Korona virüsün dünya ve ülkemiz insanlarının sağlığına olumsuz etkilerini giderek artan bir kaygıyla izliyoruz. Ülkeler sağlık konusunda yeni ve daha etkili önlemler almaya çalışıyorlar. Görünen o ki bu defa kuşağımızın daha önce görmediği ve insanlığı her yönüyle tehdit eden çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız.
Bu tehlike karşısında dünya ülkeleri sağlığa ilişkin tedbirlerin yanı sıra ekonomilerinin ve elbette çalışanlarının işlerini korumak amacıyla da çeşitli tedbirler alıyorlar. Bunlar arasında nakit destek, çalışılmadığı sürece iş güvencesi yani işten çıkarmamak, evden çalışmayı yaygınlaştırmak gibi örnekler sıralayabiliriz. Sosyal devlet olmak da zaten bu tedbirleri gerektiriyor. Bizim Anayasamıza göre bizde sosyal bir devletiz. Dolayısı ile bizim vatandaşımızda böyle bir tehlike karşısında devletinden korunmayı ve gözetilmeyi bekliyor.
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı tarafından dün açıklanan bu olağanüstü döneme ilişkin tedbirlere baktığımızda sosyal devlete ilişkin izler aradık. Uzmanlık konum gereği beni daha çok çalışma yaşamı ve çalışanlar ilgilendirdiğinden bu alana yönelik açıklamalara değineceğim.
Perakende, AVM, demir-çelik, otomotiv, lojistik-ulaşım, sinema-tiyatro, konaklama, yiyecek-içecek, tekstil-konfeksiyon ve etkinlik-organizasyon sektörleri için muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6'şar ay erteliyoruz.
Bu kriz sadece yukarıda sayılan sektörleri değil ülkedeki tüm sektörleri derinden etkileyecektir. Dolayısı ile sektörel bir ayrım uygulanmaksızın özellikle ücrete ilişkin vergi, sigorta ve fon ödemelerinin genel olarak ertelenmesi gerekirdi.
Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkârların Halkbank'a olan kredi borçlarının, Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak erteleyeceğiz.
Esnaf ve sanatkâr zaten geçen yıldan beri içinde bulunduğumuz ekonomik kriz döneminden son derece kötü etkilenmiş durumdadır. Corona nedeni ile aldıkları ve alacakları son darbe ile çok daha kötü duruma düşecekleri aşikâr. Dolayısı ile 3 aylık erteleme süresi yetersizdir.
Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz.
Özellikle de ücretli olarak çalışan vatandaşımızın önemli bir kesiminin geçim güçlüğü yüzünden ücretleri üzerinde haciz vardır. Böyle bir ortamda onları krediye teşvik etmek bu konudaki olumsuzlukları daha da derinleştirecektir.
Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz.
Esnek çalışma modelleri emek tarafının sürekli soğuk baktığı ve işverenlerin talebi olan uygulamalardır. Şimdi böylesi bir kriz döneminde bu uygulamaları devletin gündeme getirmesi bir tür kriz fırsatçılığıdır. Uzaktan çalışma kriz dönemi için tedbir amaçlı elbette ki yaygınlaştırılabilir.
Kısa Çalışma Ödeneğini devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak ve hızlandıracağız. Böylece faaliyetine ara veren iş yerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız.
Bu tür kriz dönemlerinde işin kısmen ya da tamamen durduğu hallerde devreye girebilen kısa çalışma ödeneğinden yararlanma prosedürünün yumuşatılması olumlu bir adımdır. Ancak bu ödenekten yararlanma şartları esnetilmeli yararlanma süreside uzatılmalıdır. Bunun yanında İş kanununda yer alan ve zorunlu hallerde işin durması sebebiyle işçiye ödenmesi gereken yarım ücret miktar yönünden arttırılmalı ve 1 haftayla sınırlı olmamalıdır.
En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz.
Ülkemizde en azından asgari ücretin altında emekli aylığı olmamalıdır.
İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartıyoruz.
Telafi çalışması işçinin çeşitli sebeplerle çalışmadığı hallerde işverene iş görme bakımından borçlanması ve bu borcu daha sonra çalışarak ödemesi uygulamasıdır. İşveren işçiden bu çalışmayı 2 aylık süre içinde talep etmelidir. Bu 2 aylık sürenin 4 aya çıkarılmasının istihdama sürekliliği ve katkısını doğrusu anlayamadık. Bu işçiden çok işverenleri gözeten ve onların istediği esnek uygulamalar içinde yer alan bir düzenlemedir.
Sonuç itibarı ile iktidarda olduğu 17 yıldır çalışanın, esnafın, emeklinin yanında olmayı bırakın sürekli onların aleyhinde yasalar üreten bu hükumetin açıkladığı tedbirler doğrusu bizi çok şaşırtmadı diyebiliriz. Ancak ülkemiz çalışanları esnafı, emeklisi ile bu zor dönemde kendilerini koruyup gözetecek gerçek sosyal devlete uygulamaları ve destekleri bekliyor.