Artık tarikat mensuplarının, hatta Profesör ünvanı taşıyan, kişilerin ‘çocuklara yönelik cinsel istismar’ içeren söylemlerine alıştık. Ne kadar kınarsak kınayalım, bu söylemlerin bir bedel olarak onlara geri dönmemesi bile şaşırtmaz oldu bizi. Akılları hep ‘belden aşağı’ çalışan, bir çocuk vücuduna bile ‘erotik duygular’ besleyen mahlûklar, midemizi bulandırsa da sayıları giderek artıyor.
Ama halktan oy isteyen, ülkeyi yönetme arzusunda olanların bu türlü söylemlerine ne demeli? Son olarak Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın söyledikleri… Üstelik ikiz kız çocuğuna sahip biri…
"Anadolu'da yıllardan beri büyüklerimiz 14, 15, 16 yaşında evlenmiş, mutlu yuva kurmuşlardır. 15 yaşında biri cinsel olgunluğa eriştiğine göre rızası geçerlidir" diyor.
Türkiye’de sıkça duyduğumuz bu düşüncenin, bir çocuğun zihninde bıraktığı izleri düşünsenize… Çocuğun her dönemdeki büyümesini, gelişmesini, bedensel ve ruhsal sağlığını etkileyen riskler arasında çocuk istismarı ve ihmali çok önemli bir yer tutar.
Dünya Sağlık örgütünün son yıllarda yayımladığı rapora göre dünya genelindeki 14 yaş altındaki yaklaşık 60 milyon çocuk ihmal ve istismara uğruyor. Ülkemizde çocuk istismarı son on yılda giderek yaygınlaşan toplumsal bir sorun haline geldi. 2019 yılında yapılan Türkiye Çocuk İstismarı ve Aile İçi Şiddet Araştırmasının sonuçlarına göre son bir yıl içinde 7-18 yaş grubu çocukların yüzde 54’ü fiziksel istismara, yüzde 65’’i duygusal istismara ve yüzde 34’ü ihmale maruz kalmış.
Bırakın ‘Oğul Erbakan’ın’ söylediklerini, yani evlendirmeleriyle ilgili durumu, cinsel teklifler, cinsel yollu bakışlar, cinsel şakalaşmalar, davet edici mesajlar gönderme, çocuklarla olması uygun olmayan duygusal ve cinsel bağlanmalar, kışkırtıcı davranışlar, cinsel içerikli bir dil kullanma, çocuğa cinsellik içeren isim takma, cinsel içerikli şakalar ve çocuklara pornografik, erotik resimler ve filmler gösterme ya da beraber seyretme bile bir suç teşkil ediyor. Cinsel istismara giriyor. Yani Türk Ceza Kanunu’na göre bu eylemler suçtur. Fatih Erbakan ise bu söylemiyle suçu övmektedir, hatta teşvik etmektedir.
“Çocukların cinsel istismarı” başlıklı TCK m.103/1’e göre; “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Cinsel istismar 18 yaşından küçüklere yönelik yalnız tecavüzü değil bedensel teması içeren her türlü cinsel hareketi kapsayan bir suçtur.
Üstelik 15 yaş altı konusunda kanun daha da hassas. Çünkü bir bebek dahi bu kapsamda yer alıyor. 15 yaş sınırının nedeni çocukların psikolojik gelişiminin dikkate alınması. Türk Ceza Kanunu, olgunluğa erişilmesi mümkün olmayan bu yaşlarda,
‘dünyadan habersiz’ çocuklara yönelik herhangi bir cinsel davranışı cebir, tehdit, hile gibi araçlara başvurmasını aramadan cinsel istismar olarak kabul ediyor. Örneğin 10 yaşında bir çocuğa soyunması söylenirse bunu bir oyun sanabilir, ayrıca cebir, tehdit uygulanmadan istismar edilebilir. Kanun tam da bu nedenle cebir, tehdit, hile, kandırma veya iradeyi etkileyen diğer hareketlerin bulunmasını 15 yaşını doldurmamış çocuklar için hiçbir durumda aramıyor.
Şimdi, politika yapmak niyetinde olan ve soyadının ‘Erbakan’ olmasından başka hiçbir özelliği olmayan bu kişiye ne demeli?
‘Allah akıl ihsan etsin’ demekten başka…