Geçen hafta olası bir Üçüncü Dünya Savaşı’dan söz etmiş ve Türkiye’nin Rusya ile Amerika arasında sıkışabileceğini anlatmıştım. Program, yazı ve videolarımda bu yöndeki tespitlerimden sonra konuşan Başkan Putin benim bu savını destekler mahiyette demeçler verdi ve ‘taktik nükleer silahlarla Avrupa’yı yerle bir edebileceklerini’ ima etti. Ukrayna’ya silah verdiğini söyleyerek Türkiye’nin olası politikalarına değinen Putin ‘Para peşinde koşan Ankara’nın ABD ve batıya taviz verebileceğini’ ima etti ve ‘ böyle yaparsa kendisinin zararlı çıkacağını’ söyledi ve ABD ile Batılı ülkelerinin Türk-Rus boru hatlarını patlatabileceklerinden söz etti. Rus kaynaklar ise BOTAŞ’ın petrol ve doğan gaz alımından dolayı Moskova’ya borcunun 60 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor.
Bu gelişmeler yaşanırken Washington’un Türkiye’ye F-16 vereceği haberi geldi. Bazıları zafer çığlıkları attı ama F-16’lar 2028’den itibaren gelecek. Yine tam bu sırada Washington’un baskısıyla PYD/YPG Fırat’ın doğusunda yapacağını söylediği yerel seçimleri erteledi ya da iptal etti. Yine tam bu arada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Çin’e gitti, Müslüman Uygur bölgesini ziyaret ederek halkla sohbet etti ve Çin’in toprak bütünlüğünü desteklediklerini açıkladı. Kimse de 2012-2014 yıllarında yani Kanlı Arap Baharı’da binlerce Uygur Türkünün Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiğini, IŞİD ve NUSRA’ya katıldığını ve bazılarının halen İdlib’te bulunduğunu hatırlamadı. Fidan’ın ‘Ankara’nın BRİCS’e katılmak istediğini’ söylemesi ise burada kimseyi heyecanlandırmadı ama batılı yorumcular “F-16’ları almak için İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı çıkan sonra da onay veren Erdoğan yine bir şeylerin peşinde” yorumunu yapıyor.
Dönelim şu nükleer savaş hikayesine ..
Rus kaynaklar Moskova başta olmak üzere önemli kentlerde savaş sığınaklarının hazır duruma getirildiğini ve Putin’in ‘olası büyük savaşta Rusya müttefiği ülkelere gelişmiş silah veririz’ demecini hatırlatıyor.
Örneğin Latin Amerika ülkelerine, Afrika’da bazı ülkelere, Avrupa’da Macaristan ve Sırbistan’a ve elbette Suriye, İran, Irak, Yemen ve Lübnan Hizbullah’a.
Örneğin S-400 ya da S-500 ile birlikte binlerce kilometre menzili olan balistik füzeler.
Tam bir şenlik!
Peki böyle bir durumda NATO üyesi Türkiye ne yapacak.
Rusya’dan aldığı S-400’leri kime karşı kullanacak?
Washington’u kızdırmamak için İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere ABD ve NATO üslerinin kullanılmasına izin verecek mi?
Ya da Biden ‘Rusya’ya uygulanan ambargoya katıl ve Rus gemilerinin boğazlardan geçişine izin verme’ derse ne olacak?
Umarım bu ve benzeri soruları CHP lideri Özgür Özel yarınki buluşmasında AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorar.
Görünüre bakılırsa yakın gelecekte iktidar olmak için politik mücadelesini sürdüren CHP, büyük olasılıklı Alman Sosyal Demokrat Partisini (SPD) kendine örnek alıyor !
Oysa son dönem politikalarıyla Amerika’ndan daha fazla Amerikancı olan SPD ve Yeşiller dün açıklanan Avrupa Parlamentodunda seçimlerinde ciddi oy kaybetti. Benzer şekilde Washington’ın her dediğini yapan Macron aşırı sağ karşısında hezimete uğrayınca parlamentoyu feshetti ve 30 Haziran’da seçim kararı aldı. Nisan 2022’de ikinci kez cumhurbaşkanı seçilen Macron iki ay sonra yapılan parlamento seçimlerinde çoğunluğu kaybetmişti.
Özetle işler her yerde çok karışık.
AKP iktidarı ve dolaysıyla Türkiye sıkışmış durumda ve Cumhurbaşkanı Erdoğan içeride ve dışarıda esecek rüzgara göre pozisyon almaya çalışıyor.
CHP’nin ne yaptığını ya da olası gelişmelere göre ne tür pozisyon alacağını bilen yok ama büyük olasılıkla AKP gibi Putin’in dostu olmayacaktır.
CHP’yi kuran Mustafa Kemal emperyalist ülkelere karşı Kurtuluş Savaşını Lenin’den aldığı destekle başarmış ve Türkiye Cumhuriyetini kurmuş ama Adnan Menderes; Türkiye Cumhuriyeti’ni aynı emperyalist ülkelerin kurduğu NATO’ya sokmuştu.
Tarihi hatırlamak her zaman iyidir.