ÖN NOT: Yazı ironi içermektedir.
Uzakdoğu’dan antik Yunan’a büyük bir coğrafyada değeri bilinmiş kadim ‘anda kal’ felsefesini anlamayan sefillerin AKP’yi anlamaları mümkün değildir. O sefiller ki ‘anda kal’ felsefesinin güncelde de ne kadar muteber olduğunu anlayamazlar.
Geçmişi ve geleceği yok sayan ve sadece yaşanan tek bir ‘an’ olduğuna inanılan felsefeyi, inançları, yorumları, açıklamaları bilmeyenlere anlatılabilecek hiçbir şey yok.
AKP: Anda Kal Partisi.
Dünyanın en gelişmiş, en spiritüel, en kişisel gelişimci, en wellbeing’ci partisi… Şükür o da bize kısmet oldu.
Kendi yapıp ettiklerine, söylediklerine böylesine ustaca uzaklaşabilmek, yabancılaşabilmek her yiğidin harcı değil. Milyonları buna ikna edebilmek ise büyük bir başarı. Ver mehteri, çay dombrayı!
***
24 Mayıs 2022: Artık benim için Miçotokis diye birisi yok! Kendisiyle böyle bir görüşme yapmayı da asla kabul etmiyorum.
6 Aralık 2023: Yunanistan’a gidildi, Miçotakis ile el sıkışıldı.
Bir gün Yunanistan’a “Bir gece ansızın gelebiliriz” denir, başka bir gün “Yunanistan değil terör örgütleri kastedildi” denir. Canım size ne? Ne isterse o denir.
Baktım haberlerde, sosyal medyada filan hep bir şeyler hatırlatılıyor. Rahip Brunson, düşürülen Rus uçağı, “KKTC’yi ver kurtul”dan Doğu Akdeniz’de yer kapma çabasına evrilen politikaya, “Dostum Esad’dan katil Esed’e dönüşen komşularla ilişkilere, Dolmabahçe Protokolleri’nden HDP belediyelerine kayyum atayan anlayışa, “Dön gel bitsin bu hasret”ten önce “Ne istediniz de vermedik”e sonra “Milletim affetsin”e dönüşen yönetim anlayışına, ‘nas’tan rekor faiz arttırılmasına, yüzde 50+1’den “Çoğunluğu alan başkan olsun”a…
İşte böyle bir yığın gereksiz hatırlatma! Siz bu derin ‘Anda Kal’ felsefesini anlamadığınız için eleştiriyorsunuz. Bu da sizin anlayışsızlığınız olsun.
***
2023 Genel Seçimleri öncesi haftaya Zafer Partisi’ne gönül vererek başlayıp Halkın Kurtuluş Partisi’nden yana olarak bitiriyordum. Seçimden sonra her perşembeyi AKP’li olarak geçirmeye karar verdim. Yine böyle AKP’li olduğum bir perşembe günü taksiye bindim şoför sıkı reisçi… Karşılıklı reisi övdük övdük göklere çıkardık. Sıra geldi ekonomiye; Mehmet Şimşek’i alkışladık. Eski ‘ekonomi gözlerdeki ışıktır’ bakanı Nebati’yi yerden yere vurduk. Sanırsın ki Nebati Bolşeviklerin bakanıydı. İçişleri bakanı Yerlikaya’nın ‘Arka Sokaklar’ tadındaki operasyonlarını alkışlamamak olur mu? Ama o eski bakan yok mu? O çok da doğru şeyler yapmadı sanki? Şoför amca, Soylu’yu öyle bir gömdü ki sanırsın Soylu, İsmet İnönü’nün bakanıydı.
Gel de bu kafaya hayran olma. Mutluluğu ıskalamak imkansız bu Anda Kal Partisi ile.
***
Ülke çapında sahneler kurulup AKP düzenlenmeli. Anda Kal Partileri…
Önceki kararlarınla, davranışlarınla ve sonuçlarıyla ilgili hiçbir sorumluluk almadığın bu kafa müthiş… Çok keyifli. Adeta bir carpe diem… Adeta bir “Sorun bende değil sende”… Adeta bir “Dün dürdür, bugün bugündür”…
Aaaa ama siz de her şeyi çok mesele ediyorsunuz. Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz!
Sahi bir Süleyman Şah Türbesi vardı; Suriye sınırlarında yer alan vatan toprağımız… Ne oldu ona?
Adalet yok. Kalkınamadık da! Anda Kalalım Partileyelim bari. Bakın fiil olarak da kullanılabiliyor: AKPleyelim.