“Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyen TTB Merkez Konseyi üyesi hekimler beraat etti

Yayın tarihi: 29 Eylül 2022 Perşembe 10:25 pm - Güncelleme: 29 Eylül 2022 Perşembe 10:25 pm

Afrin operasyonu sırasında yaptıkları “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklaması nedeniyle hapis cezasına mahkum edilen TTB’li hekimlerin tamamı beraat etti.

İstinaf Mahkemesi, Türkiye’nin Afrin operasyonu sırasında 24 Ocak 2018’de “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı açıklaması nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi hekimler hakkında görülen dosyada kararını verdi. Mahkeme, 11 hekimin de beraatine hükmetti.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, Afrin’e yönelik harekât sırasında “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı açıklama yayımlayan TTB 2016-2018 dönemi Merkez Konseyi üyesi 11 hekime, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla ikişer kez 10 ay hapis cezası vermişti. Avukatlar, istinafa başvurarak mahkumiyet kararlarının kaldırılmasını talep etmişlerdi.

‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ diyen doktorlara hapis cezası yağdı

Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre İstinaf Mahkemesi, “Sanıklara yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması” gerekçesiyle Ayfer Horasan, Bülent Nazım Yılmaz, Dursun Yaşar Ulutaş, Funda Barlık Obuz, Hande Arpat, Mehmet Raşit Tükel, Mehmet Sezai Berber, Mustafa Taner Gören, Selma Güngör, Sinan Adıyaman ve Seyhmus Gökalp’ın ayrı ayrı beraatine hükmetti.

“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA”

Kararda söz konusu açıklama için, “Toplumun büyük çoğunluğu için kabul edilemez bir içeriğe sahiptir… Anayasa Mahkemesinin hiçbir şekilde içeriğine katılmadığı sözler de ifade özgürlüğü kapsamında kalabilir” denildi.

HEKİMLER NE DEMİŞTİ?

Türk Tabipleri Birliği’nin 2016-2018 Merkez Konseyi’nin “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı açıklaması şöyleydi:

“Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi!