçılarına bir kez daha boyun eğen acizliğiyle 61 gün geçirdik. 61 günde adaletsizlik daha da derinleşti.

Kılıçdaroğlu’ndan “helallik” isteyen Erdoğan’a sert yanıt

Sinan Ateş’in ailesinin bildiği gerçekler henüz daha yargının gündeminde bile değil. Ülkemizi içine hapsettiğin tek adam yönetiminde görevini yapabilen bir kurum kalmadı Sayın Erdoğan. Ben de sana soruyorum; söylesene yargının işini yapmasına neden engel oluyorsun? Kimden korkuyorsun? Adalet yerini bulana kadar unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu cinayetin asıl sorumluları ortaya çıkana kadar unutmayacağız, unutturmayacağız. Sinan Ateş’i unutmayacağız, unutturmayacağız.

SORUMLULARI SAYDI

Milletimize ev diye mezar yapılmasında imzası olan herkes bu felaketten sorumludur. Depremden sonra 72 saat boyunca milletimizin yardımına gidemeyenlerin, organize olamayanların, saray korkusuyla karar alamayanların, sivil toplumla kavgaya tutuşanların, interneti kesip kapılara polis gönderenlerin tamamı sorumludur. Başımıza ucube sistemi bela edip bu keşmekeşin müsebbibi olan bay kriz baş sorumludur. Sorumluluk hissedenler istifa eder, hesap verirler. Bu artık bir algoritma haline geldi. İktidarın beceriksizliği nedeniyle başımıza gelen her felakette Erdoğan milleti suçlamaya başlıyor.

“HANGİ YÜZLE HELALLİK İSTİYORSUN”

Doğruları konuşanları bastırmaya çalışıyor. Yetmiyor, sosyal medyayı kısıtlıyor. Baktı olmuyor, anketler istediği gibi gelmiyor, bu sefer de yeniden ekranlara çıkıp helallik istiyor. Ne kendisinin, ne tek bir bürokratın sorumluluk almadığı yerde sorumluluğu vatandaşa yıkıyor. Depremin üzerinden 23 gün geçti. “Tuttuğumuz defteri açacağız” dedin, milleti tehdit ettin. Hangi yüzle helallik istiyorsun? Dün kader planı diyorsun, bugün utanmadan helallik istiyorsun. Beş dakika gecikmişsin, borcunu 2 gün geciktirmişsin gibi helallik istiyorsun. Cürmün ve haramın helalleşmesi de olmaz.

Erdoğan: Adıyaman’da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik, helallik istiyorum

HELALLİK ALAMAZSIN”

Korunaklı çadır tiyatrosu mizanseni ile olmaz. İlla ki helallik almak istiyorsan Maraş’ta 15 saat enkaz altında kalan yavrusunun elini tutup vinç beklerken rahmetli olmasını izleyen babadan helallik isteyeceksin. Helallik almak istiyorsan Malatya’da tarım arazilerini 15 yıl önce imara açıp bugün mezara çevirenlerin yaptığı binalarda, enkaz altındaki analarının sesini duyup ellerinden bir şey gelmeyenlerden helallik isteyeceksin. Meydanlarda sadaka verir gibi para dağıtarak helallik alamazsın. Kimsesiz kalan çocuklardan helallik alamazsın. Hayallerini yıktığın gençlerden helallik alamazsın. Cenazesine kefen arayan babalardan helallik alamazsın. Tuvalet için çırpınanlardan helallik alamazsın. Günahına girdiğin masumlardan helallik alamazsın. Böyle yüzsüzlük, utanmazlık, terbiyesizlik olmaz, olamaz. Milletimizden helallik alamazsın Sayın Erdoğan.

“MADEM HELALLİK İSTEYECEKSİN DERHAL SANDIĞI GETİRECEKSİN”

İlla helalleşmek istiyorsan yolunu söyleyeyim: Siyasetçi milletiyle sandıkta helalleşir. Önce aziz milletin önüne sandığı getireceksin öyle helallik isteyeceksin. Öyle televizyondan üfürmekle olmaz. Madem helallik alacağına eminsin, derhal sandığı getireceksin. Adıyaman’a senin getiremediğin vinci, bulup da getiren, ama ‘valin’ izin vermediği için ailesine yetiştiremeyen Nehir’den helallik alamazsın. Enkaz altındaki yakınlarının gün geçtikçe azalan seslerini dinleyenlerden, helallik alamazsın. Kimsesiz kalan çocuklardan helallik alamazsın. Evladını kurtarmak için, yüzlerce kiloluk betonları, tek başına kaldırmaya çalışanlardan, helallik alamazsın. Takdiri çok gördüğün sağlıkçılardan helallik alamazsın. Hayallerini yıktığın gençlerden helallik alamazsın. Çaresizliğe mahkûm ettiğin annelerden helallik alamazsın. Cenazesine kefen arayan babalardan helallik alamazsın. Sevdiklerini battaniyeyle gömenlerden helallik alamazsın.

Kurtarma çalışmaları için Türkiye’ye gelen Meksikalı ekibin başına gelmeyen kalmamış

Tuvalet için hijyen malzemesi için çırpınanlardan, helallik alamazsın. Günahına girdiğin, nice masumdan, helallik alamazsın. Dondurucu soğukta, bir çadır peşinde günlerce koşanlardan, helallik alamazsın. Bir damla huzura, iki dirhem tebessüme, muhtaç ettiğin milletimizden, helallik alamazsın. Böyle yüzsüzlük, böyle utanmazlık, böyle terbiyesizlik olmaz, olamaz. Sen haram içinde sefa sürerken, dar günde tek başına bıraktığın milletimizden, şimdi çıkıp da, helallik alamazsın Sayın Erdoğan.

KIZILAY’A TEPKİ

Kendi vatandaşına çadır satmak organizasyon sorunu değildir, ahlak sorunudur. Kızılay’ımızda yaşananlara bir bakın. Bunların elinde naylon bağış kurumuna dönüşmüştü. Gelinen noktada paravan bir şirket olmuş. Türk Kızılay’ı tümüyle yozlaşmış, çürümüş bir hale gelmiş. Çadır tüccarı olmuş. İnsanlarımız çadır bekliyor, Kızılay ise deposunda stoklayıp satıyor. Gıda, soğan stoklanıyor diye depoları bastınız. Peki şimdi çadır stoklayan Kızılay’a ne diyeceksiniz? Deposunu basıp çadırlara el koyacak mısınız?

Kızılay’ın bağış kampanyasını ‘ücretsiz’ seslendiren Belgin: İnsanlığımdan utanıyorum

KIZILAY VATANDAŞA ÇADIR SATTI”

Düşman diye kötülenenler yardıma koştular. Eloğlu dediklerimiz milyarlarca yardım parası topladılar. Ama bu ülkenin Kızılay’ı vatandaşına çadır sattı. İnsanlarımız geceleri -18’e varan soğukla mücadele ederken milletimizin uykuları kaçtı ama bu ülkenin Kızılay’ı vatandaşına çadır sattı.

Bu ahlaksızlığa şaşıranlar olduğunun farkındayız ama biz hiç şaşırmadık. Kaşıkçı davasını satan bu hükümet değil miydi? Memleketi sığınmacı hendeğine çevirip milletin huzurunu satılığa çıkaran bu hükümet değil miydi? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını satan yine bu hükümet değil miydi? Sayın Erdoğan’ın dünyasında bu ülkenin satılık olmayan hiçbir değeri olmadığını çok iyi biliyoruz.

Madem hiçbir işe yaramıyorsun bir zahmet istifa edin. Ülke yönetmekten acizsiniz milletin huzurunu bozmayın. Kızılay’ı daha fazla lekelemeyin. Ahlaksız, şuursuz yönetim anlayışıyla tüm kurumları delik deşik ettiniz bari Kızılay’ın surlarında gedik açmayın.

 

Bugün bir yol ayrımındayız, seçim yapmak zorundayız millet yolunda başımız dik yürüyeceğiz ya ateşten bir gömleği giyip bu imtihandan geçeceğiz ya yok olup gideceğiz. Ya beyaz zambaklara can suyu vereceğiz ya gazap üzümlerine razı olacağız. Önümüzdeki bu ateşten imtihanı parti içi görenlere sesleniyorum; bazen gerçek komutan olmak için apoletlerden vazgeçmek gerekir. Sahici mücadele için kendinle barışman gerekir. Bizim seçimimiz dün de belliydi bugün de belli. Yolumuz dün de aynıydı bugün de aynı. Bizim itirazımız dün de aynı bugün de aynı.

“SARAY ÜZERİNE ALDIĞI SORUMLULUĞU YERİNE GETİREMEZ HALDEDİR”

Artık bir seçim yapmak zamanı, kişisel hesapları bırakıp millet için bir şeyler yapmak zamanıdır. Devasa bir ihanet şebekesiyle karşı karşıya olduğumuzu tüm çıplaklığıyla ortadadır. İktidar organları bu ihanet şebekesi elinde terse çalışan bir saat, yiyeni şeytanlaştıran zehirli bir meyve ağacıdır. Vatanın bütünlüğü tehlikededir. Saray üzerine aldığı sorumluluğu yerine getiremez haldedir. Hükümetin başı gaflet ve dalalet içinde ülkeyi uçuruma götürmektedir. Kişilerin kaprisleri değil, milletin iradesi tecelli edecektir. Kimsenin endişesi olmasın kazanan mutlaka Türkiye olacaktır.

AHBAP Kızılay’dan çadır aldığını doğruladı