Ahmet Hakan’ın ‘Cübbeli’ yorumu: Yastıklama üstadı

Yayın tarihi: 11 Eylül 2020 Cuma 11:56 am - Güncelleme: 11 Eylül 2020 Cuma 11:57 am

Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan geçtiğimiz günlerde programına konuk olarak aldığı ‘Cübbeli Ahmet’ ile ile ilgili izlenimlerini yazdı. Hakan, “Bir yastıklama üstadı Cübbeli… Sorularla sıkıştırılamıyor. Sert soruyu önce bir güzel yastıklıyor, ardından sorunun sabun gibi elden kaymasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Uşşaki tarikatı lideri ‘Fatih Nurullah‘ın dergâhında 12 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz etmesi cemaat-tarikat tartışmalarını yeniden gündeme getirirken, İsmailağa Cemaati’nin önde gelen ismi Ahmet Mahmut Ünlü, CNN Türk’ten Ahmet Hakan’ın programına konuk olmuştu.

‘Cübbeli Ahmet’ten canlı yayında ‘iç savaş’ uyarısı

Ahmet Hakan,  Cübbeli Ahmet’le ilgili izlenimlerini bugün kaleme aldığı köşe yazısında anlattı.

Hakan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

CÜBBELİ Ahmet, Tarafsız Bölge’ye katıldı. Konumuz: Din, iman gibi konular değildi. Yani “Aman hocam, bize anlatın hele cennet nasıl bir yer” falan yapmadık. Amacımız netti: Küçücük kız çocuklarını taciz eden sapıkların, tarikat yapılarının içinden nasıl çıktığını anlamaya çalışmak. Cübbeli Ahmet, kendi bakış açısıyla olaylara açıklık getirmeye çalıştı. Ben de program boyunca çaktırmadan kendisini gözlemledim. İzlenimlerimi aktarıyorum:

*

Herkesin sandığından daha geveze Cübbeli… Konuşmayı çok seviyor. Zavallı konular, onun elinde resmen detaylara boğuluyor.

Didim’deki tecavüz iddiası yenilir yutulur iddia değil

Eşiyle geldi programa. Eşi, en büyük yardımcısı ve destekçisi… Kılık kıyafetini eşi belirliyormuş. Telefonlarına eşi cevap veriyor. Stüdyoda reklam aralarında en büyük taktiği eşinden alıyor.

*

Bazıları askerlik hatırası anlatmayı sever ya… Cübbeli de cezaevi hatıraları anlatmaya bayılıyor. Uzun uzun, tadını çıkara çıkara cezaevi hatırası anlatıyor.

*

Bir yastıklama üstadı Cübbeli… Sorularla sıkıştırılamıyor. Sert soruyu önce bir güzel yastıklıyor, ardından sorunun sabun gibi elden kaymasını sağlıyor.

*

Bir anlatısı var Cübbeli’nin… O anlatıyı, kendi çizdiği bir mantığın sistematiğine oturtmuş. O sistematikten milim sapmıyor. Zor bir iştir bunu başarmak. Cübbeli, bunu başaracak denli zeki.

*

Bir sağduyusu da var. En kabul edilemez bulunabilecek görüşlerini bile inceden ballandırarak ve kabul edilebilir sınırlar içine çekerek dile getirmesini başarıyor.

*

İnsani ilişkilerde on numara… Karşısındakinin kendisine yönelik tüm önyargılarını kıracak sofistike hamleler yapmasını iyi başarıyor. Bir süre sonra “Yahu kıyılmaz bu adama” demeye başlıyorsun.

*

“Ben bir garibim, ben tek başımayım, benim arkamda kimse yok” yaklaşımını hiç elden bırakmıyor. Öyle ustalıkla yediriyor ki konuşmalarının arasına bunu, ilk bakışta pek çakamıyorsun.

*

Bir humor duygusu var. Bıraksan gülecek ve güldürecek. Polemikçi bir yapısı da var. “Reddiye” adı altında yığınla polemik yapmış.

*

Aşırı geleneksel, aşırı tutucu, aşırı rivayetçi olmasına rağmen taktikleri, stratejileri, üslubu pek modern ve yenilikçi. Bu yönüyle kafa karıştırıyor.

Yazının tamamı için tıklayın