Dört gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz çok güçlü olmalıyız ki, bu İsrail Filistin'e yaptıklarını yapamasın. Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız.” demişti.

Bundan bir gün sonra İran’ın yeni seçilen Azeri-Türk kökenli Cumhurbaşkanı Mesut Bezişkiyan törenle göreve başladı. Dün sabaha doğru Hamas lideri İsmail Heniye Tahran’da öldürüldü.

İsrail bunu ilk kez yapmıyor..

Ocak 2020’de İran’ın en önemli komutanı Kasım Süleymani Bağdat Havaalanında öldürüldü. Sonrasında Tahran, Şam ve Beyrut’da çok önemli İran’lı komutan ve nükleer uzmanı İsrail tarafından öldürüldü. Aynı İsrail Gazze savaşından bu çok sayıda Lübnan Hizbullah komutanını öldürdü. Aynı İsrail 1987’de kurulan Hamas’ın lider, yönetici ve komutanlarının ezici çoğunluğunu öldürdü. Aynı İsrail 300 gündür devam eden Gazze savaşında ezici çoğunluğu kadın  ve çocuk  olmak üzere 40 bin Filistinliyi öldürdü, 100 binini yaraladı ve Gazze’yi yerle bir ettikten sonra 2.3 milyon Filistinliyi perişan etti. Arap ve Müslüman ülke liderleri ise  sessiz, tepkisiz ve çaresiz. Bazıları da genetik olarak kendi halklarına ihanet ediyor ve emperyalist projelerin aparatı olarak ülkelerini yönetiyorlar. Bunu bilen İsrail ise ideolojik ve dinsel  karekterinin gereğini yaparak öldürmeye devam ediyor ve edecek. Sırada kim var bilinmez ama İsrail öldürmeye programlanmıştır. İsrail’in kuruluş felsefesinde cinayet var çünkü dünyanın dört bir yanından gelerek 1948’de İsrail devletini kuran ve siyonist ideolojiye inanmış Yahudiler Filistin’i ele geçirmek için herkesi öldürmek zorundalar. Arkasında  ABD ve onunla işbirliği yapan bölgesel liderler var olduğu sürece İsrail katliamlarına devam edecektir.

Dönelim Heniye’nin öldürülmesine..

Nisan’dan bu yana İsrail; Heniyenin üç oğlunu, iki torununu, erkek kardeşiyle birlikte 14 kişilik ailesini ve son olarak ablasıyla birlikte 8 kişilik ailesini öldürdü.

Heniye; Hamas’ın lideridir ve 2006’da yapılan demokratik seçimlerde Filistin başbakanı olarak seçilmiştir..

2011 öncesinde Esad’la arası çok iyi olan Hamas kanlı Arap Baharı sonrasında Erdoğan’ın telkinleri sonrasında Suriye’deki kamp ve ofislerini kapatarak Katar’a taşınmıştı.

2011-2022 döneminde Türkiye ve Katar’ın kontrolünde kalan Hamas 2023’de Tahran’ın arabuluculuğu ile Suriye ve Lübnan Hizbullah ile barıştı. Erdoğan’la çok yakın kişisel, ideolojik (İslamcı Sünni) ve  resmi ilişkisi olan Heniye’nin Gazze savaşıyla bitlikte İran ve Hizbullah’a yakınlaşması Hamas’ın Ankara ile ilişkilerini etkilemedi. Geçen süre içinde Heniye ve Hamas yöneticileri sık sık Ankara’ya geldi ve her seferinde Erdoğan’ın misafiri oldu. Durum böyle olunca Heniye’yi Tahran’da öldüren İsrail, esas mesajı Erdoğan’a vermiştir. Konu biraz farklı ama Türk asıllı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı  İstanbul’da öldürten Veliaht Muhammed Bin Selman da mesajı Erdoğan’a vermişti çünkü Kaşıkçı İslamcı bir gazeteciydi ve Erdoğan’a yakındı. Üstelik Osmanlı’ya ayaklanan büyük dedesi Abdullah Bin Suud’un kellesi 1818’de Sultan İkinci Mahmut tarafından İstanbul’da vurulmuştu.

Özetle katil İsrail’in durdurulmadığı bir coğrafyada her an her şey olabilir ve nerede olursa olsun herkes İsrail’in hedefinde. Heniye’yi Tahran’da öldüren İsrail başkalarını Türkiye’de ya da başka yerlerde de öldürebilir. Nitekim Mossad ajanları  şimdiye kadar aralarında Avrupa ülkelerinin de bulunduğu yirmi kadar ülkede bir çok iranlı, Lübnanlı ve Filistinliyi öldürmüş ve Arap ve Müslüman iktidarların ihaneti devam ettiği sürece bu kanlı huyundan vazgeçmeyecektir.

Peki Ankara ne yapar ya da yapabilir ?

HİÇ.

Neden mi?

Bildik  çelişkilerinden dolayı.

Mavi Marmara olayından sonra İsrail’e çok kızan Erdoğan bu ülkenin OECD ve gözlemci olarak NATO’ya katılmasına onay verdi ve 20 milyon dolarlık bağış karşılığında  Mavi Marmara dosyasını kapattırdı.

Bir ara tekrar İsrail’e kızan Erdoğan aniden yumuşadı ve Mart 2022’de İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u Ankara’da misafir etti ve 22 Eylül 2023’de katil dediği Netanyahu ile New York’da buluşarak samimi pozlar verdi.

22:38

Gazze olaylarının ilk dört ayında İsrail’in tüm ihtiyaçlarını Türkiye tarafından karşılanmasına izin veren Erdoğan iç ve dış tepkilerden sonra yeniden İsrail ve Netayahu’yu hedef almaya başladı. Oysa Netanyahu hiç değişmemişti. O hep katildi ve onu durduracak birileri çıkıncaya kadar hep öyle kalacaktır.

Çünkü inandığı din ve ideoloji bunu gerektiriyor.

Bunu da ben değil kendisi söylüyor ve ekliyor :

‘İsrail’e dokunan herkesin icabına bakarız’.

O söylüyor ama korkaklar duymuyor ya da duymamazlıktan geliyor.