Romancı Adil Tapanoğlu usta işi bir roman yazmış. ‘Hasan’ adlı romanda imgeler ve simgeler örülerek oluşturulan yapıda perişan olmuş bir hayatın trajedisini görüyoruz. Hasan’da bir değil birçok trajedi iç içe örülmüş.
C.G.- Efendim ‘Hasan’ adlı romanınız usta işi bir roman. Ayrıca simgeler ve imgeler bağlamında romandaki traktör neyin simgesi oluyor?
A.T.- Romanda bir traktör var dediniz. Ben şunu söyleyeyim romanda gerçekten bir traktör var mı?
C.G.-Ancak şunu söylememe izin veriniz ki ön okumada traktör simge ve imge bağlamında gözüküyor.
A.T.- Ön okumada haklı olabilirsiniz. Ama art ve yan okumalarda traktör göremezsiniz.
C.G.- İmge ve simge bağlamında Hasan traktörden düşüyor.
A.T.- Düşüyor gibi görünüyor ama düşmüyor düşürülüyor. Dikkat ederseniz traktör ile tavşan var.
C.G.- Evet çok sevimli bir hayvan tavşan, Hasan traktörle tavşanı eziyor. Çok acıklı bir sahne burası. Ben okurken ağladım. Zavallı tavşan.
A.T.- Ama trajedi buradan çıkıyor.
C.G.- Çok acımasız bir yazarsınız. Okuru tokatlaya tokatlaya yazıyorsunuz.
A.T.- Hayatı yazıyorum ben.
C.G.- Aslında sihirbazsınız, tavşandan trajedi çıkarıyorsunuz.
A.T.- Burası ince bir nokta. Benim romanım kıldan ince kılıçtan keskindir.
C.G.- Ben de onu söyledim. Denizde dalgalar nasıl birbirini kovalarsa sizin romanınızda da imgeler ve simgeler birbirini kovalıyor. Tavşan, buğday, arpa, makas, ekmek, ojeli, eski, rujlu dudaklar... Bu nesneler sanki canlıymış gibi pinpon topu gibi dolaşıyor romanda.
A.T.- Nesneler canlı gibi dediniz. Burası önemli benim için. Romanı başarıya ulaştıran nokta da tam burası.
C.G.- Olağanüstü görkemli bir roman yazmışsınız. Kutlarım sizi.