Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye Cumhurbaşkanı Esad’a ‘gel buluşalım eskisi gibi dost olalım’ dediği 27 Haziran’dan bu yana önemli bir gelişme yaşanmadı çünkü Esad’ın böyle bir buluşma için koşulları vardı. Bu koşullarını 15 Temmuz’da tekrarlayan Esad tavrının değişmediğini anlatmak için 25 Temmuz’da Moskova’ya gitti ve arabulucu Başkan Putin’le görüşerek koşullarından geri adım atmayacağını söyledi. Esad’ın bu buluşma ve söylemlerinden sonra barışma konusu giderek heyecanını kaybetti ve ne Erdoğan ne de Dışişleri Bakanı Fidan bu konuda konuşmaz oldular.
Peki Esad ne diyor?
1-Türk askeri Suriye topraklarından çekilsin.
2-Ankara, Suriyeli muhaliflere verdiği desteğe son versin.
3-Ankara, Suriye ordusunun İdlib’e yönelik operasyonuna karışmasın.
4-Türkiye’de yerleşik Suriyeli mültecilerin geri dönmesi için ortak plan yapalım.
5-PYD/YPG sorununun çözümünü oturup konuşalım.
Peki Esad’ın bu koşullarının yerine getirilmesi konusunda pek hevesli görünmeyen Ankara ne yapıyor?
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 8 Ağustos’ta Ankara tarafından desteklenen ve finanse edilen Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Hadi Bahra, Suriye Müzakere Komisyonu Başkanı Bedir Camus ve Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa ile görüşerek son gelişmeleri anlattı ve Türkiye’nin desteğinin devam edeceğini söyledi.
Suriye medyasına bakılırsa bu haber Şam’ı çok kızdırmıştı ama Ankara bununla da kalmadı. Hiç bir neden yok iken Savunma Bakanı Yaşar Güler Suriye konusuna değindi.
Pazartesi günü Reuters Haber Ajansına konuşan Güler “Türkiye ile Suriye arasında gerekli şartların sağlanması halinde bakanlık düzeyinde görüşmeler yapılabileceğini” söyleyerek "Suriye'den çekilme koordinasyonu(konusu) yalnızca Suriye'de yeni anayasa kabul edildikten, seçimler yapıldıktan, sınırlar güvenlik altına alındıktan sonra görüşülebilir" dedi.
Dün de Habertürk’e konuşan Güler benzer koşulları tekrarladıktan sonra Esad’a yüklendi ve “Suriye’ye de aynen Kıbrıs’a 50 yıldır getirdiğimiz gibi barış ve huzuru getirdik’ dedi.
Şam kesin çok kızacaktır..
Suriye’nin neresi Kıbrıs’a benziyor!
Şam “Çekil ülkemden” diyor Ankara “Yeni anayasa yapılmadan ve seçimler düzenlenmeden çekilmem’ diyor.
İlginç ama gerçek.
Tersi olsaydı acaba Bakan Güler ne diyecekti?
Yani Suriye ordusu Türkiye’nin yüzde onunu işgal edip Şam’da kurulan muhalif Türkiye Milli Ordusuna destek verip ‘yeni anayasa yapın sonra da seçim düzenleyin’ deseydi Ankara nasıl bir yanıt verecekti?
İş bununla da kalmadı çünkü Ankara, PYD/YPG/PKK’yı desteklemekle suçladığı ABD yetkililerinin Suriyeli muhaliflerle buluşmasına izin veriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye özel koordinatörü Nicholas Granger, Gaziantep’te Suriye Geçici Hükümeti’nin Başbakanı Mustafa ile buluşuyor ve “muhalefetin kontrolündeki bölgelerdeki durumu” görüşüyor. İyi de Aynı Amerikalı buradan gidip PYD/YPG’li yetkililerle de benzer konuları görüşüyor ve Amerikalı yetkililer ‘Biz PYD/YPG’yi gerektiğinde Türkiye’ye karşı kullanmak için eğitip besliyoruz’ diyorlar.
Peki diyelim ki Erdoğan ve Esad bir araya geldi ve karşılıklı tüm koşullar yerine getirildi. Bu durumda Fırat’ın doğusunu işgal altında tutan ve NATO üyesi diğer ülkelerle PYD/YPG’yi eğitip silahlandıran Ankara’nın stratejik müttefiği ABD ne olacak.
Daha net bir soruyla ABD’nin Türkiye ve Fırat’ın doğusundaki askeri üsleri ne olacak?
Gördüğünüz gibi her şey karışık ve palavra.
Trump kazanır ve yeniden tehdit dolu sosyal medya paylaşımlarına ve hakaret içerikli bildik mektup yazma huyuna dönerse işte o zaman işler daha da karışacak.
Tabi o zamana kadar bölgede büyük savaş çıkmazsa!
Neyse ki Bakan Yerlikaya’nın kayıp olduğunu söylediği 729 bin Suriyeliden 350 bini bulunmuş geri kalanların da aranmasına devam ediliyormuş. Belki de Afganlı kardeşleriyle birlikte bir yerlerde pişkirik oynuyorlardır!