Şimdi siz değerli okurlara sorsam ki sosyal medyada neyi izlemeye dayanamıyorsunuz, öyle tahmin ediyorum ki ezici bir çoğunluk TikTok diye cevap verecektir. Uzunca bir zamandır ‘kuşakları (x,y,z boomer)’ bitiştirmeye çalışanlar için de TikTok fena bir yıkım oldu. Zira TikTok’tan hazzetmeyen biz yaşını başını almışlar için ‘boomer (eski kuşak)’ ifadesi hakarete dönüştürülmüş durumda. Yani ‘yaşlı kuşak’, ‘eski kafalı’, ‘sıkıcı’ ‘siz ne anlarsınız’ … TikTok severler bizi linç ediyormuş. Ne diyelim canları sağ olsun. Hasılı sosyal medya böyle bir mecra. Üzerine laf ediyorsan dalaşı da göze almış olacaksın. Bir nevi çirkefliğin iktidarı.
Zaten mesele de biz ‘yaşlıların’ ne düşündüğü değil. Bu gençlerin ne düşünemediği… TikTok uygulaması içerik olarak diğer tüm sosyal medya uygulamalarından farklı. Çok daha basit çok daha primitif. Yani TikTok’un bir derdi yok. Mesela Facebook’ta yalnızlığı unutursun illa eş dost bulursun laflayacak. Instagram’da foto koyarsın benlik değerin okşanır, Twitter da hak savunursun vb… Peki TikTok’ta ne yapıyoruz? Dedim ki bir keramet olmalı bu işte… Biz yaşını başını almışların anlayamadığı, taş çatlasın 30 yaşında hala hayatta kısa yoldan varılacak bir durak olduğuna inanan bunca genç insanın yırtınırcasına nasıl daha ‘saçma’ bir şey yapabilirim diye kendilerini ortaya attığı bu ekranın başka bir büyüsü olmalı...
Hadi basit düşünmeye çalışalım. Bir kere akış çok hızlı, 10-15 saniyelik videolar bir çırpıda gelip geçiyor. Ardı arkası kesilmeyen milyonlarca görüntü. Çoğunun bir teması yok. Hatırlayın TikTok ilk çıktığında karaoke vari bir şarkı söyleme tarzıyla yayıldı. ‘Tiktok dansı’ denilen sadece ellerle kollarla yapılan bir dans türü çıktı. Kabaca bir eğlence alanı gibi duruyordu. Ama öyle kalmadı. Şimdi yazık ki 3 yaşından itibaren en çok da 10-15 yaş grubu çocuk/ergen baya baya müptelası oldu bu işin. Yazık ki diyorum çünkü neredeyse hiçbir kontrol yok. Diyeceksiniz ki diğerlerinde var mı? TikTok’a kıyasla bu sorunun cevabı evet. TikTok’ta tuhaf bir şekilde insiyatif adeta ergenlerde. Bilirsiniz beynimizde yürütücü işlevlerinden (muhakeme, karar verme, riskten kaçınma vb.) sorumlu kısım Frontal lob yani ön beyin en geç gelişen yerdir. Dolayısıyla ergeni kontrol eden ağırlıklı olarak orta beyin yani ödül merkezidir. Ve kendisi haz ilkesine göre çalışır.
Dopamin maddesi halay çeker, oldukça olsun ister. Bu keyif hiç bitmesin, sürsün. Tıpkı hiç bitmeyen TikTok videoları gibi. Bu mecrada hiçbir kıstas yok. Kısıtlama yok. Müzik var, dans var veee star sensin. Kimin ne düşündüğü hiç önemli değil zaten 10 saniye sonra seni hatırlamayacak. İsmin de yok cismin de ve haliyle bıraktığın bir iz de yok… Peki ne var TikTok da? Bana soracak olursanız Hiçlik… Tiktok’un büyüsü öncesizlik ve sonrasızlık… Yani bir zaman, mekan ve anlam kavramı yok. Sadece beyni uyanık tutmaya yarayan bir çeşit uyarıcı gibi. Bilinç yani farkındalık hali rafa kalkmış durumda. Kendisine ihtiyaç var mı, hiç sanmam. Onun yerine bir bilinç akışı söz konusu. Önüne kattığını götüren bir bilinç akışı.
TikTok kendi şöhretlerini yarattı. Fenomenlik denen şeyi üreten mekanizma TikTok gibi at koşturulan bir mecrada enteresan bir star repertuarıyla tanıştırdı bizi. Mesela ‘bağış atmak’ diye bir kavram girdi hayatımıza. Bir genç kendini paralarcasına yaptığı canlı yayında kendisine ‘bağış’ yapılmasını istiyor. Benim denk geldiğim yayında cep telefonu ya da benzeri bir şey almak için tüm ‘teatral’ yeteneklerini sergiliyor. Aslında masum ve şirin bile sayılabilirdi çabası. Gel gör ki bu geminin nereye gideceği belli değil. Pek çok genç için şöhret beklerken fena bir hayal kırıklığı hatta yıkım.
TİkTok dikkat edilmesi gereken bir mecra. Çünkü kendi kültürünü ve sakinlerini yaratıyor. Irksal, sınıfsal ve cinsel ne kadar hassas nokta varsa burada kaşınıyor. Burada ‘kurgulanan’ bir gerçek var. TikTok kullanan 500 milyon kullanıcı da bu ‘kurgusal olan gerçekten’ memnun. Çünkü gerçek dünya çok acıtıcı, çok sıkıcı ve çok hoyrat. Oysa burada herkes ünlü herkes zengin herkes güzel herkes eşit. TikTok cennetinin melekleri bu efsunlu alemde mutlu. Ve kıs kıs gülen yapay zekanın da kendilerini gerçekten sevdiğine inanıyor. Hem de çok…