‘Deniz Aslanları’ bildirisine yalanlama

Yayın tarihi: 4 Nisan 2021 Pazar 1:53 pm - Güncelleme: 7 Nisan 2021 Çarşamba 6:36 pm

103 emekli amiral tarafından yayımlanan bildirinin ardından ‘Deniz Aslanları’ adıyla yayımlandığı öne sürülen bildiriye çok sayıda isimden yalanlama geldi. Bildiride imzacı olarak gösterilen kişiler, adlarının bilgileri dışında metne eklendiğini açıkladı.

103 emekli amiralin imzasıyla yayımlanan Montrö bildirisine ilişkin tartışmalar Türkiye’nin gündemine düşerken, 1976-1984 yılları arasında Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu’nda eğitim almış ‘Deniz Aslanları’ imzasıyla bir bildiri yayımlandığı iddia edilmişti. Söz konusu bildiriye çok sayıda isimden yalanlama geldi. Bildiriyi yalanlayan isimler adının bilgisi dışında metne eklendiğini duyurdu.

Evrensel gazetesinin haberine göre bildiriden haberdar olmadıklarını ve imzalamadıklarını belirten isimler şunlar: Kemal Egemen, Ergun Yolsever, Turgut İpek, Bayram Serdar Arduç, Ümit Metin, Hadi Başman, Mesut Özel, Doğan Çırakoğlu, İsmet Eren, Cüneyt Koşu, Semih Başman, Gürkan Pekesin, Cengiz Toker. Bu isimlere daha sonra Hür Aktaş, Levent Kutlay, Süleyman Bayramoğlu, Aykut Uğur Tunca, Fatih Kayakuzgun, Selçuk Göker katıldı, imzacı olmadıklarını ve adlarının bilgileri dışında metne eklendiğini açıkladı.

‘Deniz Aslanları’ bildirisine çok sayıda isimden yalanlama

Odatv’nin haberine göre söz konusu bildiride şu ifadelere yer verilmişti:

“Atatürk’ten miras aldığımız ilke ve devrimlerin, Atatürkçü Düşünce Sisteminin özümsenmesi ve yaşam tarzı haline getirilmesine engel olabilecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini askerin yüreğinden atmaya, TSK’ya irticai ve bölücü görüşleri benimsemiş kişilerin alınmasına yol açabilecek son askeri yönetmelik/yönerge düzenlemelerinin; TSK’nın birlik ve beraberliğine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilemez temel niteliklerine (demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliği) bağlılığına zarar verebilecek özellikte olduğunu görmekten büyük kaygı duymaktayız.

Emekli 103 amiralin bildirisine soruşturma

Ayrıca Devlet, Cumhuriyet ve Liyakat Nişanları’ndaki Türkiye Cumhuriyeti (TC) ifadesi ve Atatürk kabartmasının çıkartılması ve çeşitli tarikat ve cemaat faaliyetlerine alenen ve resmi üniforma ile katılma cüreti gösteren Silahlı Kuvvetler personelinin görüntüleri de kaygı verici gelişmelerdir.

Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksek Okullarına giriş koşullarıyla ilgili yönetmelikte “irticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olmak” şartının kaldırılmasının, Atatürk ilke ve devrimlerinin, Atatürkçü Düşünce Sisteminin, Cumhuriyetin temel niteliklerine bağlılığın ve savunuculuğunun yapılmasının Harp Okullarına alınacak üniversite mezunlarıyla ve astsubaylarla ilgili eğitim yönergelerinden çıkarılmasının, TC ve Atatürk’ün nişanlardan çıkartılmasının Türk Ulusunun bağrındaki Atatürk ve Türk Ordusu sevgisini, Cumhuriyet ve devrimleri yıpratacak nitelikte olduğunu düşünüyoruz.

“Ey Millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleri, çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkılmasını hedef alan, bu hedefe ulaşmak için akıl ve bilimin yol göstericiliğini benimseyen dinamik ve demokratik bir dünya görüşüdür. Geri döndürülemeyecek bir güçle kendi yatağında akan Atatürkçü Düşünce Sisteminin durdurulması mümkün değildir.

Atatürk’ün gösterdiği yolda çağdaş eğitim almış bizlerin Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılığı tamdır. Anayasamızın ilk 3 maddesinde yer alan Devletin yönetim biçimi, Cumhuriyetin nitelikleri, Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkentine dair hükümlere sadakatle bağlıyız. TSK’ya ilişkin yönetmelik ve yönergelerde, Devlet, Cumhuriyet ve Liyakat nişanlarında yapılan bu düzenleme faaliyetlerinin uygun olmadığını düşünüyor ve itiraz ediyoruz.

Anayasamızın Başlangıç kısmında hiçbir faaliyetin Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği açıkça yazmaktadır. Bu nedenle bu düzenleme faaliyetlerinin yanlış olduğunun görülmesini ve korunma görmeden düzeltilmesini talep ediyoruz. Bu düzenlemelerin sorumluluğunu sadece siyasilere yüklemek de doğru değildir. Bu yanlışları bugünden görmek ve uyarmak her Türk vatandaşının görevidir.

Demokrasiye aşık olan Türk evlatları olarak son sözümüz; “ATATÜRK’ten, Türkiye Cumhuriyeti’nden ve Cumhuriyet’in niteliklerinden vazgeçilmez”dir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

‘Amacımız Mavi Vatan’a sahip çıkmaktır’

MSB’den 103 emekli amiralin bildirisine tepki

Soruşturma başlatılmıştı… Soylu ve komutanlıklardan ortak açıklama