Dünyada çok sayıda ve türlü türlü diktatörler var. Bazen de ‘demokratik’ yollarla seçilen liderler de kısa bir süre sonra diktatör gibi davranmaya başlıyor sonra da dört dörtlük diktatör hatta katil oluyorlar. Örneğin İsrail Başbakanı Netanyahu. Örneğin ABD’yi yöneten başkanlar. Adamlar sürekli savaş çıkarmış, başka ülkeleri işgal etmiş, başka ülkelerde darbe yaptırmış ve her türlü karanlık ve tehlikeli oyunları tezgahlamışlar ve tezgahlıyorlar.

Dün Irak’ın yakın tarihi ile ilgili bir kitabı okurken bunları düşündüm.

Karanlık bir tezgahla Saddam, Temmuz 1979’da hastalığını gerekçe göstererek Cumhurbaşkanı Ahmed Hasan El-Bekr’i görevden alarak Cumhurbaşkanı olmuştu. Bir yıl sonra yani Ağustos 1980’de Saddam, ABD işbirlikçisi Sünni Arap iktidarlarının kışkırtmasıyla İran’a saldırdı. Sekiz yıl süren savaşın her iki cephesine gitmiş ve İranlılarla Iraklıların “Allah Allah” ya da “Allahu Ekber” nidalarıyla birbirlerini öldürdüklerine tanık olmuştum. Savaşta her iki taraftan yaklaşık bir milyon insan ölmüş ve savaşın maliyeti 700 milyar doları aşmıştı.  Olup bitenlerden  ders almayan Saddam Ağustos 1990’da İran savaşında kendisine yardım eden komşu Kuveyt’i işgal etti. Kuveyt ve Körfez ülkelerinin sultan, kral, emir ve şeyhlerinin yardım istediği ABD sekiz ay sonra yanında 40 ülkenin de askerini alarak bölgeye gelip yerleşti  ve Saddam’ı Kuveyt’ten çıkartarak teslim olmasını sağladı. Bununla da yetinmeyen ABD; Saddam’ın olmayan nükleer ve kimyasal silahlarını  bahane ederek Mart 2003’de gidip Irak’ı işgal etti. Öncesinde yani 1991’de Çekiç Gücü’nü Türkiye’ye gönderen ABD, Kuzey Irak’da federal bir Kürt bölgesinin oluşmasını sağladı ama işgal süresince ve sonrasında ülkeyi perişan etti.

Buyurun size bazı rakamlar; 

  • Irak petrol rezervi bakımından dünya sıralamasında ilk beşte ama şu anda 45 milyon civarında olan nüfusun %13’ü açlık sınırının altında yaşıyor.
  • Ülke nüfusunun %11’i okuma yazma bilmiyor.
  • Ülkede beş milyon yetim çocuk var.
  • Çalışabilir nüfusun %16’ı işsiz ve bunların %36’ı genç.
  • Savaşlardan dolayı ülkede 8 milyon dul kadın var ve boşanma sayıları hızla artıyor.
  • Nüfusun %36’ı tansiyon ve %14’ü şeker hastası ama savaşlarda kullanılan silahlardan dolayı kanserin her türlüsü çok tehlikeli boyutlarda.
  • Erkeklerin %30’ı sigara ve %21’i alkol kullanıyor.
  • Kırsal ve yoksul bölgelerde uyuşturucu kullananların oranı özellikle gençler arasında %17 .
  • Savaşlardan dolayı dört milyon Iraklı ülke dışına kaçmış ya da ülke içinde mülteci konumunda.
  • Kişi başı milli gelir yıllık 6 bin dolar. Yani ayda 500 dolar.
  • 1979’da  ilk kez Irak’a gittiğimde bir Irak dinarı 5 dolar ediyordu. Şimdi ise bir dolar 1360 dinar. 
  • Ama hepsinden çok daha önemli olanı ise ülkede korkunç bir sosyal, kültürel ve ahlaksal yozlaşma ve dolaysıyla çürüme yaşanıyor.


Özetle 1979’da iktidarı ele geçiren ve 2003’de Amerikan işgaliyle birlikte yakalanarak asılan Saddam’ın ülkesi şimdi rezalet bir halde. İki oğlu, iki damadı ve yakın akraba-arkadaş çevresiyle ülkeyi talan eden Saddam kendisine ihanet etmekle suçladığı iki damadını kanlı bir şekilde öldürttü ama iki oğlu ve torunları Amerikan askeri tarafından öldürüldü. Saddam’la başlayan korkunç yolsuzluk, hırsızlık ve talan hikayeleri Saddam’dan sonra da gelenek haline geldiği için ülkenin uğradığı zarar 45 yılda 3 trilyon doları aştı.

Yani bir diktatör eşittir 3 trilyon dolar.

Tamı tamına 3.000.000.000.000 Dolar.

Acaba kaç tane köprü ya da otoyol yapar.

Saddam gibi emperyalizmin aparatı haline gelen ya da getirilen ve sonra da ülkesini perişan eden başka bir çok deli var. Son örnek Ukrayna’nın Cumhurbaşkanı Zelenski.

Adam bir televizyon dizisinde soytarılık yapan bir adamı oynarken CİA-Mossad tarafından keşfediliyor ve Mayıs 2019 seçimlerinde ülkenin cumhurbaşkanı olarak seçtiriliyor.

Sonrası bildik hikaye.

Patronlarının talimatıyla Rusya’yı kışkırtıyor ve ülkesinin perişan olmasına neden oluyor. 10 milyon Ukraynalı ülkesinden kaçtı, bir milyon kadar savaştı öldü ya da sakat kaldı ve ülkesi haritadan silinmek üzere.

Ama patronları Zelenski’ye ‘kullanım tarihin henüz bitmedi’ diyerek nükleer savaş çıkarmasını istiyorlar. Savaş çıkar mı çıkmaz mı bilinmez ama sonuçta yakın gelecekte Zelenski diye biri olmayacak ve maliyetini hesaplamak için belki de Saddam olayında olduğu gibi 45 yıl beklemek gerekecek.