Bahçeli Erzincan’daki faciada kapasite arttıran Murat Kurum’a sahip çıktı

Yayın tarihi: 20 Şubat 2024 Salı 11:01 am - Güncelleme: 20 Şubat 2024 Salı 11:37 am

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Erzincan İliç’te 9 madencinin siyanürlü toprağın altında kaldığı maden ocağının kapasite artış talebini onaylayan Murat Kurum’a sahip çıkarak, Kurum görevini layıkıyla yapmıştır” ifadelerini kullandı.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bahçeli, İliç’te 9 işçinin siyanürlü toprağın altında kaldığı maden ocağının kapasite artırımı talebini onayladığı için muhalefetin hedefinde olan Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum’a sahip çıktı. Kurum’un Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı yaptığı dönemde, facianın yaşandığı madene ÇED raporu verildiğini söyleyen Bahçeli, ” ÇED raporu veren Çevre bakanlığı değildir. Altın madeninin çevreye zarar verip vermediğini denetlemektedir. Sayın Kurum görevini layıkıyla yapmıştır. Verilecek hesabının olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun siyasi malzeme yapılması yanlıştır” dedi.

Devlet Bahçeli bu kez de Dilber’i hedef aldı

Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:

“İliç’te, altın üretimi yapılan sahadan çıkarılan toprağın kayması ile milletimizi hüzne boğan felaket yaşandı. Maalesef 9 işçimiz toprak altında kaldı. Sonrasında kriz masası kuruldu. devletimiz bütün imkanları ile seferber oldu. İlgili bakanlarımız maden sahasına giderek faaliyetlere refakat etti. AFAD, gönüllü kuruluşlarımız çalışmalarını fedakarlıkla yürütmekte. İşçilerimize ulaşmak için devasa toprak kütlesinin tahliyesi dikkatle sürdürülmekte. Hala riskli alan varlığı ister istemez arama kurtarma ekiplerini zora sokmakta. Bölgenin yağışlar nedeniyle çamur ve balçıkla kaplanması aramaların dedektör ile yapılmasını zorunlu hale getirmiştir.

Bölgeden gelecek ümitli haberlere kulağımızı çevirdik. Olay sonrası partimizden bir heyeti bölgeye gönderdik. İncelemelerini yapmış ve tespitlerini raporla kayda geçirdiler. MHP olarak 13 Şubat’tan beri bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Her sorumluluğu yerine getirme niyetindeyiz. TBMM’nin devreye girmesini destekledik. Kazanın tüm yönleri ile araştırılması amacı ile Anayasa’nın 98 maddeleri kapsamında meclis araştırma komisyonunun kurulmasının yanında duruyoruz. Facianın her boyutunun araştırılması, hiçbir sisli noktanın bırakılmaması sorumluluğumuz. Bazı yorumcular, uzmanlar, rant devşirme peşinden koşanlar meclis araştırma komisyonu aracılığı ile dinlenmesi doğru tercih olacak. Herkes eteğindeki taşı döksün de öğrenelim.

Adeta uzaya çıkar gibi özel kıyafetler üstüne maskeler takan, siyanür atıklarının akıtıldığını, sulara karışarak Fırat’a karıştığını söyleyenler iddiasını ispatla mükelleftir. Tahammül sınırlarını aşmışlardır. Bakanlığın paylaştığı açıklama ortada iken dedikodu üretmenin ahlaken tutarlı yanı var mıdır? canları kurtarma çabası sürüyorken, bunların amacı üzüm yemek değil bağcı dövmek için mevzi almaktır. Bu pis bir fırsatçılıktır. Kayan toprak elbet kaldırılacaktır, peki insanlığını kaybedenler eski haline nasıl dönecektir. Karşımızda ciddi bir sorun vardır. Hesap vermeleri acil ihtiyaçtır. Dünyanın pek çok ülkesinde maden kazalarına şahit olundu.

İliç’te tehlikeli bir sızıntı tespit edilmemiştir. Altın madenciliğinde kimyasallarla değerli madenlerin kazanılmasında kullanılan siyanür ve ağır metallerin olumsuz etkilerinin olduğu bilinen husustur. Firmaların her türlü tedbiri almaları istenen, zorunlu olması gerekendir. İhmaller zincirinin 13 Şubat’taki faciada payını yok saymak mümkün değildir. Tedbirlerin göz ardı edildiği çatlaklara karşı müdahalenin yapılmadığı, ikazlara karşı alanlara solisyon basılması felaketin alt yapısını hazırladığı iddiası vardır. Bilirkişi raporunu tekrar ele alması akla en uygun seçenektir. Felaketle birlikte sayın Kurum hedef tahtasına getirildi. Sayın Kurum’un bakanlığına geçilmesi sinsi bir propagandadır. İstanbul’da havlu atacak olanlar sayın Kurum’u yıpratmak için devreye girdi. Bu çabalar boşunadır. ÇED raporu veren Çevre bakanlığı değildir. Altın madeninin çevreye zarar verip vermediğini denetlemektedir. Sayın Kurum görevini layıkıyla yapmıştır. Verilecek hesabının olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun siyasi malzeme yapılması yanlıştır. Madendeki felaketin izlerini beraber sileceğiz. Fail bulunan hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır.”

ERDOĞAN’IN MISIR ZİYARETİ

“Sayın Erdoğan’ın Mısır ziyareti önemlidir, yararlıdır. Muhalefet karalamak için nasıl dil kullanırsa kullansın zamanlama itibariyle doğru ve yerindedir. Mısır ile köklü ve ortak geçmişimiz vardır. İki ülke arasındaki ticaretin 15 milyar dolara çıkarılması hedefi sevindiricidir. Muhalefetin koro halinde dün şunu demiştin çıkışı sefil bir anlayışın hezeyanıdır. Anlaşmazlıkların düğümünü çözen Türkiye zillete düşen muhalefet partilerini kıskandırmakta. Türkiye muazzam zekası ile daha çok işleri başaracak, Türkiye Yüzyılı’na inançla basacak.”

HAMAS İSRAİL SAVAŞI

“Yakın diyalog İsrail zulmüne karşı da güvenlik şemsiyesidir. Netanyahu’nun ısrarla Refah’a operasyon yapacak olması savaşı sınır dışına çekecek olması diye okunmalıdır. İsrail Refah’tan kesinlikle uzak durmalıdır. İsrail’in Refah’a girmesi halinde Mısır’ın barış antlaşmasını askıya alacak olmasını, İsrail’in daha ağır bedeller ödeyecek olmasını ilan etmektedir. Uluslararası toplum kınama ile yetinmemelidir. Kalıcı ateşkes sağlanmalı, insani dram bitmelidir. Başkenti doğu Kudüs olan, 67 sınırları temelinde Filistin kurulmadan orta doğuda barış hayalden ibaret kalacaktır.”

YİNE HEDEFTE CHP

“Türkiye artık eski Türkiye değildir. Ya muhalefet değişecek ya da millet bu muhalefetin defterini dürecektir. Beka mücadelesini hafife almaları ağır yaralı ve ytüreksiz siyasetin ifşasından başka bir şey değildir. CHP sadece kendi içinde kavgalı değil Türk milleti ile sorunludur. Yedek kulübesine çekilmesi milli bir görevdir. Demlenmiş CHP’nin doğrusu ile yanlışı birbirine karışmıştır. DEM artık CHP’nin kumanda odasına kadar nüfuz etmiştir. Kimin aday yapılıp yapılmayacağına kadar müdahil olmuştur. Adı konulmamış kokuşmuş ilişki CHP’nin iç yüzünü deşifre etmiştir. Özgür beyin iradesi ve şifreleri DEM’in eline geçmiştir. Türkiye’yi devirmeye çalışanlara Türk milleti müsaade etmeyecektir. Atatürk’ün anılarını hiçe sayanları, Türk’lüğü rafa kaldıranları, İstanbul’u Ermeni şehri ilan edenleri Türk milleti affetmeyecektir. Etnik ayrımcılığını kamçılamak milliyetsizlerin ağzıdır. CHP ekseninden kaymış, kayış koparmıştır. CHP sakat siyasetin pençesinde kıvranarak tükenişe ve inişe geçmiştir. Yerel yönetimleri zillet çukurundan çıkarmanın zamanı yaklaşmıştır. O zaman 31 Mart’tır. Vakit el ele vermenin, gönüllerde birleşme vaktidir.

Çürümüş bir kalem sahibi köşesinde “alt gelir grupları, bilin ki ülkeyi kurtarmıyor tersine yıkımına destek oluyorsunuz, evlatlarınıza cehennem gibi yaşam bırakıyorsunuz” yazmıştı. Bu kalem yobazlarına vatanı bırakmayacağız. Milleti aşağılayan, cahil diyen kalemşörlere boyun eğmeyeceğiz. Yılmayacağız, yıktırmayacağız. Zalimlere karşı aynı siperdeyiz, hainlere karşı aynı hizadayız. Biriz, diriyiz, hep birlikte Türkiye’yiz, Türk milletiyiz.”

DANIŞTAY’A TEPKİ

Türk devlet ve yönetim felsefesinin dayanağı adalettir. Adalet ve hukukun tahribatı devletin zaafına yol açacaktır. AYM ile Danıştay’ın verdiği bazı kararların doğrudan devlet onuruna, milli varlık ve güvenliğimize zarar verdiği açıktır.

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünden sonra yaklaşık 4 bine yakın hakim ve savcı meslekten ihraç edilmiştir. Türk hukuk sistemi zehirlenmiştir. Danıştay 5. Daire’nin FETÖ’den ihraç edilen 387 hakim ve savcıyı tekrar mesleğine iade eden kararı çok sakıncalıdır, tehlikelidir, hukuki bir temeli yoktur.

Bu dairenin göreve iade kararı verdiği kişiler arasında bylock listesinde adı geçenlerin olması nasıl izah edilecektir. Bu karar alınırken 5. daire üyeleri maklube mi yiyorlar haşhaşilerin vaazlerını mı dinliyorlardır. FETÖ’cüleri aklamak vatana ihanet, cinayet değil midir? FETÖ’nün propagandasına çanak tutulması, tiyatro denilmesi alçaklığın dibidir. Pensilvanyalı hainin yusuf suresinden mesaj vermesi bir toparlanmanın emaresidir. Buna kalkışırlarsa yapmaları gereken kefen bitirmeleridir. Kuyuda yusuf değil yılan vardır, kafasını koparmak da şeref ve namus borcudur. Farklı kesimlere saklanmış, kripto damarı bulup lime lime doğramazsak günü geldiğinde acınacak hale gelmekten kurtulamayız. Şansını denemek isteyen varsa hodri meydan.

 

Kaynak: TELE1