CHP lideri Özgür Özel’in 2 Mayıs’ta AKP Genel Merkezi’ne giderek AKP lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşmasından bu yana 25 gün geçti. Buluşma sırasında Özel’in karşısında boş bırakılan sandalye tartışıldı ama kısa bir süre sonra CHP tarafından unutuldu ve şimdi herkes Erdoğan’ın CHP Genel Merkezi’ne ziyaretini bekliyor.
Buna hazırlık olarak da CHP lideri Özel’in MHP lideri Bahçeli ve BBP lideri Destici’yi ziyaret etmesi ayrı bir konu.
Sanki mucize olacak ve hepimiz yakın gelecekte bir sabah farklı bir Türkiye’ye uyanacağız.
Son seçimlerde partisi birinci olan ve psikolojik üstünlüğe sahip Özel’in Erdoğan’la buluşmasının önemli olduğunu söylememe rağmen (Özel’in taviz vermemesi koşuluyla) iktidarın bildik söylem, tavır, tutum ve davranışlarından vazgeçmeyeceğini ısrarla söylemiş ve yazmıştım.
Nitekim sürekli ertelenen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile küçük ortağı MHP lideri Bahçeli’nin her konuşmalarında değindikleri Kobani Davası’nın kararları açıklandı ve ülkenin ne denli hukuka ve demokrasiye ‘saygılı olduğu’ görüldü!
CHP başta olmak üzere herkes bir iki günlüğüne tepki gösterdi ve konu kapandı çünkü ülkede ‘yumuşama havası‘ esiyor ya da ‘Üst Akıl’ tarafından estiriliyordu.
Nitekim öyle olmasaydı yeni Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmenliği 22 Mayıs’da Resmi Gazete'de yayınlanmaz ve daha önce TBMM adına Bakanlar Kurulu kararıyla alınan seferberlik ve savaş hali ilanı yetkisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verildi.
Bu konu da bir iki gün tartışıldı ve kapandı.
Herkes ‘yumuşama’nın hayalini kurarken iktidarın tersi yönde seferberlik ve savaştan söz etmesi klasik olarak kimsenin umurunda değildi çünkü bu ülke iktidarın söylem ve politikalarından dolayı içeride ve dışarıda sürekli gerginlik, kavga, kargaşa ve savaş halini yaşıyor.
Öyle olmasaydı Talim ve Terbiye Kurulu üç gün önce Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı, yeni müfredatı onaylamazdı. Bakanlığın onayına sunulan yeni müfredat bazılarına göre ders programından daha çok AKP parti programına benzetildi, derslerde cihat gibi dini referansların yapılmasına ve Cumhuriyet değerlerinin hedef alınmasına dikkat çekildi ve konu kapandı.
22 yıllık AKP iktidarında müfredatın 17 ve Milli Eğitim Bakanının 8 kez değiştirildiği ülkede eğitimin ne hale getirtildiği ortada.
Tarikatların cirit attığı bir eğitim sisteminde ülke yani toplumun geleceği nokta başka türlü olamazdı.
İşin içine bilinçli olarak biraz da yoksulluk, bağnaz dini öğretiler, safsata ve kasıtlı cehalet kattınız mı bu iş tamam.
Tam anlamı ile paslanma, küflenme ve çürüme hali.
Akın size duyarsız, vurdum duymaz, umursamaz, egoist ve oportünist yani çıkarcı ve fırsatçı bireylerin oluşturduğu bir toplum.
Yumuşama’dan neyi nasıl anladığı kimin umurunda!
Toplum umurunda olmayınca iktidar ülkede her şeyi kendi ideolojik hesaplarına göre dizayn ediyor ve itiraz edenleri susturuyor. Bunun son örneği bugünlerde TBMM’ne sunulacak olan 9. Yargı Paketi ve bu paketin içereceği ‘etki ajanlığı kavramı ’ gibi tehlikeli detaylar.
Amaç kaldığı kadarıyla muhalif gazetecileri, aydınları sosyal medya kullanıcılarını susturmaktır. Bunlar susar ya da susturulursa toplum toptan susar, korkar, siner ve her şeyi çok kabul kabullenir.
Anlayacağınız söz konusu ‘yumuşama’ ise gerisi teferruat !
CHP de yeniden birinci parti olmak için bir 47 yıl daha bekler!
Tabi o zamana kadar yeni müfredatla farklı bir toplum haline dönüştürülecek ülkede CHP kendi söylemlerini anlatacak seçmen bulabilirse!