Altılı Masa ile ilgili tele1 programlarında, tele1.com.tr’deki yazılarımda ve kişisel sohbetlerimde ısrarla İYİ Parti lideri Akşener’e güvenilmemesi gerektiğini ve Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için elinden gelen her şeyi yapacağını ısrarla vurgulamışımdır.
Çoğu zaman da Akşener’in farklı etkinlikliklerde Erdoğan’la çektirdiği ilginç fotoğrafları hatırlatarak bu pozların tekrarlanacağını söylemişimdir. Nitekim Meral Hanım beni yanıltmadı ve dün buluştuğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’la benzer görüntüler verdi.
Hem de yeni saç modeli ve rengi, kıyafeti, gözlüğü ve makyajıyla.
İç ve dış politikada Erdoğan’ın kime ne dediğini arşivlerden çıkartıp burada yazmaya kalkarsam sanıyorum yüz köşe yazısı yazamam gerekir.
Dış politikada Sisi, Bin Selman, Bin Zayed, Macron, Trump, Netanyahu, Merkel ve bir çok batılı ülke liderine neler neler söylemişti.
Onların bazıları da Erdoğan’la ilgili çok şey söylemişti ama insanoğlunun hafızası nisyan ile malül olduğu için herkes her şeyi unutuyor. Ve böylece toplum bu tür siyasal çelişkilere yani siyasetin kirliliğine alıştırılıyor. Tıpkı içeride olduğu gibi.
Her şey arşivlerde duruyor.
Örneğin Erdoğan’ın Bahçeli ve Bahçeli’nin Erdoğan hakkında söyledikleri.
Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Sinan Oğan ve benzerlerinin ona yanaşmadan önce Erdoğan’la ilgili söyledikleri.
Ama konumuz Akşener olunca arşivlerde şöyle bir şey buldum.
13 Kasım 2021’de Akşener’e seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan bakın ne demiş :
“Bayansın bayan. Mecliste o nasıl bir küfürdür. Bir bayan olarak sen bunu nasıl söylersin? Ahlak yoksunu. Bir kadın olarak bir bayan olarak nasıl böyle bir küfrü söylersin?”
Her fırsatta Erdoğan’ın bu ve benzeri sataşmalarına yanıt veren Akşener 8 Haziran 2022’de Erdoğan’ın Gezi eylemlerine katılanlara çürük ve sürtük benzetmesi yapmasına bakın ne demiş :
“Bir sandıklık siyasi ömrü kalanların acınası çırpınışlarına, koltuğunu korumak için tüm değerlerini kaybedenlerin hakaretlerine maruz kaldığımız bir haftayı da geride bıraktık. Artık pis dillerini öfkelerini açık etmekten çekinmiyorlar. Millete hesap vereceğine milletten hesap soran, vatandaşların taleplerini dinleyeceğini kendi taleplerini dayatan kirli bir zihniyetle karşı karşıyayız. Sayın Erdoğan ve arkadaşları sayesinde artık her yeni güne bugün ne olduk diye uyanıyoruz. Sayın Erdoğan milletimize yönelttiği hakaretler yelpazesini genişletmeye devam ediyor. Büyük Türk milleti AK Parti iktidarı nezdinde bir gün hain bir gün terörist bir gün nankör oluyor. Bu aziz millete çürük ve sürtük dendi. Yazıklar olsun”.
Dünkü buluşmada elbette bu karşılıklı suçlamalar konuşulmamıştır. Senaryo gereği, rol icabı ve Üst Akıl telkinleriyle dolaylı-dolaysız ya da bilerek- bilmeyerek yapılanları hatırlamanın ve hatırlatmanın bir alemi yok. Önemli olan bundan sonrasını konuşmaktır.
Hani şu ‘yuvaya dönme’ meselesi.
Ben Sayın Akşener’in yerinde olsam kesin; Bahçeli, Soylu, Kurtulmuş, Tuğrul Türkeş, Fatih Erbakan, Zekeriya Yapıcıoğlu ( HÜDAPAR) Önder Aksakal(DSP) ve Sinan Oğan’a verilenlerin toplamından daha fazlasını isterim .
Örneğin Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı.
Hatırlayalım seçim kampanyasında ısrarla ‘Ben Başbakan olacağım’ dediğini
Belki de TBMM Başkanı.
Ya da hiç kimsenin aklına gelmeyecek ilginç bir ödüllendirme.
Örneğin Washington büyükelçiliği.
Açıkçası ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meral Hanım’ın isteyeceği her şeyi vereceğini düşünüyorum. Dünkü yeni imajı ve ‘havalı görüntüsüyle Akşener farklı bir jesti beklediğini hatta hakettiğini anlatmaya çalışmıştır. Dünkü fotoğraflar incelendiğinde Erdoğan’ın bu yeni imajdan etkilendiği net olarak görülmektedir.
Bayram öncesi Özgür Özel’le buluşmasında benzer gülümsemeyle poz verip vermeyeceğini bilmediğimiz Erdoğan’ın Akşener’den istediğini alması durumunda CHP’in işi zor olacak. Çünkü ‘milliyetçi, muhafazakar ve mütedeyyin’ Akşener’in etkisinin devam ettiği İYİ Parti’yi Cumhur İttifakına katmak isteyen Erdoğan ( çok kolay) bundan sonraki süreçte Özgür Özel’in normalleşme , yumuşama ve uzlaşmasına ihtiyacı kalmayacaktır. Hakkari’de DEM’i ve dolaysıyla demokrasi ve hukuk sistemini hedef alan dün yaşanan olaylar bunun ilk sinyalidir.
Özetle Erdoğan aynı Erdoğan CHP’de ise değişen bir şey yok ve olacak gibi de görünmüyor!