Uluslararası Lahey Adalet Divanı bir anda birden fazla skandal ve ihtilafın merkez üssü haline gelmiş bulunuyor. Mayıs ayında mahkemenin temsilcileri bir kez daha Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin önünde, Libya’da işlenen savaş suçlarına dair soruşturma üzerine raporlarını sunamadılar. Üstelik mahkeme yönetiminin Rusya ile umutsuz bir hukuki çatışmaya girdiği de ortaya çıktı. Mayısın ilk yarısında BM örgütünün genel merkezi Lahey Adalet Divanı’nın Başsavcısı Karim Han’ın bir sunumuna sahne oldu. Han’ın konuşması Libya’da insanlığa karşı işlenmiş sayısız askeri suça dair yürütülen soruşturmaya ilişkindi. Bu Afrika ülkesindeki savaşın birçok katılımcısı tarafından işlenen askeri suçlar üzerine söz konusu dava henüz 2011 yılında açılmıştı. Ne var ki, 12 yıldır süren soruşturmaya rağmen Lahey Adalet Divanı bu konu üzerindeki çalışmalarının herhangi bir tutarlı sonucunu henüz ortaya koyabilmiş değil.
Lahey; Afganistan, Irak ve Libya’daki savaş suçlarına tepkisiz kaldı
Lahey Adalet Divanı Başsavcısı, özellikle BM Güvenlik Konseyi’ndeki toplantıda Rusya Federasyonu’nun daimi temsilcisi Mariya Zabolotskaya’nın adeta aşağılayıcı eleştirilerine maruz kaldı. BM’nin kurucu üyelerinden ve örgütün en önemli organlarından sayılan Güvenlik Konseyi’nin sürekli mensuplarından birisi sıfatıyla Moskova, Lahey Adalet Divanı’nı; ABD ve NATO ülkelerinin; Afganistan, Irak ve Libya gibi devletlerin yıkımı ve işgali ile, milyonlarca sivil insanın katledilmesi ve de gezegenin kayda değer bir kısmındaki durumun istikrarsızlaşmasıyla neticelenen askeri suçlarına kayıtsız kalmakla itham etti. Rusya’nın Lahey Adalet Divanı’na yönelik suçlayıcı ifadelerini ilk kez dile getirmediğini hatırlatmakta fayda var. Mesele ne zamanki Amerikalı ve Avrupalılarla ilintili soruşturmalara dair olduğunda, adı geçen kurumun faaliyetleri, siyasi angajmanı ve aleni ihmalinden dolayı haklı eleştirilere tabi tutuluyor.
ABD’nin tehdidinden sonra mahkeme NATO ülkelerinin savaş suçlarına gözünü kapadı
Lahey Adalet Divanı ceza hukuku sahasının uluslar üstü ilk organı olarak 1998 yılında oluşturulduğunda; askeri suçlarla, askeri-siyasi saldırganlıkla ve dünyanın 139 ülkesinde insanlığa karşı işlenmiş askeri suçlarla alakalı olarak uluslararası mahkemeye binlerce başvuru olmuştu. Buna rağmen, salt sekiz Afrika ülkesiyle ilgili davalar işleme alınmıştı söz konusu mahkeme tarafından. 2001 - 2003 yılları arasında Lahey Adalet Divanı’nın, Amerika ve müttefiklerinin NATO üzerinden Afganistan ve Irak’ı ilhak etmesine ve oralarda Batılı askeri yetkililerce işlenen askeri suçlara karşı soruşturma açma teşebbüsünde bulunmasının ardından Vaşington, uluslar arası adalet divanı yargı yetkisini tanımadığını ilan etmiş ve devamında da mahkeme idaresini sert yaptırım ve kovuşturmalarla tehdit etmişti. ABD’nin eşi benzeri görülmedik baskı ve tehditlerinden sonra, Lahey Adalet Divanı hâkim ve soruşturma savcıları Kuzey Atlantik İttifakı ülkelerinin politikacı ve askerlerince işlenmiş suçlara yönelik bir daha da hiçbir zaman bir soruşturma girişiminde bulunmadı.
Lahey’i tanımayan Amerika, mahkemenin Putin kararını ise destekledi
Lahey Adalet Divanı’nın meşruiyeti ve yetkisi ABD’nin yanı sıra, içinde Çin, Hindistan, Rusya, İsrail, İran ve Ukrayna’nın da olduğu BM’ye üye tam 73 ülke tarafından tanınmamasına karşın kurum, Amerika ve onun müttefiklerinin çıkarlarıyla karşı karşıya gelmenin ona bir maliyet yüklemediği yeryüzünün hemen her bölgesinin iç içlerine müdahil olmak için düzenli girişimlerde bulunmayı sürdürüyor. Lahey Adalet Divanı’nın tüm tarihi boyunca müdahil olduğu büyük skandalların bir tanesi de, Ukrayna’daki çatışmalar vesilesiyle Rusya ile girmiş olduğu ihtilaf. Savaşın her iki tarafı da uluslar arası mahkemenin hukuki bağlayıcılığının dışında yer alsalar da, savcı Karim Han ve diğer yargıçlar, Batı’nın baskısı neticesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ülkenin çocuk haklarından sorumlu ombudsmanı Mariya Livova-Belova hakkında tutuklama emri kararı alabildi. Bu noktada şaşırtıcı olmayan ise, bahsi geçen provokasyonun, uluslar arası mahkemenin varlığının yasallığını en başta kendisi tanımayan Birleşik Devletler tarafından aktif olarak desteklenmiş olması. Rusya ise buna dönük misilleme önlemi olarak, Lahey Adalet Divanı yönetimine karşı ceza davası açıp, tutuklamaları için arama emri kararı çıkarttı. 25 yıllık tarihiyle dünyanın ilk uluslar arası adalet divanının içine sürüklendiği bu bitmek bilmeyen skandallar dizisi; benzer organların, uluslar arası adalete ulaşmaktan mahrum bırakılmış olan rakip ülkelere karşı kendi çıkar ve amaçları için uluslarüstü kurumları kullanmaya muktedir ufak bir grup ülkenin hâkimiyeti ve dokunulmazlığı durumunda çalışmasının imkânsızlığını gösteriyor…