Ekim 1999’da Amerikan destekli bir darbeyle iktidarı ele geçiren Perviz Müşerref dün Dubai’de yaşamını yitirdi. İktidarda kaldığı 9 yıl süresince hep ABD ve batı emperyalizmine hizmet etti, Komşu Afganistan’ın 2001’de işgal edilmesinde ABD ve müttefiklerine yardımda baş rol oynadı ve Afganistan’la birlikte Pakistan’ı perişan etti. Batı'nın desteğinden yararlanarak diktatörlüğe heveslenip artistlik yapmaya kalkılınca 2008’de görevden uzaklaştırıldı, vatana ihanetten yargılandı ve 2016’dan bu yana Dubai’de sürgünde yaşıyor. O tarihten sonra zaman zaman televizyonlara çıkarak yorum yapıyordu.
ABD emperyalizmine hizmet ederek halklarına ihanet eden diktatörlerin hazin olmayan sonu.
Kullanılır, bir kenara atılır ve sonunda harcanır.
Yalnızca bölgemizde değil dünyanın her yerinde varlar. Son örnek Zelenski. ‘ABD ve NATO istedi’ diye Rusya ile savaşa tutuştu, ülkesini perişan etti ve 10 milyon insanın mülteci durumuna düşmesine neden oldu.
Öncesinde Iraklı Saddam, Filipinli Marcos, İranlı Şah, Tunuslu Bin Ali, Menderes, Şili’li Pinochet, Mısırlı Mübarek, Afganlı Karzai, Yemenli Abdullah Salih ve daha niceleri…
Formatlar farklı ama hepsinin ülkesi perişan.
Hepsinde insanlar çok acı çekti ve çekiyor.
Peki ders alan var mı!
Sanmıyorum.
Tersi olsaydı hiç kimse diktatör olmazdı.
Diktatör olanlar da bu huylarından vazgeçerdi.
Her ikisi olmadığına göre diktatörlük heveslerine kapılanların sayısı artıyor.
Durum böyle olunca ABD’nin işi daha da kolaylaşıyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bizim coğrafyada istediğini yapan ve yaptıran ABD 1947’de İsrail’i de kurdurduktan sonra her yerde kendine hizmet edecek adam buldu ve öylece devam ediyor.
Şimdi sıra Avrupa’da …
Ukrayna savaşını bahane ederek başta Almanya olmak üzere herkesi baskı altında tutuyor. Demokratik seçimle Almanya’da iktidara ortak olan Yeşiller bile emperyalizmin hizmetinde . Dışişleri Bakanı Baerbock ‘ Bize oy verenler umurumda değil. Ben Ukrayna’ya yardım etmeyi sürdüreceğim’ diyor.
Yani ‘ ABD emperyalizmine hizmet etmek için iktidara geldik’ demek istiyor. Bu da normal çünkü ülkesinde 70 kadar Amerikan üssü var. Bir o kadarı da Japonya’da. ABD şimdi de kafayı bu ülkeye takmış.
İkinci Dünya Savaşı’nda atom bombalarıyla 360 bin Japon insanını öldüren ABD şimdi de Çin’le olası bir savaş için bu ülke topraklarına nükleer füzeler yerleştirmeye hazırlanıyor. Çin’in meteorolojik araştırma balonundan ödü kopan ABD; Rusya’ya karşı Ukrayna’yı öne sürdüğü gibi şimdi Japonya’yı Çin’e karşı kullanma hazırlıkları yapıyor.
Emperyalizm demek; tezgah, düşmanlık, savaş ve her türlü pislik ve karanlık hikaye demek.
Adamların işi çok kolay çünkü her zaman ve her yerde kendilerine hizmet edecek ‘tipleri’ buluyorlar.
Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde ve sonrasında ‘renkli devrimlerle’ Rusya’yı dağıtmanın peşine düşen Soros’un dünyada 253 medya kuruluşuna destek verdiği ve 54 önemli gazeteciyi satın aldığı bilinmektedir. AKP iktidarı ve medyasının Soros’a yönelik söylem ve tavrı konuşulur ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son 25 yılda en az dört kez Soros’la oturup konuştuğunu kimse hatırlamak istemez.
Bu biraz da Bakan Soylu’nun ABD Büyükelçisine yönelik söylemlerini andırıyor. Soylu; Büyükelçiye ‘Çek kirli ellerini Türkiye’nin üzerinden’ diyor ama bir gün sonra Büyükelçi Dolmabahçe açıklarında demirleyen Amerikan savaş gemisi Nintz’de çektirdiği fotoğrafla yanıt veriyor. Bu da normal çünkü aynı Bakan ‘ABD ve BAE’yi 15 Temmuz darbesini finanse etmekle’ suçlamış ancak daha sonra Abu Dabi’yi ziyaret etmede sakınca görmemişti. Bu da normal çünkü lideri Erdoğan; BAE, İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır liderlerine söylemediğini bırakmamış sonra da hepsine’ gelin barışalım’ diyerek onlarla tokalaşıp kucaklaşmıştı.
Türkiye ve coğrafyanın olağan halleri.
Büyük Tiyatro’da değişen bir şey yok ve diktatörler var oldukça olmayacak.