­

İTİBAR ENKAZ ALTINDA

Ülkelerin, liderlerin, yazarların, sporcuların, teknik adamların, kurumların, kulüplerin ve daha bir çokların en önemli meselesi itibar. Bununla ilgili de en çok duyduğumuz cümleler; itibara yatırım, itibarı güçlendirme, itibarı bozuk, itibarı yok. Küresel pazarda sporun itibarı yüksek. Dünyada spor ekonomisinin bütçesi yaklaşık 2 trilyon dolar. Büyük pay ise futbolun, yaklaşık 500 milyar dolar. Futbolun sahip olduğu bu ün, kulüpler, başkanlar, teknik adamlar, sporcular, medyayla birlikte simbiyoz bir beslenmede. İtibarı şekillendiren ise genel kalite ve karakter. Amaç itibarı korumak, değeri yükseltmek. Ülkemizde ise, futbolun itibarı uzun zamandır bozuk. O nedenle yazmak gerekti ve daha da çok yazmak gerekecek. Örnek verecek olursak gençlerin takım tutma sayısı azaldı. Akademisyen olunca gençlerle birlikteyken sormadan olmuyor. Cevap “takım tutmuyorum, futbolu izlemiyorum.” oluyor. Ya da bir teknik adam bana, “hocam dediklerimizi kimse dinlemiyor, boş verdim” diyor. Sıkça gördüğümüz bir diğer sorun ise, bir kulüp başkanı kendini belagat ustası, ekonomi uzmanı olarak görüp sorunların topunu medyaya ya da rakip takıma atması. Hani eski Beşiktaş kulübünün başkanı Fikret Orman’dan sıkça duyulan “beni yanlış anlıyorsunuz” ya da “siz şimdi söylediklerimden cımbızla çekip olumsuz yazarsınız.” dediği o basın toplantılarındaki iletişim problemleri . Saatlerce konuşularak içi boşaltılan futbol programlarında kullanılan aşağılayıcı dilin yıkıcı uzaklaştırıcı etkisi. Yayıncılık, maç yayınlarındaki kalite ve fiyatlandırma. Birkaç örnekle birlikte, hepsi ve daha fazlası futbolun değeriyle, itibarıyla ilişkili, güvenle duygusuyla bağlantılı. Aslına bakarsanız ülkemizde futbol herkesten gitmiş. İtibarlar önemsiz.. Tehlikeye atılmış, korunmamış. Yönetilmemiş. Güçlendirilmemiş. Ve futbola, yönetenlere güven kalmamış. Suçlamak en temel iletişim yolu olmuş. Hakem suçla, başkan suçla sporcu suçla, kendini suçla. Rakibin uluslararası başarısızlıklarından kişisel başarı sağla. Futbolun itibarı enkaz altında.

KONUŞTUĞUNU DUYMAMA HALİ

TFF Başkanı Nihat Özdemir, “Türk futbolunun marka değerinin artırılması gerektiğini ve TFF olarak bu doğrultuda çalışmalar yaptıklarını, bunun gerçekleşmesi için en önemli unsurun liyakat ve futbolda adaletin sağlanması olduğunu” ifade etmiş. Ve “ne yapıp edip Türkiye'de futbolun marka değerini artırmaya çalışıyoruz” demiş. Nihat bey, aday olduğu seçimde, kendisinin başkanlığı için kalkan ellerden dolayı, gerçekten başkan seçildiğini sanıyor. Birisi ona atandığını hatırlatmalı. Ve kişisel marka değerinin ne olduğunu anlaması için bir anket yaptırmasını önermeli. Bir birey olarak, insanların sizin hakkında ne düşündüğü önemli. İnsanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü bilmeli ve bu bilgiyi düşünerek düşünmeli, konuşmalı ve hareket etmelisiniz.  Zamanla, bu ünü yaptığınız şeyi değiştirerek ve / veya yaptıklarınızı nasıl açıkladığınızı değiştirerek değiştirebilirsiniz, ancak herkesin aynı şeyi düşünmesini asla başaramazsınız. Atanmışın itibarı, güven inşa etmesi, marka değeri oluşturması zor.

HABERİNİZ VAR MI?

25 ülkeden, 72 sporcu ülkemizdeydi. Antalya Belek’te European Tour Rolex Serisi kapsamında bu yıl yedincisi düzenlenen Turkish Airlines Open Golf Turnuvası yapıldı. Türkiye Golf Federasyonu Genel Sekreteri Erdoğan Akkaya da turnuvanın 50'ye yakın ülkede canlı yayınlandığını açıkladı. Son derece önemli bu 50’ye yakın ülke sayısı. Ülkemiz itibarı, imajı için. Haberiniz olmadıysa organizasyonun halkla ilişkiler çalışmaları iyi yapılmamış demektir. Turnuvada, İngiliz Tyrrell Hatton şampiyon oldu. European Tour tarihinde turnuvanın son bölümü havanın kararması nedeniyle ışıklar altında oynandı ve Belek’teki Montgomerie Maxx Royal Golf Kulübü, aydınlatma altında oynanan ilk saha olarak tarihe geçti.